Sayfa Yükleniyor...
Kovid-19 pandemisi dünyada hızla yayılıyor.
Olgu sayısı 14 milyonu, ölüm sayısı yarım milyonu geçmiş bir milyona doğru gitmektedir.
Türkiye’de veriler sağlıklı olmadığından yorumda bulunmak olanaksızdır.
Enfeksiyon için olgu ve ölüm sayılarına bakıp değerlendirmede yapmak sadece yeterli olmuyor.
Şunu gördük ki enfeksiyon sonlanmıyor. İyileşen ve hastalığı geçirenlerin, hastalığı tamamen geçirdi diye bir saptama yapamayacağımızı maalesef geçte olsa anlamış bulunduk.
Kısaca hastalığı geçirdi ama hastalık bitmedi diye söylemek yanlış olmaz. Hastalık süreğen hale dönüşebiliyor.
Hasarına devam ediyor. Bu saptamaları yaptıktan sonra gelelim ülkemizdeki önemli sorunlara…
25-26 Temmuz’da; ana muhalefet partisinin 37. Olağan Kongresi yapılacak..
İktidara hazırlama ve pratikte tek başkan adayı ile girilebilecek ender kurultaylardan birini yapacaktır Cumhuriyet Halk Partisi..
Türkiye ve parti koşulları hiç görülmemiş ölçüde lehinde olan bir durum ile karşı karşıya Sayın Kılıçdaroğlu…
Ancak üzülerek belirtmek gerekirse ve maalesef yakın çevresi küçük olsun bizim olsun mantığı ile hareket etmektedir. Bunu görmemek olanaksız.
Parti emekçilerini ve parti için büyük emekler veren, kamuoyunun önünde tanınan bilinen çok önemli şahsiyeti, kurultaya bile almak istemeyen bir yapının, ülkeyi düzlüğe çıkartmasını beklemek saf dillik olur.
30’lu yıllarda 3-4 gün süren parti tüzük ve programlarının tartışıldığı dönemlerden bu günlere gelen bir zihniyet ile karşı karşıyayız..
Bugünün koşullarında bütün başarıyı kendi hanelerine yazmakta bunların üstlerine yok.
Yerel seçimlerdeki başarıyı kendilerinden menkul görenler bence yanılıyorlar.
Başarı onlardan çok, doğru ve aklıselim düşünen büyük seçmen kitlesinindir. Tabanda Kürt seçmen başta olmak üzere, muhalif seçmenlerin doğru davranış ve hareketleri yadsınamaz.
Bunları yazmak, sorunları belirtmek için insanların CHP’li olmasına da gerek yok. Ülkesini seven her insan bunları yazabilir, açıklayabilir. CHP’nin büyük sorumluluğunun herkes farkında.
Elbette önemli olan CHP üst yönetiminin bu sorumluluğun farkında olmasıdır.
Pandemi gerekçe, gösterilerek, kurultayı, partinin saygın birikimine sahip kadrolarından ve aydın geleneğinden kaçırarak geniş kitlelerle buluşmak mümkün değildir.
Amaç sayın eski bir cumhurbaşkanının muhalefetin ortak adayı yapabilecek bir kurultayı oluşturup, oldu bittiye getirmeye bugünkü yönetimin hiç hakkı yoktur..
Umuyor ve diliyoruz ki; bu süreçte kurultay ve ülkenin geleceği ile ilgili hatalardan bir an önce dönülsün.
Böylece ülkede eleştirilen tek adam anlayışı CHP’de egemen olmaz. Sevgiler…
Katkılarından dolayı sevgili Cafer Keskin’e teşekkürler.