Şoför kendini aklamak ya da az ceza almak için araçtakilerin PKK’lı olduklarını ve ayrıca zor kullanarak bindiklerini söylemişti. Şoförün bu asılsız suçlamalarından dolayı polisler tedirgin bir şekilde dışarıya çıkmamızı bekliyordu. Polislerin; içerideki insanların kırsaldan gelmiş silah kuşamlı birer gerillaymış gibi bir beklentileri vardı. Oysa içeriye ne zor kullanarak binilmiş ne de içeride bir gerillanın varlığı konusu değildi.
İçeridekilerin bir kısmı şüphesiz Politikti. Ancak şoförün polise verdiği ifade doğrultusunda, 25 kişilik grubun tümü PKK’lı olduğu iddiası gerçekle bağdaşmıyordu. Bu süre zarfında kasa brandasının mühürleri dışarıdan sökülmüştü. Polisler; “Hadi hadi çabuk olun bir taşkınlık yapmadan aşağı inin ve teslim olun” diye bağırıp duruyorlardı.
Dışarıdan kasanın brandayla olan bağlantısı çözülmüştü. Şaban da brandayı içeriden bıçakla kesmeye başladı. Kesilen branda aralığından kaç gündür görmediğimiz dışarıyı çıplak gözle görebiliyorduk artık. Yerin dibinden yeryüzüne çıkar gibi bir hal almıştık. Dışarıda biriken polisler; kendilerine bir zarar verilebilir ihtimaline karşı tedirgin ve tedbirli bir biçimde beklerken, bizler de aynı endişeyi taşıyorduk. Ancak bizim alabileceğimiz herhangi bir tedbirimiz yoktu. Çektiğimiz zahmetli yolculuktan dolayı, bizim ciddi bir şekilde yardıma ihtiyacımız vardı. Ayrıca bize karşı yapılan bu davranışta çok uygun gelmiyordu bana. Tırın o rahatsız edici dorsesinden inmekten başka çaremizin olmadığını biliyorduk. Biz de endişe ve tedirginlik içinde biraz da işi oluruna bırakıp teker teker aşağı indik.
“Bu tırın kasasında 24 insan 5 gün yaşamak zorunda kaldı..”
Aşağı inen her yol arkadaşımızın elleri arka taraftan plastik kelepçelerle bağlandı. O esnada kendilerinden bize su verilmesini talep ettik. Bizlere orta büyüklükte bidonlarla su getirdiler. Böylece uzun süre çekmiş olduğumuz susuzluk o an için giderildi. Uzun süredir temiz hava soluyamadığımızdan ani temiz bir havayla karşılaşırken birkaç arkadaşımız şok etkisiyle rahatsızlık geçirdi. Yine aynı esnada birkaç yol arkadaşımız hastaneye kaldırıldı. Hatırladığım kadarıyla, Enver, nevzat, İzzet ve kardeşim Behcet’te bu belirttiğim yol arkadaşlarımızın arasındaydı. (devam edecek)