Sayfa Yükleniyor...
Kışın her detayı bana huzur ve mutluluk verici olduğundan en güzel mevsim diyeceğim. Yaz sıcağında bile düşününce mutlulukla dolmamın nedeni; en sevdiğim her şey bu mevsimde toplanmıştır benim için sanki. Mutluluğuma mutluluk katan, yaşadığımızı hissettiren şeyleri sıraladığımda sizin de kendinizden bir şeyler bulacağınıza eminim;
Terlememek harika bir şey, üşümek ise terlememekten daha da güzel. Yanaklarımızın kızarması, ellerimizin soğuktan uyuşması, soğuğu iliklerimize kadar hissetmemiz, dişlerimizin titremesine engel olamamamız ve bunların akabinde sıcak bir mekana gitmek ya da üşürken elimizde sıcak bir şeyler içerek kar yağmış yollarda, karı izleyerek ilerlemek. Aslında aldığımız her nefesin ciğerlerimizde hissedilmesi gibi sıcak-soğuk, üşüme-ısınma ikilileri ile normalde hissettiklerimizden daha çok vücudumuzu harekete geçiren tüm eylemler. Yaşadığımızı, canlı olduğumuzu daha çok hissettiriyor resmen. Bu sayede sevdiğimiz insanlara daha rahat sarılmıyor muyuz, ellerini tuttuğumuzda sıcaktan fenalık gelmemesi. Rahatça el ele tutuşup gezebiliyor olmak ellerin terleyip yapış yapış olmasından uzak kalmak, geniş çaplı düşününce de kış başlı başına insanları birleştirici bir güç içeriyor aslında, daha samimi olan ortamlar yaratıyor.
Doğal ortam olan bir yerde, beyaz rengin yoğunluğu insanda adeta hipnoz etkisi yaratıyor. Üşümekle birleşince resmen çift etki yapıyor bu manzara. Tabi hayal kurmadan olur mu böyle bir ortamda? Kuzey kutbuna gitmişiz ve hava kararmış, gökyüzünde kuzey ışıkları ahenk ile dans ediyor. Arkamızda kocaman beyazla kaplanmış adeta bir gelin edasında süzülen ormanlar, önümüzde de mükemmel manzaralı fiyortlar. Aklımızdan geçen her şeyi o an bize unutturan; doğaya teslim olmamıza neden olan, daima huzur hali bırakan beyaz manzaraların sahibidir kış.
Kocaman yumuşacık bir battaniyeye sarılıp, sıcacık kedi kucağımızda, sıcak bir şeyler içerken film izlemenin hazzını başka mevsimde alan var mıdır, bence yok.
Yılbaşının yaklaşmasıyla mağazalardan Noel şarkılarının yükselmesi ve süslemelerin görsel şov yapması. Belki batıl inanç ama kapılara ya da balkonlara ökse otu asmak o yıl içinde tüm kötülüklerden koruması anlamını taşıyormuş, üniversitedeki üst kat komşumun kulaklarını çınlatmak istiyorum onun öğrettiği bir şeydi.
Özellikle lise ve ilkokul zamanlarımızda tam sabah okula kalkmak üzereyken, bir mucize olur ve haberlerden yoğun kar yağışı olduğundan okulların tatil olduğunu öğrenirsin, okula gitmez sıcak yatağına geri dönersin. Kışın bot giyip lap lap yürümenin zevki de farklıdır, tıpkı camlara nefesimizle buhar yapıp bir şeyler çizmek gibi.
Kalabalığın ortalıkta pek görünmemesine rağmen akıcı bir hayatın olduğunu içten içe bilmemiz. Kalabalık olmayan, gürültüsüz, sakin sokaklar ama aynı zamanda hayatın durmaması. Bu yüzden kışın tatil yapmak bana hep daha hoş gelmiştir sanki. Özellikle sakinliği ve yalnız tatil yapmayı seven insanlarsanız. Kışın karanlık havasına inat renkli atkı, bere, kulaklık takanları görmek. Perdemizi açtığımızda odamıza yakıcı güneş ışıkları yerine aydınlığın süzülmesi, gündüz uyumaları.
Soğuk bir yerden sıcak eve girme olayını şimdi yeniden düşündüm de, eve girdiğimiz gibi o atkıyı boynumuzdan atarken hissettiğim huzur bile güzel, neşeli. Hatta hastalanmak bile, hastayken sıcak çorba içmek bile güzel.
Mandalina, kar kokusu, oduncu gömleği, boğazlı kazaklar, eldiven, daha uzun geceler, hatta bazıları için tarçınlı, karanfilli sıcak şarap ve daha niceleridir kış.
Ben kış bebeğiyim herhalde bundan bu kadar çok kış sevmem. Kışlı uzun ve güzel ömürler…
Sağlıcakla...