Akademik başarının adresi: Hasan Ali Yücel Ortaokulu

Akademik başarıları yüksek olduğu için veliler tarafından tercih edilen bir okul olduklarını söyleyen Hasan Ali Yücel Ortaokulu Müdürü Halit Yılancı 800 öğrenciye 38 öğretmenle eğitim vermeye çalıştıklarını söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 13.04.2016 07:04
  • Güncelleme Tarihi : 13.04.2016 07:04
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Akademik başarının adresi: Hasan Ali Yücel Ortaokulu

NİLGÜN TAZE

Bu güne kadar akademik başarıda kendini ispatlamayı başarmış olan Hasan Ali Yücel Ortaokulu23 şubede ortaokul, 2 şubede anaokulu eğitimi veriyor. 

Başarılı olmalarından dolayı velilerin çocuklarını kaydettirme çabası içinde olması sonucu ise bazı sınıf mevcutları 46 kişiyi bulmuş durumda. Adres taşıma yöntemini kullanarak velilerin çocuklarını kaydettirdiği okul ise yer sıkıntısından dolayı fazla sınıf açamıyor.

Çevrelerindeki okullarda 15-20 kişilik sınıflar bulunmasına rağmen velilerin kendi okullarına kayıt yaptırmaya çalıştıklarını söyleyen Yılancı, TEOG’da Buca’da ilk sırada, İzmir’de ise ilk 15’de yer aldıklarını söyledi.

Yılancı, “Sınıf mevcutlarımız şuan 25’e çekilebilmiş olsa özel okullarla yarışabilir duruma geliriz. Buca’da bizim kadar sınıfları kalabalık olan başka bir okul yok. Çocuklarını okulumuza yazdırabilmek için Banka ATM’lerini ikametgah adresi olarak gösteren velilerimiz var. Fiziki yönden imkanlarımız sınırlı. Öğrencilerimizin kapalı alanda çalışabilecekleri çok amaçlı bir salonları yok” dedi.

VELİLERDEN YOĞUN İLGİ

Veli görüşmeleri yapabilmek için çevredeki okulların toplantı salonlarını kullanmak zorunda kaldıklarını ifade eden Yılancı, bahçelerinin oyun oynayabilmek için küçük olduğunu söyledi.

Konak, Gültepe ve Levent’ten servislerle öğrenci geldiğini belirten Yılancı şöyle konuştu: “9 tane servisimiz var. Velilerimize çevrelerindeki okullara sahip çıkmalarını, eğer kendi semtlerindeki okulla yakından ilgilenirlerse 3-4 yıl içinde bizim düzeye gelebileceklerini anlatmaya çalışıyorum. Okullar Hayat Olsun Projesi kapsamında verilen ‘Değerler’ eğitimi okulumuzda verilmeye başlandı. Biz akademik başarıya kilitlenmiş bir okuluz. Bu projeden sonra öğretmenlerimiz ders öncesi en az 15 dakika değerler eğitimi vermeye başladı. Benim geldiğim okulda 2 bin 500 öğrenci vardı ve ben bu okulumuzda duvara yazı yazmakla yere çöp atmayı engelleyemedim. Bu nedenle ilk önceliği velileri eğitmeye verdik.”

ÖNCE VELİ EĞİTİMİ

Çocukların okulda aldıkları eğitimi pekiştirebilmek için veli eğitimlerine ağırlık verdiklerini birçok velinin tuvalet eğitimden dahi habersiz olduğunu dile getiren Yılancı, “Şu an içinde bulunduğumuz semtimizde karma bir yapıdan oluşuyor. Eğitim düzeyi düşük olan veli ve öğrencilerimize yönelik seminerler düzenleyerek bu açığı kapatmaya çalışıyoruz. Önemli olan sorunun kaynağına inerek hastalığı iyileştirmektir. Hastalığın üstünü örtmek ya da olduğu gibi bırakmak onu iyileştirmeyecektir. 5 okul müdürü bir araya gelerek neler yapabileceğimizi düşündük. Okullarımız bakan, banka müdürleri, doktorlar yetiştiriyor ancak önemli olan vatanını, insanını sevecek bakanlar yetiştirebilmek. Hastasının organlarını çalmayan doktorlar, mesleğini kötüye kullanmayan bireyler yetiştirebildiğimiz zaman okullar üzerlerine düşen misyonu tam anlamıyla yerine getirebilmiş olacaklar” açıklamasını yaptı.

BOŞANMIŞ AİLE ÇOCUKLARI

Çocukların anne babalarının aynası olduğunu belirten Yılancı, çocukların evde ne görürse onu uyguladıklarını söyleyerek şöyle dedi: “Özellikle boşanmış aile çocuklarımızla rehber öğretmenlerimiz yakından ilgilenmekteler. Bir öğrencim 4. sınıfa gelene kadar gayet başarılı idi ancak ne olduysa birdenbire derslerini çalışmamaya başlayarak, saldırgan davranışlar sergilemeye başladı. Hemen sınıf öğretmenimiz velisini çağırdı ancak ilk görüşmede anne korkusundan hiçbir şey söyleyemedi. İkinci görüşmemizde eşinin kendisine şiddet uyguladığını ve çocuğunda buna tanık olduğunu öğrenebildik. Çocuğumuz anne ve babasının olumsuz davranışlarına kızdığı için onlardan intikam alabilmek adına derslerini çalışmayı bırakıyor. Bunun nedeni ise gördüklerinden kendisinin de canının yanması. Öğretmenleri olarak çocuğumuzla yakın bir ilişki geliştirerek onu tekrar kazanmayı başardık. Bu velilerin örnek olması gereken bir deneyim.”

FATURA ÇOCUKLARA KESİLİYOR

Boşanmış aile çocuklarının büyük anne ve babalarında kaldığını belirten Yılancı, çocukların evde alamadıkları sevgiyi dışarıdan almaya çalıştıklarını belirterek, “Rehber öğretmenlerimiz anne-baba eğitimine büyük önem veriyorlar. Anne babalar çocuklarına ve birbirlerine karşı bencilce davrandıkları zaman çatışmalar meydana geliyor. Sen beni aldattın, sen bana para vermedin, sen şöyle yaptın, sen böyle yaptın gibi birçok çatışma nedeni ile eşler ayrılıyor ve arkalarında bıraktıkları çocuğun ne olacağını hiç düşünmüyorlar. Eskiden başa çıkılamayan sorunlar yaşandığı zaman ileri gelenlerden destek alınarak sorunlar çözülmeye çalışılırdı. Ancak günümüzde bu tür yöntemler uygulanmıyor. Çiftler boşanıyor ve bunun faturası da çocuklara patlıyor” ifadelerini kullandı.

OKUL FİZİKİ YAPISI

1993-1994 öğretim yılına kadar soba ile ısıtılan okullarının kalorifer tesisatı döşenerek kömürlü kaloriferle ısıtılmaya başlandığını ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından aynı yıl okulun çatı aktarımı, kapı değişimi ve badana gibi işlerinin tamamlandığını söyleyen Yılancı, “1996-1997 Öğretim yılında okulumuzun kendi imkanları ve velilerimizin  maddi ve manevi desteği ile ek binada valilik oluru alınarak Fen Laboratuarı  yaptırılmış ve 18.09.1996 tarihinde kullanıma açılmıştır. Yine aynı yıl mevcut  anasınıfı günün şartlarına uygun şekilde yeniden elden geçirilip, düzenlenmiştir. Öğrenci sıralarının tamir ve bakımı yapılmıştır. A Blok merdiven altına mutfak yaptırılmıştır. Atatürk Köşesi ve Hasan Ali Yücel Onur Köşesi yaptırılmıştır. Okulumuzun sınıflarının panoları, mevsim şeritleri ve tarih şeritleri yenilenmiştir. Okul bahçesinin atıl durumda bulunan bölgesi park olarak düzenlenerek içi ve dışı dört renk üzerine tamamen boyanmış ve çağdaş eğitim anlayışına uygun bir görüntü de sağlanmıştır. Bu öğretim yılında başlayarak okul yemekleri düzenlenerek veli-okul bütünleşmesi sağlanmaya çalışılmıştır” dedi.

OKUL TARİHÇESİ

24 Kasım 1975 tarihinde ilkokul olarak açılan okul yedi dershaneli tip proje olarak yapılarak günün şartlarına uyarlanmıştır. Bir deprem sonucu 1978 yılında 30 Ağustos İlkokuluna giden ortaokul bölümü 1979-1980 öğretim yılında yeniden geri dönmüştür. Okul çevresindeki yapılaşma ve buna bağlı nüfus artışı okulumuzun fiziki yapısını yetersiz kılmış ve 1990 yılında 3 katlı, 3 idari oda, 4 derslik ve birçok amaçlı salondan oluşan ek bina okulumuzun bitişiğindeki arsa alınarak yapılmıştır. 1991 yılında çok amaçlı salon bölünerek 2 derslik daha kazanılmıştır. Bugün iki bina, 13 derslik ve 7 idari oda ile hizmet vermektedir. Okulumuzda 2006 yılında Bakanlığımız tarafında Bilişim Teknolojileri sınıfı yapılmıştır. Bu tarihten sonra anasınıfından 8. sınıfa kadar tüm sınıflarda bilgisayar, projeksiyon alınarak kullanılmaya başlanmıştır. Tüm sınıflara internet hizmeti sunulmuştur.

NASIL SAĞLIKLI İLİŞKİ KURULUR

Çocuklarımızı birer emanet görüp, onlara gerekli şefkat ve sevgimizi göstermenin yanında saygı göstermeyi de öğrenmeliyiz. Azarlamak, bağırmak, yüksek sesle çağırmak, vurmak, susturmak, tutarsız davranmak çocuğa saygısızlık ve değersizliğin göstergesidir. Her çocuğu ayrı bir birey olarak görüp, fikirleri sorulmalı ve fikirlerine saygı gösterilmelidir. Bu neticede çocuğa değer verilme hissi var olan istenmeyen davranışları ortadan kaldırır. Çocuğa Kaliteli Zaman Ayırmak; Her ne olursa olsun çocukta karşılaşılan uyumsuz ve zorlayıcı durum karşısında mutlaka sabırlı olmayı bilmemiz gerekir. Bunun yanında, çocuklarımıza kaliteli zaman ayırmamız ve ilgilenmemiz gerekir. Birlikte geçirilecek zaman nicelik değil, nitelik olarak önemlidir. Birlikte çocuğun hoşlanacağı faaliyetler ve hobisi yapılabilir. Kaliteli zaman geçirmek, çocuğun yaşadıklarını anlamaya çalışmak sorunlarını çözmesine yarım eder.

Cesaretlendirme;

Ebeveyn çocuğun kendine güvenmesini istiyorsa önce ebeveyn çocuğa güvenmelidir. Ebeveyn çocuğun çabasını övmeli ve yüreklendirmelidir. Cesaretlendirme çocuğun kendini değerli algılayabilmesi için çok önemlidir. Cesaretlendirme çocuğu olduğu gibi kabul edip, ona kendi olduğu için değer vermedir. 

Sevgiyi Anlatmak; Sevgi kâinatın mayasıdır. İnsanlar birbirlerine vermiş oldukları sevgiyle, yani muhabbetle var kalırlar. Sevgiyle dünyaya getirdiğiniz çocuklarınıza sevgi ve şefkatle yaklaşmalısınız. Çocuğun kendini güvende hissedebilmesi hasebiyle sevildiğini bilmesi ve sevmesi gerekir.Son olarak, davranış bozukluğu olan çocukların ebeveyni, öncelikle bu bozukluğun olduğunu kabul etmeli, uzmanlardan ve öğretmenlerinden gizlemeye yönelmemelidirler. Gerçekten çocukta bazı davranış bozuklukları olduğu belirlenmişse, ebeveyn çocuğa karşı mutlaka soğukkanlı ve sakin davranmalıdırlar. Ancak, ebeveyn, hoşlanmadıkları davranışlarından ötürü çocuğu etiketlemekten, örneğin bazı yaramazlıkları olan çocuğa hemen ”hiperaktif” etiketi vurmaktan kaçınmalıdırlar.

Bazı davranış bozukluklarının nedeni organik olabilir. Bu tıbbî muayene ile belirlenebilecek bir şeydir. Ancak çoğu davranış bozukluklarında olumsuz aile ortamı ve eşler arasındaki çatışmalarının büyük rol oynadığı bilinmektedir. Bu nedenle, ebeveyn çocuk ilişkisinin niteliğinin nasıl bir rol oynamış olabileceğini irdelemelidirler. Anne babanın çocuğa yeterince ilgi, şefkat ve sevgisini göstermemesi, ihmal, aile içi şiddet vb. durumlar davranış bozukluklarının aileden kaynaklanan en önemli nedenleri arasında sıralanmaktadır. Unutulmamalıdır ki, çocuktaki bir davranış bozukluğunu ortadan kaldırmak için çocuğa müdahale etmekten çok, çocuğun anne babası veya ailesine müdahale ederek anne babayı eğitmek, aile ortamını yumuşatmak daha isabetli olabilmektedir. Bu nedenle eşler ihtiyaç duyduklarında, çözemedikleri bir sorunla karşılaştıklarında bir evlilik-çift terapistine ve aile danışmanına başvurmalı, gerekli yardımı almalıdırlar. Bilinçli ve duyarlı bir insan uzmanlardan yararlanabilen kimsedir. Anne babalar, çocukta bazı davranış bozukluklarının ortaya çıkmaması için, davranışlarıyla çocuğa destekleyici bir model olabilmelidir. Anne babalar, sadece yanlış davranışın ne olduğunu söylemekle yetinmeyip doğru davranışın ne olduğunu açık, net basit bir cümleyle çocuğa anlatmalı, hemen akabinde doğrusunu davranışlarıyla çocuğa göstermelidirler.

Haber Merkezi