Milli Takımın, Karadağ maçında aldığı galibiyeti son yıllarda kazandığımız Hollanda ve Fransa maçları kadar anlamlı buluyorum.
Nedenlerini sıralayacak olursam; Hollanda hezimeti sonrası Şenol Güneş ile yolların ayrılması, aslında milli takım için oldukça belirsiz bir döneme gidişi de beraberinde getirebilirdi.
Her ne kadar doğru bir karar olsa da Şenol Hoca’nın takımdan ayrılması; bir o kadar da olumsuz sonuçlar doğurabilirdi.
Bu tür durumlarda genelde yeni teknik direktör getirmek yerine yardımcı teknik adamlar veya altyapı hocalarıyla devam etmek daha az riskli oluyor. Ya da milli takıma yabancı olmayan, aynı ülke içerisindeki hocalarla anlaşmak…
Fakat biz yanlış zamanda doğru bir karar aldık.
Almanya’da genç milli takımlarla büyük başarılara imza atan, Almanların yeni jenerasyonunu başarılı şekilde yetiştiren, Türkiye’de de futbol oynamış çok etkili bir ismi getirdik.
Bunda tabi ki en önemli pay, Hamit Altıntop’a aitti.
Hoca göreve geldikten sonra da kısa sürede takıma dokunmayı başarabildi.
4 maçta 3 galibiyet hele ki bu kadar kritik maçlarda reaksiyon gösterebilmek tamamen hocaya yazar bence.
Ama bu dediklerim; futbolcuların verdiği reaksiyonu ve mücadelelerini küçümsüyormuşum gibi algılanmasın.
Hoca ile çıktığımız 4 maçta ise oyun felsefesini en çok anladığımız maç Karadağ maçı oldu tabi bence.
İlk dakikadan itibaren oynamaya çalışan, gol yediği zaman demerolize olmayan, sürekli arayan, ayağa paslarla oynayan yeni bir milli takım geliyor.
Muhtemelen bu takım mart ayında oynanacak play-off mücadelelerinde daha hazır hale gelecektir.
Umarım play-off müsabakalarını geçip, Dünya Kupası’na gidebiliriz. Zira Stefan Kuntz ve milli takım bana Dünya Kupası için umut veriyor.