Hekimlerin Canları Yok Galiba..


  • Oluşturulma Tarihi : 28.08.2020 07:08
  • Güncelleme Tarihi :
Hekimlerin Canları Yok Galiba.. yazının resmi

Bir Malatya türküsü bugünleri ne kadar güzel anlatmış..
Mevla’m birçok dert vermiş,
Beraber derman vermiş..
Şu onulmaz derdime,
Neden ilaç vermemiş..
Bir hafta içinde 5 hekimimizi, 5 değerli meslektaşımızı Kovid-19 nedeniyle kaybettik.
Kovid-19 bulaşısını önlemek için çalışan tüm sağlık emekçileri büyük risk altında olduğunu artık sağır sultan da duydu. “Sesimizi duyan var mı? Sanmıyoruz sesimizi duyan yönetici (?) olduğunu. “Ölüyoruz” paylaşımı yapan Türk Tabipler Birliği ne kadar doğru açıklama yapmış. Başka ne denilebilir ki? Ölüm bu; hem de ölümden birilerini kurtarma yüce görevi yürütürken ölmek, hani dilimiz varmıyor “pisipisine ölmek” demeye ama sanki böyle... Düğünü, derneği, sünneti, sahili, sokağı, AVM’leri, nişanı, hatta asker uğurlaması bazen yasaklanacak, bazen iki saatliğine ya da bir saatliğine serbest bırakılacak. Ya da bana bir şey olmaz diyerek hastane de sağlık çalışanlarımıza kafa tutup hastaneden kaçacak. Kime nasıl bulaştırdığı belli olmayacak. Sonrasında yoğun bakım.. Haydi rastgele.. Kime ona buna değil.. Sadece sağlık çalışanına piyango çıkacak..
TOPLUM KURALLARA UYMAK KOŞULU İLE, MUTLAKA DİSİPLİNE EDİLMELİDİR....
Bizim toplumumuz da disiplin kuralları daha da bir geçerlidir..
Eğer toplumun sağlığını yine toplumun içinden birileri tehdit etmekte resmen aracı oluyorlarsa, gereği yapılmalıdır. Peki, nedir gereği? Öncelikle, sağlık çalışanlarına sık Kovid-19 testi (iki günde bir) yapılmalıdır. Kovid-19’a yakalanan ve bunun sonucunda kaybettiğimiz başta hekimler olmak üzere sağlık emekçileri “MESLEK HASTALIKLARI” kapsamına alınarak, sağlık şehidi olarak anılmalıdır.
Fakat en önemlisi salgının önünü alabilecek önlemler hızla hayata geçirilmelidir. Bu önlemler tekrar 1 Haziran öncesi kısıtlamalara acilen dönülmeli yönünde olmalı, toplum hızla disipline edilmelidir.
Kapitalizmin daha çok kazanma hırsı nedeniyle, can kaybetmeyi göze almak hiç de gerçekçi ve vicdani değildir. Maalesef olgu sayıları hızla artmaktadır. Yüzde 30 seyircili futbol oynanması kararı doğru değildir. Her şeyin para olduğu koşullar belirleyici olmaya devam ediyor. Üzülsek de, bu gerçeği unutmamak gerekir.. Paraya kimsenin gücü yetmemektedir. Sonbahar mevsimine hızla yaklaşırken, sürü bağışıklığı bizi; “Susuz derede bile boğar”a götürmektedir. Bu güne kadar özveriyi tüm sağlık çalışanları, duyarlı halk kesimi ve yoksullar üstlenmiştir. Fedakarlık sırası artık üç beş müteahhit ve para babalarına kalmıştır. Yönetenler tercihlerini doğru kullanmalı ve toplum sağlığı anlayışı hızla hayata geçirilmelidir. Diliyoruz ki büyük çoğunluğun bu isteği gerçekleşir. Giresun da yaşanan sel felaketi doğa ile dalga geçilemeyeceğinin ve doğa yasalarına titizlikle uymamız gerektiğini açıkça göstermiştir. SİİRT te yaşanan tecavüz olayında, bana bir şey olmaz diyen tecavüzcü ne kadar da haklı ve yasaları biliyormuş meğer(!). Maalesef geç de olsak bu gerçeği öğrendik..
“Yaprak döker bir yanımız,
 bir yanımız bahar bahçe”
Ya hep birlikte yaprak, ya da bahar bahçe olmak dileğimizle...
YAŞASIN EMEK MÜCADELEMİZ!
YAŞASIN BARIŞ VE SEVGİ!
Mustafa Torun
Cafer Keskin
 

Hekimlerin Canları Yok Galiba..
Dr. Mustafa Torun
Yazarımız Kim ?

Dr. Mustafa Torun