2

Kadın mı? Bayan mı?-1


  • Oluşturulma Tarihi : 26.05.2022 05:10
  • Güncelleme Tarihi :

Ve kadınlar bizim kadınlarımız, korkunç ve mübarek elleri ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle

anamız, avradımız, yarimiz ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen ve soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki

ve kara sabana koşulan ve ağıllarda ışıltısında yere saplı bıçakların oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan kadınlar, bizim kadınlarımız…

NAZIM HİKMET RAN

Sosyal medya ve bunun getirdiği yoğun bilgi paylaşımı, doğal olarak bilgi kirlenmesini de beraberinde getirmiştir. Hangi bilginin doğru olduğunu anlayabilmek için, vakit ayırıp ciddi bir araştırma yapmanız gerekmektedir. Geçenlerde sosyal medyada gezinirken, yeni kurulan muhafazakâr düşüncede olduğunu düşündüğüm bir partinin genel başkanına ait olduğunu öğrendiğim bir paylaşım gözüme çarptı.İlerici olarak bildiğim birçok arkadaş bu yazıyı sayfalarında paylaşınca, ben de bu konuda düşüncelerimi güvendiğim arkadaşlara da danışarak yazmaya karar verdim.Sevgili arkadaşım Özden İlhan’a desteklerinden dolayı özellikle teşekkür ederim.

***

Bir mağazaya girerken ister istemez mağazanın vitrinine bakıp öyle içeriye giriyoruz. Biçim mi öz mü tartışmasında, bazen biçim özü belirleyip onun yerini alabiliyor. Bayan mı? Kadın mı? Tartışmasında; KADIN diye haykırmamız özümüzü net olarak belirtmektedir.

***

Bu tartışma anlamsız bir şekilde gündemde tutuluyor gibi düşünsek de, bunun bilinçli bir şekilde olduğunu varsayıp kıblemizi net olarak saptamamız gerekir. Türkçe olan “Bay ve Bayan” sözcükleri cinsiyet belirtmeye gerek duyulmadığı durumlarda birer hitap şekli olarak kullanıldığı düşünülse de; bayan eşittir kadın olarak ifade edilmektedir.

***

Nutuk’ta Mustafa Kemal ATATÜRK, söze başlarken; ya “Efendiler” ya da “Muhterem efendiler” diyerek söze başlıyor. “BAYLAR “diye başlayan nutuk baskısının olduğunu şimdiye kadar ben duymadım. Atatürk ‘ün “EFENDİ “sözcüğü cinsiyet belirtmeyen bir söylemdir. Türkçede “beyefendi” ya da “hanımefendi” kullanımları ile cinsiyet eklenmektedir diye düşünüyorum.

***

Atatürk’ün cumhuriyet ile ilgili söylediği; Efendiler “Yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz” sözünün öyküsü 1923 yılına dayanmaktadır. 1935 yılında yürürlüğe giren “Soyadı Yasası” ile “ağa”, “hacı”, “hafız”, “hoca”, “efendi”, “bey”, “beyefendi”, “hanım”, “hanımefendi”, “paşa”, “hazret” gibi feodal kültüre ait ünvan ve lakapların kullanılması yasaklanmıştır. Bunun nedeni “Eşit Yurttaş” olduğumuzu, kimsenin kimseden üstün olmadığını belirtmek içindir.

***

Uzunca süre “Beyefendi” ve “Hanımefendi” sözcükleri bir dönem genelde sosyete ve devlet kademelerinde kullanılmıştır. Hanımefendi ve Beyefendi sözcüklerinin bir dönem neden geri plana itildiğini böylece anlamış oluyoruz.

***

Peki HANIM sözcüğü nereden gelmiştir? Bir gün Cengiz Han çevredeki hanları toplantıya çağırır. Toplantıya Cengiz Han yanında eşi “Börte” ile gelir. Eşini sağ tarafına oturtur. Gelenek gereği soldan başlayarak hanlar kendilerini tanıtırlar. Son konuk da kendini tanıtınca, sırada “Börte Kadın” vardır. Burada sözü Cengiz Han alır ve “ben hepinizin hanı Cengiz Han’ım, bu da benim Han’ım Börte’dir” der. Kadın isimlerinin yanına kullandığımız “Hanım “sözcüğünün günümüze kadar ulaşan tarihinin Cengiz Han devrine dayandığı buradan anlaşılmaktadır.

***

Türkçede kadın sözcüğünün tarihsel izlerini sürdüğümüzde KATUN sözcüğüne varıyoruz.Bu sözcüğün tarihî değişimi bize iki farklı sözcüğü miras bırakmış durumda; KADIN ve HATUN.

Kadın mı? Bayan mı?-2

HATUN Hunlar’dan itibaren İslâm öncesi Türk devletlerinde hükümdar zevcesinin resmi unvanı olarak kullanılmıştır. Eski Türk devletlerinde hatunlar devlet işlerinde söz sahibi olup, protokolde yerleri vardı. Bunun örneklerini Göktürkler’de ve Uygurlar’da görmek mümkündür. Müstakbel hakanların anneleri olmaları sebebiyle ilk hatunun Türk aslından gelmesine dikkat edilirdi.

Günümüze geldiğimiz zaman BAYAN sözcüğünün sadece hitap olarak kullanıldığını, bunun da giderek çok az kullanılma sürecine girdiğini görüyoruz.

***

Erkek egemen toplumumuzda KADIN demek yerine BAYAN demeyi tercih ederek algı yaratmaya çalışıldığını sanıyorum. Kadın kelimesinden kaçmaya iten algı zihniyettir. Doğrusu baba göre “Kadın ve Erkek” olarak söylenmesidir. Küçük yaşta olanlara kız ve erkek çocuğu olarak ifade edilmesi daha uygundur.

***

Ama ben hala karar veremiyorum. Konuyu iyi anlatamadın hocam diye içinizde şüphe kalmış ise;

Türkiye Kadınlar Basketbol takımı,

8 Mart Dünya Kadınlar Günü,

Ankara Kadın Futbol Takımı,

Erkek Giyim Reyonu,

Kadın Giyim Reyonu,

Kadın WC,

Kadın- Doğum gibi birçok örnek sayabiliriz. Ayrıca yapılan tıbbi araştırmalarda kadın ve erkek sözcükleri yan yana kullanılır. Örnek vermek gerekirse;

Yapılan araştırmalarda akciğer kanseri görülme sıklığı kadınlarda daha az olup, erkeklerde daha çoktur. Kadınlar genellikle erkeklere göre daha uzun yaşarlar deriz.

Bayanlarda akciğer kanseri görülme sıklığı daha az, bayanlar daha uzun yaşarlar demeyiz.

***

Kadın Avukat, Kadın Doktor, Kadın öğretmen yerine Türkçe’de “Bayan Avukat, Bayan Doktor, Bayan Öğretmen sözcüklerini pek duymuyoruz.

***

Bize bu algıyı yaratan tutucu, teokratik “Erkek Egemen” zihniyettir. Bayan sözcüğünü lanse edinceye kadar fahişe, Kahpe, Kaltak, Yosma gibi hakaret ve küfür sözcüklerini ve size yüze yakın sayacağım;Ordu Bozan, Para Düşmanı, Püsküllü Bela, Kaşık Düşmanı, Tavuk Ayaklı aşağılayıcı sözler ile Saçı Uzun Aklı Kısa, Kızını Dövmeyen Dizini Döver” gibi deyimlerin yasaklanması dan konu etsinler. Onları en önde ben alkışlarım. Baskın “Eril Argo’nun” olduğu bir ülkede “Kadın” sözcüğü’nün bu zihniyete fazla gelmesine kesinlikle şaşırmıyorum.

***

Çözüm bir an önce yaygın eşitlikçi, özgürlükçü, insan haklarına saygılı demokrasiyi tesis etmektir. Bu olmadığı sürece işimiz giderek zorlaşmaktadır.

***

Ben sanatçıyım, ben akademisyenim, ben bürokratım, ben hekimim, ben ev hanımıyım, benim neyime siyaset, başımı niye ağrıtayım diyenlerdeyseniz, elbette sözüm sizlere değil. Siz yolunuza bu şekilde devam edin. Du-Bakali Ne Olacak diyebilirsiniz.

***

Sözünü yine güzelim bir türkümüz ile bitirelim.

Karacaoğlan’dan bir dörtlük tam yazımıza uyuyor.

İncecikten bir kar yağar,

Tozar Elif Elif diye,

Deli gönül abdal olmuş,

Gezer Elif Elif diye…

Sevgiler...

Kadın mı? Bayan mı?-1
Dr. Mustafa Torun
Yazarımız Kim ?

Dr. Mustafa Torun