Pandemi hızla seyrederken, Omikron varyantının, Delta Varyantının yerine göz diktiğini ve giderek yerini alacağını bilmemize rağmen, elimiz koynumuzda çaresiz bir şekilde beklemeye başladık. “Gelirse gelsin bizim milli aşımız var!”, “Geleceği varsa göreceği de var!” demeye başladık. Milli aşımız olan Turkovac uğurlu olsun. Bu aşı ile ilgili olarak bakanlığımız yeterince aydınlatıcı bilgi aktarmadığı için, Faz-3 çalışmalarıyla ilgili bilgilerde sır olduğundan, biz ancak genel olarak inaktif aşılardan bahsedersek herhalde konu bilmemiz gereken özellikleri açısından anlaşılır.
Bu çıkacak milli aşıyla ilgili olarak şu sorulara yanıt almamı olmalı.
Bu aşıya nasıl ve hangi yetkili kurumca acil kullanma izni verildi?
Denetleyici kurumca evrensel bilimsel ölçütlere göre hareket edildi mi?
TTB’nin konuya dair yazısına ve sorularına yanıt verildi mi?
Verildi ise biz hekimlere ve kamuoyuna aktarılabilir mi?
***
TURKOVAC AŞISI ile ilgili olarak, konuyla ilgilenen, bilimselliklerinden emin olduğum değerli meslektaşlarıma aktardığım sorulara verdikleri yanıtların özeti şöyle; İnaktif aşıdır. Sinovac firmasının çıkardığı Coronavac aşısı, “Bunların içinde yine de en iyi bildiğimiz aşıdır” demişlerdir. Konu daha iyi anlaşılsın diye ve ortalama okuyucu düzeyini düşünerek net ifadeler kullanacağım. Hoş görüle!
***
İnaktif Korona Aşıları konuyla ilgilenen meslektaşlarımın bildiği üzere, koronavirüsün konakçı hücreye tutunmasını önleyecek yeterli antikorları oluşturamamaktadırlar. Çünkü yapıları ve tekniği gereği inaktif aşılarda virüsün çıkıntıları yok edilmektedir. Bu çıkıntılar olmadığından veya zayıf olduğundan yeterli antispike antikorları üretilememektedir. Temel mikrobiyoloji, immünoloji, viroloji ve enfeksiyon hastalıkları bilgimiz çerçevesinde konuşursam, bu tür inaktif aşıların ülkemizde salgın öncesi yapılması uygun olurdu derim. Maalesef bu olmadı.
***
MRNA aşıları tercih edilmedi. Sonradan zararın neresinden dönersek kârdır hesabı ile doğru yöne dönüldü ama çok geçildi. Şimdi tekrar inaktif aşıların kullanıma girmesi bence doğru değildir. Naçizane gözlemim budur. Daha öncede yazdığım gibi Omikron varyantına karşı mRNA aşıları üretilene kadar biran önce 3.doz mRNA anımsatma aşımızı yaptırmamız doğrudur. İnaktif aşı yaptırmışsak şu aşamada yok saymamız biran önce mRNA aşı programına geçmemiz gerekir. Gelin yine aşılarla ilgili daha önce yazdığım bilgilerimizi tazeleyelim. Böylece konu daha iyi anlaşılır.
***
AŞILARLA İLGİLİ BİLMEMİZ GEREKENLER
Aşı konusunda bir şeyler karalamak ve anlatmak gereksinimi duyduğumda, aklıma her zaman ünlü Yozgat türküsü gelir. Nida tüfekçi hocamızın derlediği bu ağıt türkü konuya ne kadar düşüyor.
HASTANE ÖNÜNDE İNCİR AĞACI(ANNEM AĞACI)
DOKTOR BULAMADI BANA İLACI(ANNEM İLACI)
BAŞTABİP GELİYOR ZEHİRDEN ACI(ANNEM VAY ACI)
Ben bu türküyü her dinlediğimde Anadolu halkının enfeksiyonlar, bulaşıcı ve çözümsüz hastalıklar konusunda çaresizliklerini ve acılarını hekimlere mal edip, sistemi ve kendilerini ezenleri değiştirme güçleri örgütlü olmadıklarından ve donanımsızlıklarından, isyanlarını türkülere döktüklerini düşünürüm.
***
PANDEMİ DEVAM EDERKEN aynı zamanda “Antibiyotik direncinin” giderek arttığı günümüz koşullarında, enfeksiyon hastalıklarından korunmanın çok daha önemli hale geldiğini görmemek mümkün mü? Çocuklarda olduğu gibi yetişkinlerde de aşılama çok çok önemli bir konu durumuna gelmiştir. Hele Kovid-19 enfeksiyonunun hız kazandığı bugünlerde “İnsan hayatını tehdit edebilecek ciddi sonuçlar doğurabilen hastalıklardan korunmada” bağışıklamanın önemi gün geçtikçe daha da artmıştır. Bağışıklamanın doğumla başlayıp yaşam boyu devam eden bir durum olduğunu özellikle belirtmekte fayda görüyorum…