Koronavirüs salgını sürecinde tüm şiddet biçimlerinde olduğu gibi ülkemizde de kadın şiddeti de son sürat devam etmiştir. Üstelik bu süreçte şiddet failleri cezalandırılacağı yerde ödüllendirilmiştir.
Covid-19 Pandemisi ile birlikte olağandışı bir dönem ve bu olağandışı dönemin ölümcül sonuçları artarak devam ederken, bu süreç tüm dünyada kadınların daha çok şiddete maruz kaldığı, kadına yönelik psikolojik, cinsel, fiziksel şiddet ile çocuk istismarının arttığı bir dönem olmuştur.
Salgın sürecinde “evde olmak” bir sağlık önleminin zorunlu hali iken, kadınlar kendilerine şiddet uygulayan erkeklerle bir arada yaşamaya zorlanarak, bu “evlerde” daha çok şiddete maruz kalmışlardır. Ayrıca, şiddete tanıklık eden çocuklar da sürekli bir travma yaşamakta ve/ya cinsel, fiziksel istismara uğramaktadır.
Bu konuda DİSK Kadın Komisyonu - KESK Kadın Meclisi - TMMOB Kadın Çalışma Grubu - TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu ortak bir açıklama yaparak, kadına yönelik şiddetin önlenmesinde etkin politikalar geliştirilerek uygulanmaya konmasını istemişlerdir.
YORUM VE ÖNERİLERİMİZ: 1980’lerden sonra gündemimize giren ve zaferini ilan eden, eski ismi ile EMPERYALİZM, yeni ismi ile KÜRESEL KAPİTALİZM VE BAĞIMLI ÜLKELERDE tüm emekçiler gibi kadın emekçiler de sadece emekçi oldukları için değil, aynı zamanda kadın oldukları için, yani iki dereceli sömürülmesi devam etmektedir. Bu sömürü, üretim biçimi niteliğine göre derecelenerek katmerleşmiştir. Bizim gibi henüz feodal unsurlarını tasfiye edememiş, üretkenliği az ülkelerde, erkek egemenliğinin baskınlığı ile kadına karşı erkek şiddeti; Emek sömürüsünün üzerine eklenerek, adeta bir zulüm haline gelmiştir. Çözüm tüm emekçi ve kadın güçlerinin birlikte örgütlü bir şekilde buna dur demesidir. Sorun sınıfsaldır.