Türk futbolu nerede?

Dünkü maç için futbol adına yazılacak bir şey olduğunu düşünmüyorum. Dün sahada ne yaptığını bilmeyen 90 dakika bitse de gitsek diye bakan, taktik, teknik, fizik olarak hiç varlık gösteremeyen, asıl önemlisi ortaya bir ruh koyamayan bir milli takım vardı.

Dün akşam, 70 milyonluk bir ülkenin milli takımının 323 bin nüfuslu bir ülkenin milli takımı karşısında nasıl aciz kaldığını izledik. Aslında rezalet maç oynanmadan “sir” Fatih Terim’in İzlanda’yı favori göstermesiyle başladı. İzlanda’nın kadrosuna bir bakın dünya standartlarında hangi oyuncusu var? Bu takımda bize karşı favoriyse biz hangi takımlara karşı favori olacağız?

Oynanan futbolu bugün için kısır tartışmalarla geçiştirerek yanılıyoruz. Çok uzun zamandır bu takım sahaya futbol koymuyor. Fatih Terim son 11 yılın 7 yılında bu takımın başında yer aldı. 2002 dünya kupasını ondan sonraki 2-3 yıllık dönemi bir düşünün Türkiye oynadığı futbolla Avrupa’nın Brezilyası olarak adlandırılıyordu. Türk futbol kültürü yerleşmeye başlamıştı. Ta ki 2005 yılında Fatih Terim’in bu takımın başına geçmesine kadar. O tarihten sonra milli takım önü kesilemez bir düşüş yaşadı. Her yıl dünya sıralamasında ki yerimiz gerilerken her turnuva da bir alt torbaya düştük. İşin en kötü tarafı yerleşmeye başlayan futbol kültürümüz yerle bir oldu yerini saha da ne yaptığını bilmeyen 11 kişinin oyununa dönüştü.

Şimdi herkes Fatih Terim ile Arda konusuna takılmış durumda. Sanıyorlar ki Arda ya da diğerleri alınsa sorun çözülecek. Çok merak ediyorsanız Arda ile Fatih Terim arasındaki sorunun yanıtını vereyim. Sorun Fatih Terim’in “yüksek egosu”dur. Koskoca bir ülkenin milli takımı bir adamın egosuna terk edilemez. Her maçta kan ağlayan insanlar tek kişilik Fatih Terim gösterilerini izlemek zorunda değil.

Türk futbolu nerede?