Bir Galatasaray-Fenerbahçe derbisini daha geride bıraktık. Pandemi koşulları altında, seyircisiz oynanan derbi, oldukça zevksiz geçtiği konusunda herkes hemfikirdir. Derbiye dair notlarımı ve analizlerimi paylaşırken evvela şunu belirtmek isterim ki bu maç Galatasaray için kayıp, Fenerbahçe için ise kazanç olarak görüyorum.
***
Türk futbolunun iki dev çınarı Galatasaray ve Fenerbahçe, Türk Telekom Arena’da karşı karşıya geldi. Maç öncesi iki tarafı zihnimde karşı karşıya getirdiğimde aslında çok gollü bir maç beklemiyordum. Benim tahminim ya golsüz beraberlik ya da sarı kırmızılı tek farklı takımın tek farklı maçı kazanacağı yönündeydi. Sonuçta beni şaşırtmadı. Maçın analizine gelecek olursak, Galatasaray ilk yarı daha baskılı oynadı. İlk 5 dakika haricinde devrenin sonuna kadar atak yapan ve topu ayağında tutan taraf Galatasaray’dı fakat çok net diyebileceğimiz bir pozisyon üretemedi. Emre, Falcao ve Feghouli beklenen verimi veremedi açıkçası. Belhanda da son derbi öncesi yakaladığı ivmeyi bu maçta tutturamadı. Belhanda’nın sanırım en büyük eksisi bu. Kendinden bekleneni kritik maçlarda bir türlü veremedi. Gol ve asist sayılarında da çok geride kaldı. Arda Turan ve Taylan ise mücadeleleriyle Galatasaray’da ayakta kalan isimler oldu. Fenerbahçe ise, ilk yarı topu kaptığında hızlı ataklarla rakip kaleye gitmeye çalıştı. Sarı lacivertli ekibin yan toplarla etkili olmaya çalıştığını gördük. Fakat gol bulmak için net pozisyon üretebildiğini söyleyemeyiz. İleri uçta Valencia ve Thiam da çok etkili olamadı. İlk yarı orta sahada Sosa ve Ozan da görünmeyince Fenerbahçe’nin etkili olması beklenemezdi de…
***
İkinci yarı iki takımın da fizik gücünü ortaya koydu aslında. Galatasaray sezon başı handikabı ve son 15 günde 4 maç oynaması sebebiyle ikinci yarı sahada çok etkili olmadı. Birkaç pozisyonda hızlı çıkmaya çalışan sarı kırmızılılar, usta ayaklarının (Feghouli, Belhanda, Emre) çok basit hatalarıyla etkili olamadı. Feghouli ikinci yarıda Galatasaray’ın en etkisiz ismiydi diyebilirim. Fatih Hoca’da çok fazla sabretti. Fakat en sonunda dayanamayıp oyundan çıkarmak zorunda kaldı. Oyuncu değişiklikleri ise bence çok doğru değildi. Özellikle Falcao’nun çıkmaması ve Diagne ile çift forvet olarak denenmesi gerektiği kanısındaydım. Falcao’da her an ne yapacağı belli olmaz. Sürpriz bir anda takımını öne geçirebilirdi. Fenerbahçe ise ikinci yarıda fizik olarak maçtan düşen rakibi karşısında oyun üstünlüğünü kısmen eline geçirse de bir türlü gol yollarında etkili olamadı. Ozan Tufan’ın sürpriz çıkışları dışında pek de bir varlık gösteremedi. Fakat şunu fark ettim; Fenerbahçe’nin savunma kalitesi epey iyi gözüküyor. Yeni transferler Tisserand ve Lemos kısa sürede takıma adapte olmuş gibi. Fenerbahçe’nin yeni kurulmuş bir takım olduğunu hesaba katarsak oynanan oyun ve alınan bir puan oldukça büyük bir kazanç. Sarı lacivertlilerin bu şekilde devam etmesi halinde, takım oyununu da oturtursa az gol yiyen bir takım olacağı gözüküyor. Derbiye ilişkin konuşabilecek şeyler bunlardan ibaret. Zira oldukça kısır geçen bir maçtı. Maçın hakkı da beraberlikti. Bundan sonraki haftalarda Fenerbahçe’nin takımı oturtmaya, Galatasaray’ın ise yeni transferlere ihtiyacı olacaktır.
ERSİN DÜZEN’NDEN BANA CEVAP
Derbi analizinden sonra sizlere değinmek istediğim bir konu daha var. Kısa bir bilgilendirme geçeceğim. Geçtiğimiz cuma günü yayınlanan köşe yazımda, Rıdvan Dilmen, Fatih Altaylı, Ersin Düzen ve Ercan Taner tartışmaları hakkında bir yazım yayınlanmıştı. Yazımın muhataplarından Ersin Düzen bana Twitter’den ulaştı ve TRT’nin kendi maaşı hakkındaki açıklamayı niçin yazmadığımı sordu. Haklı bir serzenişi oldu. Çünkü küçük bir hata yaptım ve yazımın da geç çıkmasıyla TRT’nin kendisi hakkındaki açıklamayı yazıma eklemedim. Kısaca TRT Ersin Düzen’in 27 bin 500 TL maaş aldığını açıkladı. Ersin Düzen bana serzenişinden kendime çıkan dersi aldım ama TRT’nin açıklaması da kaç kişiyi tatmin etti bilmiyorum. Neyse burasıyla çok da ilgilenmiyorum.
