Yap(a)(ma)mak: Eylemin ve Eylemsizliğin İnce Çizgisi


  • Oluşturulma Tarihi : 06.11.2025 09:07
  • Güncelleme Tarihi : 06.11.2025 09:07

Hayatımız boyunca iki kavram arasında gidip geliriz: Yapmak ve yapmamak. Çoğu zaman kararlarımız bu iki kelimenin etrafında şekillenir. Bir işi yapmaya niyet ederiz ama erteleriz. Bir adım atarız ama yarıda kalır. Bir şey yapmak isteriz ama cesaret edemeyiz. Tam da bu noktada, “yap(a)(ma)mak” kavramı hayatımızın gerilimini anlatır.

Yapmak, harekete geçmektir. Düşünceyi gerçeğe dönüştürmektir. Çaba göstermektir. Ancak yapmanın arkasında daima sorumluluk ve belirsizlik vardır. Bu yüzden çoğu insan, yapmayı ister ama aynı zamanda ondan kaçar. Yapmamak ise görünüşte bir rahatlık sağlar. Risk almazsınız, başarısız olma ihtimali yoktur, güvende hissedersiniz. Ama bu güven, çoğu zaman durağanlığın içinde gizli bir sıkışmaya dönüşür.

İnsanların en çok pişman olduğu şey, genellikle yapmadıklarıdır. Söylemedikleri sözler, atmadıkları adımlar, erteledikleri hayaller… Çünkü yapmamak, görünmez bir yük gibi taşınır. Zihinde sürekli “ya yapsaydım?” sorusu dolaşır.

Ama işin ilginç yanı şu: Hayatta her zaman “yapmak” da tek çözüm değildir. Bazen yapmamak da bir seçimdir. Gereksiz tartışmaya girmemek, sağlıksız bir ilişkide kalmamak, sizi tüketen alışkanlıkları sürdürmemek… Bunlar da “yapmama” kararının bilinçli biçimleridir. Yani yapmamak, pasiflik değil; farkındalıkla seçildiğinde güçlü bir eylemdir.

O halde mesele şu: Ne zaman yapmalı ne zaman yapmamalı?

Eğer korku yüzünden erteliyorsanız, yapmamak sizi küçültür.

Eğer özünüzü korumak için seçiyorsanız, yapmamak sizi büyütür.

Eğer sadece başkalarını memnun etmek için yapıyorsanız, yapmak sizi tüketir.

Eğer değerlerinize uygun olarak yapıyorsanız, yapmak sizi güçlendirir.

“Yap(a)(ma)mak” aslında bir davettir. Kendi kararlarımızı sorgulamaya, eylemlerimizin bilinçli mi yoksa otomatik mi olduğunu görmeye davet. Çünkü çoğu zaman “yapamamak” dediğimiz şey, aslında “yapmaya cesaret edememek”tir. Ve çoğu zaman “yapmamak” dediğimiz şey, farkındalıkla seçildiğinde, bizi gereksiz yüklerden özgürleştirir.

Bugün kendinize şu soruyu sorun:

Şu anda ertelediğim ya da yap(a)madığım ne var?

Bunu gerçekten istemediğim için mi yapmıyorum, yoksa korkularım yüzünden mi?

Eğer şimdi yapsaydım, hayatımda ne değişirdi?

Eğer bilinçle yapmamayı seçseydim, nasıl bir özgürlük kazanırdım?

Bu soruların cevabı, sizin için “yap(a)(ma)mak” arasındaki farkı açığa çıkaracaktır.

Unutmayın: Hayat, yalnızca yaptıklarımızla değil, yapmadıklarımızla da şekillenir. Ve asıl mesele, neyi yapacağımıza, neyi yapmamayı seçeceğimize bilinçli bir şekilde karar verebilmektir. Çünkü bazen özgürlük, yapmaktan; bazen de yapmamaktan doğar.

Belki de şunu söylemeliyiz: “Yapmak da benim seçimim, yapmamak da… Önemli olan, farkındalıkla seçmek.”

Yap(a)(ma)mak: Eylemin ve Eylemsizliğin İnce Çizgisi
Metin Olataş
Yazarımız Kim ?

Metin Olataş