Psiko-Toplumsal Mevzular: Sanatla Şifalanmak ve Kendini Keşfetmek


  • Oluşturulma Tarihi : 20.09.2025 10:19
  • Güncelleme Tarihi : 20.09.2025 10:19

Hepimizin hayatında kelimelere sığmayan anlar olmuştur. İçinde bir duygu vardır ama adı yoktur. Bir boşluk vardır ama neyle dolacağını bilemezsin. Bir sıkışma vardır, boğazına düğümlenir; konuşamazsın. İşte sanat, tam da bu noktada devreye girer: Kelimelerin sustuğu yerde konuşan sessiz ama güçlü bir dildir. Bu sebeple bu yazım dahil sizlere sanatın iyileştirici gücüne örnek olabilecek 5 yazılık bir “Sanatla Şifalanma ve Kendini Keşfetme Yazı Dizisi” hazırlamak istedim.

Klinik psikolog ve koç olarak uzun yıllardır insanların yaşam öykülerine tanıklık ediyorum. Danışanlarım arasında sözcüklerle anlatmakta zorlanan, duygularını bastıran ya da ifade edecek güvenli bir alan bulamayan çok kişi oldu. Onlara sanatın farklı yollarını açtığımızda, inanılmaz bir dönüşüm yaşanıyor. Bir danışanım fırçayı eline aldığında “Ben çizemem” diyerek tereddüt etmişti. Ama boyaları kâğıda serbestçe bıraktığında, yıllardır içinde tuttuğu öfkesinin nasıl ortaya çıktığını gördü. Renkler onun yerine konuştu. Başka bir danışanım müzik eşliğinde ritim tuttuğunda, ilk kez çocukluğundaki neşeli yanına dokunduğunu söyledi.
Sanatın iyileştirici gücü burada saklıdır: Bizi kendi özümüzle, içsel hikâyemizle buluşturur. Çünkü sanat sadece dışa dönük bir üretim değil, içe dönük bir yolculuktur. Resim yaptığında, dans ettiğinde ya da yazdığında aslında ruhunun aynasına bakarsın. Ve aynada gördüklerini fark etmek, şifanın ilk adımıdır.

Sanatla şifalanmak, kendine alan açmaktır. Bu alanın içinde yargı yoktur. Çizdiğinin güzel olup olmaması önemli değildir. Dans ederken uyumlu adımlar atmak gerekmez. Yazdığın cümlenin edebi olması hiç gerekmez. Çünkü amaç “başarılı olmak” değil, “özgürleşmek”tir. Sanat, sana şunu söyler: “Olduğun halinle kabul ediliyorsun.” Bu kabul, insanın en derin ihtiyacıdır.
Gündelik yaşamın içinde hepimiz rollerin, sorumlulukların, beklentilerin ağırlığını taşırız. Çoğu zaman kendimizi ifade etmeye fırsat bulamayız. Sanat, işte bu sıkışmışlığın panzehiridir. Çünkü sana başka bir dil sunar. O dil sayesinde hem duygularını açığa çıkarabilir hem de yaşamın içindeki anlamı yeniden kurabilirsin.
Bugün kendine sadece 15 dakika ayır.
Bir kâğıt ve kalem al, aklına gelen ilk şekli çiz. Güzel görünmesine gerek yok.
Sevdiğin bir müziği aç, gözlerini kapat ve bedenini serbestçe hareket ettir.
Ya da bir deftere, içinden geçenleri düzeltmeden yaz.
Bu egzersizi yaptığında göreceksin: İçinde yıllardır susturulmuş bir ses var. O ses, aslında sana yol gösterecek bir rehber.
Sanat, kalbin kapısını açar. Ve o kapıdan içeri girdiğinde kendini, hayatını, acılarını ve umutlarını yeniden keşfedersin. Çünkü sanat, sadece iyileştirmez; aynı zamanda var olmanın en saf halini hatırlatır.

 

Psiko-Toplumsal Mevzular: Sanatla Şifalanmak ve Kendini Keşfetmek
Metin Olataş
Yazarımız Kim ?

Metin Olataş