Sayfa Yükleniyor...
Dün akşam CHP İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, katıldığı canlı yayında; ilçe belediye başkan adaylarının açıklanmasından sonra İzmir’de bir mutsuzluk havasının hakim olduğunu söyledi.
Aslanoğlu, 2019’da benzer mutsuzluğu, Balçova’ya aday adayıyken; Fatma Çalkaya’nın aday gösterildiğini duyunca kendisinin de yaşadığını belirterek, aday adaylarını anladığını söyledi.
CHP İzmir Örgütü'nün başında yer alan ismin de doğruladığı üzere; İzmir’de bir mutsuzluk havası hakim.
İl örgütünün başındaki isim bile bunu gizlemekten çekinmiyor.
Fakat diğer yandan sayın Aslanoğlu’nun mutsuzluğunun altında yatan asıl nedenin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yeniden aday yapılmadığından kaynaklandığı da konuşuluyor.
Adayların belirlenmesinin ardından yaşanan olaylar ise İzmir’de daha önce pek de karşılaştığımız bir durum değil.
Adaylar tartışılabilirdi ama olaylar bu kadar büyümezdi. Veyahut tartışmalar en fazla bir ya da iki ilçede olurdu en fazla.
Geçen dönemi düşündüğümüz zaman; Buca’da yaşanan aday değişikliği ile büyük bir tartışma yaşandığına şahit olmuştuk sadece. Diğer tartışmalar nispeten daha küçük ölçekteydi.
Bu dönem başkanlar da olaya doğrudan dahil oldu. Çeşme’de Ekrem Oran, Güzelbahçe’de Mustafa İnce, Karaburun’da İlkay Girgin Erdoğan sert ifadeler kullanırken; Bayraklı’da ise Serdar Sandal doğrudan Genel Merkez’i hedef aldı.
Eleştirilerin temelinde yatan gerekçelerin ise, düşünüldüğü zaman gerçekten mantıklı olduğunu görebiliyorsunuz.
Aday adaylığı başvurusunda bulunduğu ilçeden değil de başka bir ilçede aday gösterilen insanları çoban misali başında görmek istemeyebilir insanlar.
Kendi yönetimlerini kendileri yapmak isteyebilirler. Bundan daha doğal ne olabilir ki?
Karaburun’da aday gösterilen Nurşen Balcı’nın dün yaşadıklarını düşünün mesela.
Karaburunlular; kırmızı kart gösterdi Nurşen Hanım’a… Videolarda görünüyor; Nurşen Hanım’ı orada istemediklerini defalarca yüzüne karşı söylediler.
Peki bu durum kendi ilçe örgütüne, adayına ve seçmenine zarar vermek değil de nedir sizce?
Şimdi ne mi olacak dersiniz?
Ortalık yangın yeriyken; bazı ilçelerde daha ‘ithal aday istemiyoruz’ şeklinde eylemler olabilir. Karşıyaka’dan da böyle bir hazırlık olduğunu işittik.
Büyükşehir’de Tunç Soyer taraftarları da kararı protesto ediyor, bu protestolar devam edebilir.
Özgür Özel ve Genel Merkez kanadı olaya el atmakta gecikirse; bol bol şikayet telefonları alıp, basında protesto eylemlerini sık sık okuyabilir ve bu durum da otoritede İzmir kanadında bir eksiklik doğurabilir.
Yani İzmir’de söndürülmesi gereken bir yangın var ve bu yangın söndürülmezse Genel Merkez’e de sıçrayabilir.
Yangını ise şu şekilde söndürebilirsiniz: İzmir örgütüne ve ilçe örgütlerine inerek; onları dinleyerek ve bazı adaylarda değişiklik yaparak.
Bunu yaparken; gerçekten dikkat edilmesi gerekir çünkü; başka ilçelerden aday gösterilse de aralarında nitelikli, bulunduğu kente değer katabilecek insanlar var.