Sayfa Yükleniyor...
Bana göre bir şeyleri ifade etmekte zorlanan, kendisini tam anlamıyla ifade edemeyen ve üşengeç insanlar genellikle takdir etmekten kaçınır. Sonuçta bir şeyleri takdir ederse eğer bunu neden yaptığını, ne için takdir ettiğini belirtmesi gerekir böylece az da olsa kendini açmış ve bazı şeyleri içinden çıkarmış olur. Ama o takdir etti diye herkesin takdir edeceği anlamına gelmiyor dolayısıyla bu alenen fikrini, duygularını belli eden davranış karşısında fikirlerinin karşısında gururla durmak hatta güçlü olmak gerekmektedir. Bu yüzdendir ki beğenmeme, sevmeme, takdire layık bulmama takdir etmenin aksine çok daha kolay elde edilen bir hak oluveriyor şimdilerde, -olmamış bu, -beğenmedim, -cıks’larla geçiştiriverilen hem de kendini hunharca nedenini açıklamak için yormaya gerek kalmayan haktır. Günümüz hastalıklarından biriside bu değil midir basit varken zor neden seçilsin ki?
İnsan yaşamında takdir etmek kadar hatta daha da önemli olan bir kısım daha var ki oda takdir edilmektir. Çoğu insan kendi egosu için, ya da farkında olmadan elde ettiği bir şey için takdir toplamıştır ama en kötü ve akıldan çıkmayacak olan tam ihtiyacı olduğu bir anda, karşı taraftan takdir elde edememesi hatta ve hatta kötülenmesi olayıdır. Bu zamanlar kişinin hayatında dönüm noktası olmuştur. Bu anlar birçok yerde yaşanmış olabilir iş hayatı, bir maç müsabakası, bir arkadaş ortamı vs. sıralayabiliriz. Birde kişinin kendiyle çeliştiği anlar vardır “iddiasız durayım ne gerek var böyle şeylere” dersiniz olmaz. Azıcık öne çıkmaya çalışınca egosunu tatmin etmeye çalışan birisi gibi algılanırsınız. Birçok şeyi alanınızda iyi yaparsınız, kendinizden çok eminsinizdir ama yine görmezden gelinirsiniz. Ya da doğru olduğunu düşündüğünüz, yaptığınız şeyler insanların ilgisini çekmez. Bu silsile böyle devamlı birikir ve içinizden çıkmaz hale gelir. Ne yapsanız olmaz, bir türlü takdir edilmezsiniz. Bu yüzden, kendinizi göstermeniz gereken zamanlarda, yavaş yavaş içinize kapanmaya başlarsınız. Kendinize olan güveniniz bir kez değil birçok kez kırılmıştır artık. En iyi bildiğiniz şeyi yapmayı bile bırakın, en yakınınızla basit görüşme bile yapamaz hale gelirsiniz. Bir noktadan sonra zaten takdir alamadım diye üzülmek yerine, hata yapacağım korkusu içinizi kaplar. Yaşanan bu stresle sürekli tedirgin olup en basit şeyde bile heyecanlanırsınız. Yapacağınız en küçük hatada, herkesin sizi dünyanın en beceriksiz insanı olarak nitelendireceğini düşündüğünüzden, her durumda kendinizi kasarsınız. En kötüsü de bazen bu duruma neden olan çevrenizdekilerin bunun aslında farkında olmamasıdır.
Önemsiz görünür aslında ama takdir edilmek bir insan yaşamını çok derinden etkiler. Hayatımızda hiçbir şey yapamasak bile çocuklarımıza takdir edilmenin hazzını yaşatalım ve bırakın onlarda kendi hayatlarında ailelerinden aldıkları bu takdiri başkalarına vermekte çekinmesinler böylelikle takdir etmeninde, takdir dilmek kadar önemli unsur olduğunu öğrensinler. Etrafımızdaki mutlu bir toplum için gerekenler listesinden bir maddeye daha tık koyarak tamamlamış olalım.
Sağlıcakla…