Hepimizin hedefi Almanya’ya varıp yaşamımızı orada idame etmeye yönelikti. Geride bıraktığımız dört ülkenin ardından beşinci ülke Almanya’ya giriş yapacaktık. Sadece Çek Cumhuriyeti’nde kat etmemiz gereken yol kalmıştı. Hepimizin Almanya’da bizleri bekleyen akraba ve yakınlarımız vardı. Bizlere iki günde Almanya’ya varacağımız söylenmişti. Oysa üç gündür yoldaydık ve henüz Almanya sınırları içerisine girememiştik. Bu gecikme doğal olarak bizlerin yolunu gözleyen yakınlarımızı tedirgin etmekte ve merak içinde bırakmak taydı. Bu zorlu yolculukta bizim çektiğimiz eziyet ve sıkıntının hesabını soracak bir muhatabımız bile yoktu ortada. Çektiğimiz bunca çetin ve çileli yolculuğa rağmen, yaşam sevincimiz artmış umutlarımız güçlenmiş varacağımız yere yaklaşmaktan dolayı çektiğimiz tüm sıkıntıyı da unutmaya hazır hale gelmiştik. Uzun yolculuğun bu aşamasında 19 Haziran günü havaların kararması ile şoförün motoru stop ederek istirahata çekilmek istemesinden anladık. aracın içerisi zifiri karanlık’la birlikte tam bir sessizlik hakim. herkes sineye çekildiği yerde, sessiz ve hareketsiz şekilde sabırsızlıkla şafağın sökmesini bekliyordu. Yerinde durmamayı kendine ilke edinen Şaban, ellerini ovuşturarak, kasanın içinde tur atmaya başladı. Şaban aracın içerisinde turlarken, karanlıktan dolayı, yerde uzanmakta olan arkadaşların üstüne göremeyerek ve istemeden üzerlerine basıyordu. 20 metre karelik bir alanda 25 kişinin sıkıştığını ve birinin bu alanda turladığını düşünecek olursak, tuhaf bir durumla karşılaşılacağı muhtemeldir. (Devam edecek)