Basit ağrı kesiciler, Parasetamol, kortizon olmayan anti-inflamatuvar ilaçlar, kortizon, klasik hastalık düzeltici romatizmal ilaçlar ve biyolojik ilaçlar, hedefe yönelik sentetik hastalık düzeltici ilaçlar vardır. Kortizon dışı romatizmal ilaçlar (NSAİ); bazı romatizmal hastalıkların, örneğin ankilozan spondilitin ve gut ataklarının tedavisinde ilk seçilen ilaçlardır. Sadece ağrı kesici değil, uygun dozda kullanıldıklarında romatizmal iltihabı giderici özellikleri vardır. Mide sorunu olanlarda ve 65 yaş üzerinde dikkatli bir şekilde, mide koruyucu diye bilinen mide asidini kesen ilaçlarla birlikte kullanılmaları gerekir. Kortizon en güçlü romatizmal iltihap giderici ilaçtır. Bazı romatizmal hastalıklarda ciddi organ tutulumu olduğunda, yüksek dozda kullanılıp hayat kurtarır. Romatoid artritte daha çok düşük dozlarda günlük ağız yoluyla kullanırız. Düşük dozlarda kullanıldığında yan etkileri azdır. Yine de gerekli önlemler alınarak kullanılır. Kortizon Romatolojinin vazgeçilemeyecek ilaçlarındandır. Örneğin İltihaplı romatizmada (RA); kortizon dışında diğer ağrı kesiciler ağrıyı kesmede, şişliği indirmede etkili olamazlar. Romatolog bu ilaçlar hakkında mutlaka hastasını bilgilendirmelidir. Hasta da hekimine danışmadan ilacı kesmemelidir. Kortizon aniden kesilirse şoka ve alttaki romatizmal hastalığın alevlenmesine yol açar. Hastalığı Modifiye Eden Antiromatizmal İlaç yani Konvansiyonel DMARD dediğimiz metotreksat, leflunomid, sulfasalazin, hidroksiklorokin gibi ilaçlar hastalık bulgularının düzeltilmesini sağlar ve hastalığın ilerlemesini, örneğin RA’da sakatlık oluşumunu önler. Düzenli olarak kullanılmaları gerekir. Romatolojide izlem çok önemlidir. Hastaların düzenli olarak kontrollere gelmesi sayesinde hem hastalığın seyri izlenir hem de ilaçların istenmeyen etkileri örneğin Karaciğer testlerinde yükselme, kan sayımında düşme olup olmadığı kontrol edilir.
Biyolojik tedaviler ve hedefe yönelik sentetik hastalık modifiye edici ajanlar son 25 yıl içerisinde hayatımıza girdi. Bu grup ilaçlar hastalığın ortaya çıkışında rol oynayan bağışıklık sistemi hücrelerine, sitokin yapısındaki protein içerikli olan ve hücrelerin birbiriyle iletişimini sağlayan sitokinlere veya hücre dışındaki sinyallerin hücre içindeki çekirdeğe iletilerek inflamasyon yanıtının ortaya çıkmasını sağlayan yapılara karşı direkt olarak geliştirilmiş ajanlar yani gelişmiş tedaviler. İleri teknolojilerle üretildikleri için oldukça pahalı tedaviler. SGK tarafından çoğunun geri ödemesi var. Çok etkili ilaçlar. Ancak diğer klasik tedavilere cevap alınamayan hastalarda kullanıyoruz. Bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar oldukları için infeksiyonlara özellikle vereme karşı yatkınlık artabiliyor. Ancak gereken hastalarda veremden koruyucu ilaçlarla birlikte kullandığımızda sorun yaşamıyoruz. Bu tedaviler altında çok düşük de olsa tümör oluşum riskinin artabileceği halen tartışılmakta. Ancak yarar zarar analizi yapıldığında tüm dünyada başarılı bir şekilde kullanılıyorlar (Terazi kefeleri). Bu hastalarda belirli prensiplere göre ilaçlar başlanıyor ve hastalar uygun şekilde sık aralıklarla (3 ayda bir) izleniyor.
Sağlıklı beslenme ve egzersiz çok önemli. Genelde Akdeniz tipi beslenme öneriyoruz. Omega 3 alımı önerilebilir. Bunun dışında glutensiz diyet gibi, kollagen kullanımı gibi konularla ilgili bilimsel bir kanıt yok. Şişmanlık hastalığını seyrini ve tedaviye yanıtı olumsuz etkileyen bir faktör. Sigaranın kesinlikle içilmemesi gerekiyor. Sigara hem hastalıkların ortaya çıkışında bir etken, hem de tedaviye yanıtı azaltan bir faktör. Sigaranın kalp damar ve AC üzerindeki olumsuz etkilerini zaten çok iyi biliyoruz. Sigara içen AS’li hastalarda omurgadaki yeni kemik oluşumlarının daha fazla olduğu gösterilmiş. Gut hastalarının kandaki ürik asit, asit seviyesini yükseltmemek ve gut ataklarının davet edilmesini engellemek için düşük proteinli beslenmeleri ve alkol kullanmamaları gerekiyor.