2

Sabırlarımız Biliniz Ki Taşıyor...


  • Oluşturulma Tarihi : 25.08.2020 06:46
  • Güncelleme Tarihi :

Evet zorlanıyoruz. Sabırlarımız biliniz ki taşma noktasında. Vitesi değiştirsek de maalesef zorlanıyoruz.. Lime lime dökülüyoruz.. Teyzelerim, amcalarım, kardeşlerim lütfen sizde bir imza verin!. Bu zorlanma dursun..
Kovid-19 pandemisi maalesef ülkemizde ve dünyada, yeniden köpüren deniz gibi, dalga dalga, kimseyi dinlemeden, zannedersiniz yüz metre koşusuna çıkmışçasına ilerliyor. Durması için elinden geleni yapmaya çalışan bilim çevreleri ve sağlık çalışanları hariç, tüm sermaye çevreleri sanki ellerini uğuşturup bu manzarayı seyrediyor..
11Mart/1Haziran arası dönemde, sağlık çalışanlarımızın yoğun çabası, Cumhuriyet dönemi sağlık anlayışımızdan kalan etkiler ve bilim kurulunun kısmı doğru önerileri sonucu, birçok dünya ülkesine göre, görece olumlu sayılabilecek, daha az zararla atlattığımız dönemin olumlu sonuçları maalesef tuzla buz olmak üzere.. Zorlanıyoruz, hem de bayağı.. Sabır kalmadı..
1 Haziran’dan itibaren önerilen “Yeni Kontrollü Yaşam” anlayışımız toplumla uyuşmadı. Bunu hemen hemen herkes görmüş durumda.. Maalesef kimse ses edemiyor.
Bu gelişmenin iki temel nedeni var.
İlki yönetenlerin ciddi bir kaosu beraberinde getirecek, işsizlik açlık ve yoksulluğun sonuçları ve oluşacak ekonomik darboğazın getirdiklerine katlanamama endişesiydi. Başından beri bizi yönetenlerin tercihlerini geniş kitlelerden yana kullanmadığını, bir avuç yandaştan yana, hem de gözümüze baka baka kullandığını biliyoruz. Bu bilinen gerçek ayrı bir tartışma konusu elbette.
İkinci önemli nokta toplumda oluşan aldırmazlık.
 Bugün artık belirleyici noktaya gelen, geniş kitleler de oluşan “Vurdum duymazlık, ilgisizlik, aldırmazlık ve artık ne olacaksa olsun mantığı.” Bu durum toplumu büyük bir çıkmaza sürükleyecek gibi duruyor. Bunu görmemek için kör sağır ve dilsiz olmak gerekir.
Elbette toplumun tümünü sorumlu tutmuyoruz. Bu doğru da olmaz.
Ancak kırsal alanda, düğün, nişan ve cenaze katılımları gibi geleneksel buluşmalar arttıkça, olgu sayısında ki artış belirginleşiyor. Tatil yörelerini ve sahillerde ki olağan üstü görüntülere bir de “MASKE,MESAFE ve HİJYEN” kurallarına uymamayı eklediğimizde maalesef olan oluyor..
Sorumlu tek başına yönetim dersek eksik olur. Nasrettin hocanın dediği gibi “HIRSIZIN HİÇ Mİ SUÇU YOK?” Toplumun bir bölümü ve sorumsuz davranan bireylerde bu olumsuz gelişmenin tetikleyicisi durumundalar.
Aklımızı başımıza almanın zamanı geçmek üzere. Maalesef gidişat iyi değil. Daha dikkatli ve özenli davranmaz isek çok dramlar yaşanacak gibi. Toplumsal sorumluluğumuzu unutmayalım. Kurallara harfiyen uyan, elinden gelen çabayı esirgemeyen dürüst insanların mutlaka bu konuda da örgütlenmesi, kurallara uymayanları uyarması şarttır.
Ekonomi, eğitim, sağlık ve sosyal yaşamımız yeni ve kaldırılamaz bir alt üst oluş ile karşı karşıya kalmak durumunda...
Bilim Kurulu, bilimsel ve akıl yöntemlerinde ısrarlı davranmalı ve sorumluluğu siyasi kadroya havale eden anlayışı bir an önce terk ederek, sadece siyasilere karşı sorumlu olmadıklarını, “HALKIN SAĞLIĞINI KORUMANIN” her şeyden daha önemli olduğu gerçeğini unutmamaları gerekir.. Umarım en kısa sürede bu sorumluluklarını hatırlar ve buna uygun tavır alırlar. Alamama durumları varsa kitlelere gerekçelerini anlatarak istifa etmeleri en dürüst tutumdur.
Geçenlerde “6 Ağustos. Amerikan Emperyalizminin, Hiroşima’yı nükleer saldırı ile yerle bir ettiğinin yıldönümü” idi.75 yıl önce koskoca bir şehri yerle bir eden, en vahşi ve acımasız saldırıyı bütün nefretimizle lanetledik. Maalesef Küresel Kapitalizm pandemi olgusunu da kendi çıkarları doğrultusunda kullanarak, çark dönsün diye alınan önlemleri gevşetme sürecine girmiş, milyonlarca emekçiyi bilimsel kuralları göz ardı ederek, kötü koşullarda çalıştırmadan vazgeçmiyor. Kahrolsun tüm paylaşım savaşları, yaşasın barış ve insanlık onuru.. Yaşasın bilim.. Emperyalizmin dünya halklarını hastalıkla baş başa bırakan, adeta onları kaderlerine bırakıp, kendi çözümünü ve önlemini sen al mantığını yürütüyor. Bunu iyi tanımak, İnsanlık düşmanı yüzünü ve emek düşmanı tavrını unutmamak, unutmamak, unutmamak gerekir...
Çalıyorum Kapınızı                      
Teyze Amca
Bir İmza Ver
Çocuklar Öldürülmesin
Şekerde Yiyebilsinler
(Nazım Hikmet)
Mustafa Torun
Cafer Keskin
Sevgiler..

Sabırlarımız Biliniz Ki Taşıyor...
Dr. Mustafa Torun
Yazarımız Kim ?

Dr. Mustafa Torun