MACARİSTAN SLOVAKYA SINIR KAPISINDA ÖLÜMÜNE BEKLEYİȘ
İçinde bulunduğumuz araç hareket halinde iken sıcak havaya katlanmak nispeten daha mümkün oluyordu. Çünkü gerek kasa alt tarafının çektiği hava, gerekse brandanın yan tarafından içeriye sızan serinlikle az da olsa birkaç derece soluklanıyorduk. Araç park halindeyken içeride oluşan sıcak ve boğucu havaya katlanmak oldukça zorlaşıyordu. Bu bekleyiş süresi bizim için cehennem ateşi misali eş anlama geliyordu.Ve yine böylesi çetin bir sıcakla karşı karşıya kalmaya başlamış, aracımızın hareket etme kabiliyeti kısıtlanmış, tekrar her iki taraftan sıkışıp kalmıştık. Önümüzde uzun bir konvoy gerimizde de benzer şekilde biriken araçlardan oluşmuş uzun bir kuyruk. Araçların konvoy halindeki yavaş ilerlemeleri sonucu egzozlardan çıkan gaz içeri sızıyor, içerideki havayı çekilmez hale getiriyordu. Bu esnada içerdeki havanın oksijen yetersizliğinden nefes almamızı zorlaştırıyordu. Üç günlük yol boyunca çektiğimiz zorlukla tamamen bitkin ve aşırı terleme sonucu vücuttaki su kaybından dolayı bütün direncimizi kaybetmiştik. Tıpkı sıcak havalarda kümes hayvanlarının kendi kümeslerinde sıcaklardan boğulduğu gibi. Neredeyse biz de bu şekilde bogulacak hale gelmiştik. yazmaya tasarlamış olduğum 25 kişilik kafilenin yol öyküsü’nün bir diğer Kültür zenginliği’de dört farklı etnik aidiyete mensup olmalarıydı. buna Şoförü da eklersek beş farklı toplumdan insanların bir arada kader yolculuğuna çıkmış bulunmasıydı.Türk, Kürt, Laz, Süryani, Arap; bu farklı kültürlerden gelen insanların birbirlerine uyum sağlamaları zoru başarmak gibiydi. Çoğumuz birbirimizi tanımıyorduk. hele böylesi stresli bir yolculukta centilmen davranış sergileyebilmek kollektif yaşam ve davranış tarzı geliştirebilmek oldukça çetin bir iştir. Bazılarımızın araç içinde kendisine daha iyi bir yer kapmaya çalışması esnasında başkasını rahatsız etmesi, itişip kalkışmalı münakaşalara neden oluyordu. yolculuğumuzun üçüncü gününde, bize verilen suyun eşit miktarda içilmemesinden dolayı tartışma büyümüştü. ( Devam edecek )