Bugün sizlere geri kalmış ülkelerde ve ülkemizde sık görülen, hemen hemen her yaştaki kişiyi etkileyen bağırsağın yuvarlak kırmızı solucanı olan “Ascaris veya Askarit” diye bilinen asalaktan bahsedeceğiz. Genellikle nemli ve sıcak iklimlerde yaşamasına rağmen, ılıman iklimlerde de yaşamını sürdüren bu parazit, ülkemizde kıl kurdundan sonra en sık gözlenen yuvarlak solucandır. Dişi ve erkek formları ayrı olup, dişisi 20-35 cm, erkeği 15-30 cm büyüklüğündedir. Genellikle gri beyaz veya kırmızı renktedir. Şimdi bu solucan ve yaptığı hastalığı sorulu yanıtlı şekilde tartışalım.
Askaritin esas konakçısı kimdir? Başka nelerde gözlenir?
Asıl konakçısı insan olup, Maymun, domuz ve sincapta yaşar.
İnsanlara bulaş şekli nasıldır? İnsandaki yaşam süreci nasıldır?
Döllenmiş solucan yumurtasını içeren kirli topraktan, ağız yolu ile insanlara bulaş olur.
Ağızdan alınan yumurtalar mide ve on iki parmak bağırsağı duvarında açılıp, yumurtadan çıkan kurtçuklar bağırsak duvarına yapışırlar. Buradan karaciğer dolaşım sistemi ile sağ kalbe, akciğere, yemek borusu, boğaza varıp tekrar yutulurlar. Yutulan bu kurtçuklar ince bağırsağa gelip yerleşirler. Erişkin dişi şekline geçinceye kadar geçen süre2-3 aydır. Askarisin toplam yaşam süresi ortalama bir iki yıldır.
Döllenmiş yumurtaların topraktaki yaşam süreci nasıldır?
Yumurtalar toprakta nemli koşullarda 30 derecede 14 gün, 17 derece ve üstünde bir buçuk ay içinde bulaşıcı hale gelirler. 15,5 derece altı ve 38 derece üstünde yumurtaların yaşamı süremez. Döllenmiş yumurtalar toprakta uygun koşullarda uzun süre (yıllarca bile) yasayabilirler.
Askariti olan kişilerde ne tür bulgular oluşur?
Kişinin yaşı, altta başka hastalığı olup olmadığı, alınan askarit sayısı ve bu solucanın bulunduğu organa göre bulguları değişir. Genellikle karnın üst kısmında devamlı bir ağrı vardır. Bulantı nadir de olsa kusma buna eşlik edebilir. Kaşıntı, öksürük, astıma, uykusuzluk, cilt döküntüleri, ciltte solukluk, iştahsızlık, sindirim bozuklukları, kabızlık ve ishal gözlenebilir. Diş gıcırdatma, ağızdan salya akması, yastık ıslatma ve burunda kaşıntı gibi bulgular saptanabilir. Solucan nadirde olsa ağızdan, burundan ve makattan çıkabilir.
Tanıyı nasıl koyalım?
İyi bir öykü (Karın ağrısı, şişlik, karında gocurtu, ağızda sulanma, çocukta gelişme geriliği, iştahsızlık, kaşıntı vb.) ve fizik muayene ile en az 3 defa sabah dışkısının parazitolojik incelenmesi ile tanı konabilir.
Askaritin tedavisi nasıldır? Korunma yollarını anlatır mısınız?
Mebendazol 2x100 mg 3 gün veya tek doz 500 mg veya bugün için tek doz albendazol 400 mg verilebilir. Diğer tedaviler Levamizole 120-150 mg, piperazin başlangıçta 150 mg/kg daha sonra 3 gün 65 mg/kg şeklinde erişkinlerde önerebiliriz. Aile fertlerinin parazit yönünden taranması, onların da tedavisi son derece önemlidir. Bulaş yolları hakkında eğitim vermek, çevre temizliği, tuvalet ve el yıkama eğitimi şarttır. Burada da “Koruyucu Hekimlik” karşımıza çıkmaktadır. Her zamanki ilkemizi anımsayalım. Korunma tedaviden üstündür.
SONUÇ VE YORUM: Ülkelerin gelişmişliğinin bir ölçütü de “Enfeksiyon Hastalıkları” ile baş etmesindeki düzeydir. Maalesef ülkemizde çok sık görülen bağırsak paraziter hastalıklarından biri olan “ASKARİAZİS” her yıl ekonomik ve hastalık bazında önemli kayıplara yol açmaktadır. Koruyucu hekimliği ön plana alan (hijyen, eğitim) bir yapılanmaya giderek bu sorunu da en aza indirebiliriz. Çözüm sağlığın bir insan hakkı olduğu bilinci ile kamulaştırılıp, sağlık alt yapısının çağdaş ülkeler düzeyine çıkarılmasıdır.