Sonbaharın Ruh Sağlığımız Üzerine Etkisi…


  • Oluşturulma Tarihi : 17.09.2025 08:46
  • Güncelleme Tarihi : 17.09.2025 08:46

Eylül ayına giriş yapmış bulunmaktayız ve hatta yarıladık. Bir çoğumuz yazın hızlı geçişinden sonra yorgunluk, huzur, mutluluk veya hüzün hissedebilir. Sonbaharda da bazen hüzün melankoli içimizi kaplayabilir. Havaların soğuduğu, günlerin daha kısaldı ve işlerin yoğunlaştığı bu dönemde kendimizi yorgun hissetmemiz de normal. Tabi bu durumun hem psikolojik hem de biyolojik etkileri olabilir. Yapılan çalışmalar ve klinik deneyimler bize şunu gösteriyor; ışığın azalması ve vücuttaki serotonin seviyelerini düşmesine sebep olan mevsim kişinin duygu uyku düzenini bazen de stres faktörünü etkileyebilir. Vücudumuz yeni bir mevsimi hazırlanırken duyularımız daha hassas bir halde olabilir. Bedenimiz sıcağı ve sürekli güneş ışığına alıştığı için farklı bir mevsim vücudumuzda kortizol hormonunun da yükseltebilir. Güneş ışınlarının azalması hormonlarınızı da etkileyebilir özellikle melatonin hormonu yani uyku hormonu bu mevsimde birazcık daha fazla artabilir bu da bizim daha yavaş hareket etmemize ve bazen yorgun hissetmemize sebep olabilir. Hep böyle hissetmenin yanında Ello ile birlikte birçok sorumluluğunda ortaya çıkması biz de yetersizlik hissine sebep olabilir. Bu süreçte olumsuz düşünceler, yorgun hissetme sürekli ve sürekli aktif olmak istemek fakat yorgun hissetmek söz konusu olabilir. Yazla vedalaşırken yaza ait duygularımızla ve rutinlerimizle de vedalaşabiliriz. Ama her vedanın bir başlangıç olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu süreçte en çok etkilenen kısım ise, öğrenciler, eğitim alanında çalışanlar, daha önce depresyon geçirmiş kişiler, duygudurum bozukluğu tanısı almış kişiler, sosyal destek konusunda zorlanan kişilerdir. Bu mevsimin daha sakin ve daha az zorlayıcı geçmesi için neler yapabiliriz peki. 
Öncelikle düzenli egzersize başlamak başladıysanız aynı şekilde devam etmek. Egzersiz vücudumuzdaki endorfin ve Seratonin hormonunun beyine geçişini hızlandırarak olumsuz süreçlerden daha rahat geçmemizi sağlar. 
Beslenme döngümüz yazla birlikte daha sık ve daha şekerli gıdalarla donatılmış olabilir. Triptofan içerikli gıdalardan daha zengin beslenmek, düzenli beslenmeye geçmek, yemek ve içme konusunda çok kısıtlayıcı olmamak, alkol alımına dikkat etmek destekleyebilir.
Motivasyonunuzu yükselten hedefler belirlemek, ajanda tutmak, sosyal çevreden destek almak önemli unsurlardandır. 
Bu süreçte kendinizi kötü hissettiğiniz de kendinizi sorgulamaya başladığınızda zorlayıcı bir sürecin içerisine girdiğinizde psikoterapi almaktan çekinmeyin. Çünkü bu dönem zor bir dönem olabilir sizler için ve bu dönemi yalnız atlatmak zorunda değilsiniz. Unutmamak gerekiyor ki zihnin yarattığı problemi zihin tek başına çözemeye bilir. 
Mindfuness egzersizlerinden yararlanmak, mindfulness kurslarına katılmak ve deneyimden daha sağlıklı daha destekleyici anlamlar çıkarmak önemli.
Ama bu süreç, iki haftadan fazla sürüyorsa, günlük etkinliklerde zorlanma, azalma, işlev kaybı, iştah ve uyku düzeninde ciddi düzensizlikler, dikkat problemleri, işte ve okulda performansta belirgin bir düşüş varsa profesyonel bir destek almaktan kaçınmayın. Bu süreçte bir klinik psikoloğa başvurabilirsiniz. Bu dönemin nedenlerini anlamak ve normalleştirerek destek almak size oldukça destek olacaktır.

Sonbaharın Ruh Sağlığımız Üzerine Etkisi…
Ege Ece Birsel
Yazarımız Kim ?

Ege Ece Birsel