Göç 43


  • Oluşturulma Tarihi : 25.09.2025 09:20
  • Güncelleme Tarihi : 25.09.2025 09:20

Yol arkadaşımız Enver: istediğimiz noktaya sorunsuz bir şekilde varabilmemiz için, herkesin gönlünden kopan miktarda para vermesinin çok doğru olacağını söyledi.

Enver: 50’şer Mark vermemiz halinde 1000 Mark’ın üzerinde bir meblağ olacağını ve bu meblağın bir sorun yaşanmadan bizi istediğimiz yere ulaştıracağını sözlerine ekleyerek, arkadaşların çoğunluğunu ikna etti. Bu haksız talep, insan kaçakçıların nedenli açgözlü ve acımasız insanlar olduğunun açık bir kanıtıydı. Bu şahıslar birçok çaresiz insanı bu yollarda soyup çaresiz bırakmış, ölümlere yol açmış, tanımadıkları bu ülkelerde sefil bir biçimde çaresiz kalmalarına neden olmuşlardır.

Bu kapsamda ısrarla bizden talep edilen parayı arkadaşlarla aramızda toplayarak biriken parayı Enver aracılığıyla açgözlü şoföre teslim ettik. Şoför: park alanı oldukça geniş olan bir benzin istasyonunda 3 saat kadar dinlendikten sonra tekrar yola koyulduk. Yolculuk gittikçe çekilmez bir hal almıştı. İçinde bulunduğumuz araç kasasının içinde ne su ne de herhangi bir ihtiyaç maddesi kalmamıştı.

Aracın parka çekildiği bu vakitler sıcağın etkisi, havasızlık, susuzluk hat safhaya gelmişti. Susuzluk bizi öyle bir dayanılmaz noktaya getirmişti ki Travma geçirdiğimiz bariz bir belirtisiydi. Yerinden kıpırdamayan tombul göbekli Çiko bile bazen ayağa doğrularak daha önce de belirttiğimiz gibi brandanın tavanında nemden dolayı biriken su damlacıklarını parmaklarının yardımıyla ağzına akıttığı su ile susuzluğunu bu şekilde gidermeye çalışıyordu.

Ben kendisine ne yapıyorsun, zehirlenebilirsin dediğimde yaşça kendisinden büyük olduğum “Çiko, saygıda kusur etmediği tarzla teşekkür ederim hacı abi, ama yine de susuz kalmaktan iyidir, diyerek sırt üstü uzanmaya devam ediyordu. (devam edecek)

Göç 43
Veysi Aygün
Yazarımız Kim ?

Veysi Aygün