İnsanın içine düştüğü şu hale bakın sevgili okurlarım. 2 Ekim 2018 tarihi; Cemal Kaşıkçı’nın hunharca katledilerek, Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu’nun mezbahaya çevrilmesi. 5 Kasım 2018 tarihinden itibaren İran’a uygulanan gerekçesiz ambargo. 2018 yılının aralıklarla, Meksika güzergahını kullanarak, Amerika’ya geçmek isteyen Honduras, Guatamala ve El Salvador vatandaşı on binlerce Güney Amerikalı göçmen. Atalarının yüzlerce yıl, kim bilir belki de binlerce yıldır yaşam sürdüğü bu topraklardan göçe zorlanan insanlar. Bu savunmasız insanları, eli silâhlı binlerce askeri sınırda bekleten, Donald Trump.
Sözüm ona güya dünyada biriken nicel birikimlere, bir çözüm bulmakla meşgul dünya liderleri. Ve dünya nüfusunun yüzde 66’sına tekabül eden ülkelerin 30 Kasım 2018 G20 zirvesi. İlişkiler kirlenmiş, kişilikler derseniz hakeza. Bizi bağrına basan gezegenimiz dahi kirletilmiş. Evrende yüzen gezegenimizin etrafı insan eliyle çevrelenen devasa çöp yığınına dönüştürülmüş. Yakın gelecekte başımıza metal parçaları yağarsa şaşmayalım. G20 Arjantin Zirvesi’ndeki karelerin, bu biriken sorunları daha da derinleştireceğinin kanıtıdır. Ciddiyetten tamamen uzak, somut gerçeklikten soyutlanmış bir zirve. Rusya Devlet Başkanı Putin’in, veliaht prens Muhammed Bin Selman’la böylesine ukalaca tokalaşması, hukuk anlayışının hiçe sayıldığının göstergesidir. Donald Trump kendi servetinin zafer sarhoşluğu zirvede göze çarpan özelliğiydi. Paranın adam olmayanı adam etmeyeceğini adam olanı da insanlıktan etmeyeceğini biliyoruz. Almanya Başbakanı Merkel’i taşıyacak olan uçağın arızalanarak zirveye zamanında yetişemediği fiyaskoyla sonuçlanan bir zirveyi daha geride bıraktık.