CHP’nin İzmir’deki adayları gündemin en büyük tartışma konusu haline geldi.
Aday gösterilmeyen mevcut belediye başkanları, seçime oldukça iyi hazırlanan aday adayları, ilçe örgütleri ve seçmen nezdinde adaylar sıkça tartışılıyor.
Mevcut durumdan memnun olunmaması halinde otoritenin verdiği karara karşı kullanılan ‘Kazan kaldırmak’ kelimesini haber başlıklarından sık sık okuyoruz.
CHP Genel Merkezi ve Özgür Özel de gelen tepkilerin farkında ve suların durulmasını bekliyor.
Kazan kaldıran ilçeler arasında; Karaburun ve Çiğli en önde.
Hepimizin malumu; Çiğli’de ilçe örgütü; başkan adaylarının CHP Genel Merkezi tarafından açıklanmasının ardından üyelere; “Değerli Üyelerimiz, Çiğli Belediye Başkan Adayı için Perşembe ya da Cuma günü yapılacak Parti Meclisinde karar verilecektir. Bilgilerinize sunarız” şeklinde mesaj yolladı
Meseleyi merak edip irdeledim fakat Çiğli için adayın Perşembe ve Cuma günü belli olacağına dair bir bilgiye ben ulaşamadım. Bir arkadaşım; bizzat Genel Başkan ile görüştüğünü ve böyle bir durumun olmadığını tarafıma iletti.
Sadece şöyle bir husus var: Adayların açıklanmasının ardından ilçe örgütlerinin itiraz süreci var ve bu itirazlardaki gerekçeler Genel Merkez kanadında sağlam gerekçeler ise; adaylar ancak bu şekilde düşürülebilir.
Bunun dışında adayın düşmesi gibi bir durum yok.
Tabi ki Çiğli’de bazı insanlar bu kararı beğenmeyebilir ve Uygar Yıldırım’ın da buna saygı duyduğunu düşünüyorum fakat aksi bir durum olmadıkça Uygar Yıldırım kısa bir süre içinde adaylık yürüyüşünü başlatacaktır.
Gelelim Karaburun’a ve ‘ithal aday’ meselesine…
İzmir’de ithal aday kelimesi siyasi lügatımıza Buğra Gökce ile girdi. İstanbul’dan gelişinde coşkuyla karşılanan ve o dönem herkesin açık ara favorisi olan Gökce’yi, rakipleri Ekrem İmamoğlu’nun gönderdiği ve ithal aday olduğu manevrası ile aşağı çekmeye çalıştı. Bu manevra kısmen de olsa başarılı oldu.
Hatta bu durumdan Ekrem İmamoğlu’nun da rahatsız olduğunu biliyorum.
Ve gelinen noktada ithal aday mevzusu İzmir’in hemen hemen tüm ilçelerinde tartışma konusu oldu.
Seçmenin iki haklı talebi vardı: Bizi, bizi bilen biri yönetsin! Koca ilçede tüm aday adayları yetersiz mi ki partimiz dışarıdan birini başımıza atıyor?
Sizce de bundan daha haklı talepler olabilir mi?
CHP aslında böyle yaparak; İzmir’de kendi kendine zarar veriyor.
Bir de adayların milletvekillerine olan yakınlıkları nedeniyle aday yapıldığı iddiaları da seçmen nezdinde hoş karşılanmıyor.
Karaburun’da aday gösterilen Nurşen Balcı’ya gelen tepkileri bu sebeple çok iyi anlıyorum.
Balcı’nın ilçenin eski belediye başkanı ve mevcut aday adayları arasında yer alan Serdar Yasa’ya ulaştığı ve seçimde kendisine yardımcı olmasını istediğini fakat Yasa’nın bu teklifi reddettiği, kendisinin adaylıktan çekilmesi gerektiğini istediğini de basından okuyunca; bu durumda Balcı’nın işinin çok zor olacağı malum…
Nihayetinde; Karaburun’u tabi ki Karaburun’u bilen biri yönetmeli ve şu an Nurşen Balcı Karaburun’u tanımıyor. Bu da seçimlerde Karaburun’un CHP için risk altında olduğunu gösteriyor.
