Neden Hep Aynı İlişkiler, Neden Hep Benzer Sonlar?


  • Oluşturulma Tarihi : 24.12.2025 08:54
  • Güncelleme Tarihi : 24.12.2025 08:54

Birçok kişi hayatı boyunca benzer ilişkilere girer, benzer sorunlarla karşılaşır ve çoğu zaman ilişkiler yine benzer şekillerde sonlanır. İsimler, yüzler, şehirler değişir; ancak hayal kırıklığı, terk edilme hissi, değersizlik duygusu ya da sürekli çaba harcayan taraf olma hali şaşırtıcı biçimde aynıdır. Bu durum çoğu zaman “şanssızlık”, “yanlış insanları çekmek” ya da “kader” olarak açıklanır. Oysa psikolojik taraftan bakınca bu tekrar eden döngülerin altında çok daha derin ve anlamlı bir yapı olduğunu söyler: şemalar.

Şemalar, çocukluk ve ergenlik döneminde, özellikle önemli bakım verenlerle kurulan ilişkiler sonucunda gelişen; kişinin kendisi, başkaları ve dünya hakkında oluşturduğu temel inanç ve duygu kalıplarıdır. “Ben sevilmeye layık değilim”, “İnsanlara güvenilmez”, “Yakınlaştığım herkes beni terk eder” ya da “İlişkide hep fedakâr olmak zorundayım” gibi bilinçdışı kabuller, bireyin yetişkinlikte kurduğu ilişkilerin görünmez pusulası haline gelir. Kişi bunu bilerek yapmaz; aksine çoğu zaman bu ilişkilerin içinde neden kendini kötü hissettiğini dahi anlayamaz. Bu düşünce kalıpları sağlıklı ilişki kurmayı engelleyen ilişki kalıplarıdır. Bu kalıplar ilişki yapısını da olumsuz etkileyerek kendimizle kurduğumuz ilişkiyi de daha kaotik hale getirir.

İşte tam bu noktada Şema Terapi, tekrar eden ilişki döngülerini anlamlandırmada ve dönüştürmede güçlü bir yaklaşım sunar. Şema terapi, yalnızca “ne yaşadığınıza” değil, neden hep benzer şeyleri yaşadığınıza da bakar. Kişinin bugünkü ilişkilerinde verdiği tepkilerin, geçmişte karşılanmamış duygusal ihtiyaçlarla nasıl bağlantılı olduğunu görünür kılar.

Bireyler bazen, farkında olmadan şemalarını doğrulayan insanlara çekilir. Örneğin terk edilme şeması olan bir kişi, duygusal olarak mesafeli ya da bağlanmakta zorlanan partnerlere ilgi duyabilir. Bu ilişki ilk başta tanıdık ve “doğru” hissedebilir; ancak zamanla aynı terk edilme korkusu, kaygı ve acı yeniden yaşanır. Böylece şema, bir kez daha “haklı çıkmış” olur. Şema terapi bu. Döngüleri somut bir şekilde bireylere gösterir.

Şema terapinin iyileştirici gücü, bu otomatik döngüyü durdurmasında yatar. Kişi, önce kendi şemalarını fark eder; ardından bu şemaların geçmişteki gerçekliği ile bugünkü ilişkilerde yaşananlar arasındaki farkı ayırt etmeyi öğrenir. Geçmişte yaşanan olumsuz deneyimler gerçektir; ancak her ilişki o geçmişin devamı olmak zorunda değildir. Şema terapi, bireyin bugünü geçmişin filtresiyle değil, şimdinin gerçekliğiyle değerlendirebilmesini destekler.

Bu süreçte kişi yalnızca ilişkilerini değil, kendisiyle kurduğu bağı da yeniden gözden geçirir. Sınır koymayı öğrenir, kendi ihtiyaçlarını fark eder, sağlıksız ilişki dinamiklerini daha erken aşamada tanıyabilir hale gelir. En önemlisi, “neden hep böyle oluyor?” sorusu yerini “ben bunu fark ediyorum ve değiştirebilirim” düşüncesine bırakır.

Şema terapi bu nedenle yalnızca ilişki sorunlarını çözmeye değil, daha bilinçli, daha doyumlu ve daha sağlıklı ilişkiler kurmaya hizmet eder. Tekrar eden döngüleri kader olmaktan çıkarır; kişinin yaşamında yeni bir ilişki dili geliştirmesine alan açar.

Belki de asıl soru şudur: Hayatınıza giren insanlar mı hep aynı, yoksa sizi o insanlara götüren içsel harita mı? Şema terapi, bu haritayı yeniden çizme cesaretini ve imkanını sunar.

Neden Hep Aynı İlişkiler, Neden Hep Benzer Sonlar?
Ege Ece Birsel
Yazarımız Kim ?

Ege Ece Birsel