Sayfa Yükleniyor...
“Sanat olmasına gerek yoktur fotoğrafın. Fotoğraf tarih olayıdır. Tarihi zapt ediyorsun. Bir makine ile tarihi durduruyorsun’’ demişti yılların fotoğraf ustası Ara Güler. Aslında birçok kesim İstanbul fotoğrafçısı olarak tanıdı onu. Öyle güzel İstanbul karelerini fotoğraflamıştı ki, birçok turist sadece onun gözünden çekilen o kareleri görmeye gelmişti İstanbul’a. Çekmiş olduğu her kare fotoğrafta bir yaşanmışlık vardı farklı bir bakış açısı. Mesela ben çok severim özellikle siyah beyaz olan İstanbul fotoğraflarını incelemeyi, ne bileyim içim huzur dolu oluyor onlara baktığımda sanki oradaymışçasına. Ara Bey’in çalışmaları, dünya çapında birçok kurumun koleksiyonlarında da yer buluyor. Mesela; Paris’teki Fransa Milli Kütüphanesi, New York’taki George Eastman Museum, Dasimaginärephoto-museum, Köln’deki Museum Ludwig ve Sheldon Museum of Art ve daha niceleri.
“Foto Muhabiri” isimli kitabı merakı olanlar zaten çoktan keşfetmişlerdir bile, ancak henüz okuyamayanlar için kısaca bahsedersem; Ara Güler’in hayatını kronolojik biçimde anlatır ve aynı zamanda Türkiye tarihini de bir hikâye tadında zihnimizde canlandırıverir. Naçizane fikir olarak fotoğrafçılık mesleğine merak salmış kişilerin kesinlikle okuyup, arşivinde bulundurması gereken bir kitap. En sonunda Ara Güler ile yapılmış bir söyleşi ve aile fotoğraflarının ağırlıklı olduğu albüm yer alıyor.
Usta sanatçının birçok yerde karşılaştığımız biyografisine 17 Ekim 2018 tarihi de eklendi. 90 yaşında geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeni ile dünyaya gözlerini yumdu ve son yolculuğuna uğurlandı. Güler’in fotoğrafçılık felsefesi kendisine göre şöyleydi; fotoğrafta insanın varlığına büyük önem vermek ve kendini görsel bir tarihçi olarak görmesiydi. Fotoğrafçılık insanların üzüntülerini, mutluluklarını ve hayatlarını anmalarını sağlamalıdır. Bazı durumlarda sanatın yalanlar söyleyebileceğini ama fotoğraf karesinin sadece ve sadece gerçekleri yansıttığını düşünürdü.
Sözü ile başladığım yazıyı yine bir Ara Güler sözü ile bitirmek geçti içimden, “Yaşam size verilmiş boş bir filmdir, her karesini mükemmel bir şekilde doldurmaya çalışın” hayat devam ederken de kıymetler bilinsin, sevgiler daim olsun dileklerimle.
Sağlıcakla…