Gazze Katliamına Seyirci Kalmak!
- Oluşturulma Tarihi : 23.10.2025 10:19
- Güncelleme Tarihi : 23.10.2025 10:19
“Sevgi, belli bir olgunluğa erişmeden, herkesin tadabileceği bir duygu değildir.” Erich Fromm
Gazze katliamına seyirci kalmak insanlık suçu değil de nedir? Gazze’deki hükümetin medya ofisinden yapılan açıklamada; 7 Ekim’de iki yılı dolacak olan soykırıma ilişkin güncel veriler paylaşıldı. Verilere göre, 19 bin 450’si hastanelere ulaşanlar olmak üzere; yaşamını kaybeden çocuk sayısı 20 bini aştığını öğreniyoruz. Yaşamını yitiren kadınların sayısı da enkaz altında kalanlar ve kayıplar da dahil olmak üzere 12 bin 500’ü geçmiş durumda. 154’ü çocuk olmak üzere 460 kişi ise açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybettiği rapor edilmiş. 14’ü çocuk olmak üzere 17 kişi soğuktan donarak ölmüş. 7 Ekim’den bu yana ölen Filistinli sayısı 67 bin 139. Kayıplarla birlikte bu sayı, 76 bin 639’a ulaşmış. Açıklamaya göre, İsrail saldırılarında bin 670 sağlık ve 140 sivil savunma görevlisi ile 254 gazeteci de yaşamını kaybetmiş.
12 bini aşkın hamile kadın; gıda ve yetersiz beslenme nedeniyle düşük yapmış. 38 hastane, 96 sağlık merkezi İsrail tarafından bombalanarak, yıkılmış veya hizmet dışı bırakılmış. 197 ambulans ve 61 sivil savunma aracı da hedef alındığı belirtilmiş. Gazze Şeridi’ndeki okulların yüzde 95’nin bombalama sonucu hasar gördüğünü öğreniyoruz. 668 okul doğrudan bombalanmış. 165 okul, üniversite ve eğitim kurumu tamamen, 392’si ise kısmen yıkılmış. 13 bin 500’ü aşkın öğrenci, 830 eğitimci ve 193 akademisyen ve araştırmacı saldırılarda ölmüş. 785 bin öğrencinin ise eğitimden mahrum kaldığını kahrolarak öğreniyoruz. Saldırılarda üç kilise, birden fazla kez hedef alınmış. 835 cami tamamen, 180 cami de kısmen yıkılmış. 60 mezarlıktan 40’ı yıkılmış. İsrail ordusunun hastanelerin içinde yedi toplu mezar açtığını üzüntü içinde öğreniyoruz.
Mezarlardan 2 bin 450 kişinin naaşı çalınmış. Saldırılarda 268 bin konut tamamen, 153 bin konut kısmen yıkılmış. 148 bin konut ciddi şekilde hasar alarak yaşanmaz hale gelmiş. 288 bin Filistinli aile evsiz kalmış. 725 merkezi su kuyusu, beş bin 80 kilometre elektrik şebekesi tahrip edilmiş. 247 hükümet binası, 292 tesis, oyun alanı ve spor salonu yıkılmış. 208 arkeolojik ve kültürel miras alanı hedef alınmış. Veriler devam ediyor. Ben verileri sizleri aktarmaya çalışırken gerçekten üzüntümden dona kaldım. İnsanlığımdan utandım.
Küresel kapitalizm dediğimiz sömürü çarkının krize girdiğini, krizden çıkmak için savaş sanayisini devamlı yaptığı gibi devreye soktuğunu, vur emrini verdiğini biliyoruz. Dünya halklarının bu gerçeği görerek, ayrış(tır)maları bi tarafa atıp, anti-emperyalist, anti-kapitalist mücadele ve tabi ki antifaşist paydasında bu örgütlü saldırıyı er geç püskürteceğini tahmin ediyorum. Enseyi karartmamak, insan hakları ve demokrasi zemininde örgütlenerek iyi insanların bu örgütsel kötülüğü alt edeceğini düşünüyorum. Öyleyse haydi sokağa! Sözlerimizi güzel bir Kütahya türküsü ile bitirelim. Bu türküyü her dinlediğimde o zamanların amansız verem hastalığı ile özgürlüklerine, sevdiklerine kavuşamayan mazlumlar aklıma gelir. Ezgimize kaynak kişi olan “Hisarlı Ahmet” ve acıklı türkümüzü derleyen “Yücel Paşmakçı” hocamıza ne kadar teşekkür etsek azdır.
Elif Dedim Be Dedim Aman,
Kız Ben Sana Ne Dedim.
Guş Ganedi Galem Olsa Aman,
Ah Yazılmaz Benim Derdim.
Elifim Noktalandı Aman,
Az Derdim Çokçalandı.
Yetiş Anam Yetiş Bubam Aman.
Ah Çeyizim Bohçalandı.
(Ah Mezarım Tahtalandı)
Sevgilerimle…