Geçen sene Şubat ayının 2’sinde sizlerle uzundur gözlemlediğim bir hususu köşemde paylaşmıştım. Bugün gelinen noktada gerçekten de ön gördüğüm şeyin gerçekleşmesi bir futbolsever olarak beni üzdü.
Neydi, haklı olduğum konu gelin ondan bahsedelim.
Guardiola ile efsaneleşmeye başlayan ve sonrasında her sene gücü bir önceki seneye göre azalsa da hep Avrupa’nın en büyük kulüpleri arasında kalmayı beceren Barcelona şu an İspanya’da sıradan bir takım haline geldi.
Puyol, Xavi, İniesta, Mascherano… gibi oyuncuların Barca’dan ayrılması sonrası bu oyuncuların yerine hep daha yetersiz isimlerin alınması ya da alınan futbolcuların gidenlerin seviyesine çıkamaması bu süreci başlattı diyebiliriz.
Bu takıma Arda Turan ve Rakitic gibi isimler de dahil oldu fakat ne yazık ki efsane Barcelona orta sahasının seviyesine yükselemedi.
Bu seviyede kalmayı becerebilen sadece Busqetz oldu fakat o da fazlasıyla defansif bir oyuncu olduğu için yani görev adamı olduğu için adından sıkça bahsedilmedi.
Yıllar geçti ve takımın son mohikanı Messi de bu senenin başında takımdan ayrıldı.
Messi’nin gidişi artık futbol bilgisi eskiyen teknik patron Keoman’ı rahatlattı. Biraz daha istediği şeyleri uyguladı fakat dikiş bir türlü tutmadı.
Gelinen noktada üst üste alınan kötü sonuçların ardından Keoman’ın da bileti kesildi.
Çünkü Hollandalı biraz el mecbur biraz da kendi istekleri doğrultusunda gençlerden çok fazla şey bekledi.
Fakat La Masia’dan yetişen ve transfer edilen, gelecek vadeden gençler henüz Barca’yı top seviyey çıkarabilecek kadar tecrübeli değillerdi.
Depay ve Aguero ise bu takımdaki gençlere ancak ağabeylik yapabilirdi.
Nitekim Barcelona La Liga’da 10. haftanın sonunda 15 puan ile 9. sıraya geriledi. Takımın başına geçmesi beklenen isim ise Xavi.
Xavi’nin takımın başına geçtiğinde bu enkazı kısa sürede kaldırabilmesi mümkün mü tartışılır fakat yıllardır başarıları gerileyen kulübün geleceğini bu denli tehlikeye atmak en büyük mesele…