Bu zorlu yolculukta yol arkadaşlarımız birbirlerine karşı oldukça olgun davranıyorlardı. Hoşgörülü anlayış içinde herkes Şaban’ın bu yerinde durmaz ruh haline tepki gösterilmesine gerek duymaksızın genellikle sessiz kalıyordu. Ne var ki Şaban tekrar bir o yanı, bir bu yanı turlarken yerde uyuyan arkadaşlardan birinin karnına bastı. Neye uğradığını anlamayan bu arkadaş, avazının çıktığı canhıraş bir sesle bağırdı. Bu yüksek sesli haykırışa tümümüz irkilerek, korku içinde ne olduğunu anlamaya çalıştık.
Şaban’ın karnına bastığı arkadaşın canı çok yanmış olacak ki Şaban‘la tatsız tartışmaya girdiler. El birliği ile bu tartışmaya müdahale ettik ve Şaban’ın özür dilemesiyle karnına basılan arkadaşımızın da onu affetmesini sağladık.
Enver: “Ne oluyor sana Şaban, delirdin mi sen” diye çıkışınca; “Beni rahat bırakın bu şekilde gidip gelmezse tabii ki delireceğim” diyerek kendini savundu. Gerçekten de bu ağır koşullara katlanabilmek kolay bir durum değildi. Neyse ki yaşanan bu tatsız durum ve günün yorgunluğu, Şaban’a da etki yapmış olacak ki, o da kendi yerine geçerek dinlenip uyumaya çekildi. Aynı zamanda araç içerisindeki tutsak yolculuğumuzun dördüncü günümüze girdiğimiz saatlerdi.
20 Haziran 1994 tarihi zorlu günlerden bir gün başlıyordu. Şafağın sökmesini sabırsızlıkla beklerken, diğer yandan aracın içinde oluşacak sıcak havanın endişesi içindeydik. Özellikle de, içinde bulunduğumuz günün bizi ne sürprizlerle karşılayacağı ile ilgili meşgul olduğu düşüncemiz. Bu yoğun duygular ve stres altında yolculuğumuza kaldığımız yerden devam etmek için hazırız.
Herkes sözleşmiş gibi önümüzdeki yolculuğun son zorlu etabını umut içinde ve gizlemeye çalıştıkları bir sevinçle bir an önce başlamak istiyordu. Romanya, Macaristan, ve Slovakya‘yı geride bırakmıştık. Çek Cumhuriyeti aşacağımız dördüncü ülke olacaktı. Günün ilerleyen saatlerinde yeniden yol almaya başladık. günlerdir ayakkabılarımızı çıkaramamış el ve yüzümüzü yıkayamamıştık. buna bir de günlerdir demir yığının üzerinde oturup, aynı yerde uyumak, günlük ihtiyaçlarımızı gidermek gibi tüm aktiviteleri de ekleyecek olursak içinde bulunduğumuz fiziksel ve psikolojik durum daha iyi anlaşılabilirdi. Bu aleyhimizdeki koşullara rağmen, yine de azmimizi yitirmemeye çalışıyorduk.( Devam edecek )