Bir çocuk değişirse dünya değişir

Okul öncesi eğitimin çocuklar, aileler ve toplum açısından birçok faydası bulunduğuna dikkat çeken Gaziemir Anaokulu Müdürü Emine Şahin doğru yetiştirilen nitelikli insanların dünyanın kaderini değiştirebileceğini söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 13.06.2016 07:33
  • Güncelleme Tarihi : 13.06.2016 07:33
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Bir çocuk değişirse dünya değişir

NİLGÜN TAZE-ÖZEL HABER

 Fiziki anlamda herhangi bir eksikliği bulunmayan Gaziemir Anaokulu’nda bugünlerde bahçe düzenlemesi yapılıyor. Belediye desteği ve kendi imkanları ile tel örgü çekilerek sınırları daha sağlıklı çizilen okul bahçesinde hobi bahçeleri de oluşturulmuş durumda. Boş alanların çiçeklendirildiği okulun dışında bulunan atıl haldeki alan ise okul çalışanlarının emekleri sayesinde güzelleştirilmiş.

0-6 yaş aralığında edinilen bilgilerin insan hayatının tamamını etkilediğini ifade eden Gaziemir Anaokulu Müdürü Emine Şahin, bireylerin mutlu ve sağlıklı bir yaşam geçirebilmeleri için bu yaşlarda doğru inanç kalıpları edinmelerinin hayati önem taşıdığını söyledi. Şahin, “0-6 yaş arasını kapsayan erken çocukluk dönemi çocuğun en hızlı geliştiği dönemdir. Erken çocukluk dönemindeki deneyimler beynin çalışma biçimi için belirleyicidir. Gaziemir anaokulu ekibi olarak biz de bunun bilincindeyiz ve bu doğrultuda bir eğitim politikası izliyoruz. Çocuğun tüm gelişim alanlarına hitap eden etkinlikler planlayarak hazırladığımız farklı mekanlarla ve oluşturulan farklı merkezlerle öğrenmenin kalıcı olması için çocuklarımızın hayatlarına dokunmanın verdiği sorumlulukla ilerlemekteyiz. Bunun sonucunda daha üretken daha yaratıcı, sorun çözmede daha yetkin bireyler yetiştirmek için diyoruz ki bir çocuk değişirse dünya değişir” dedi.

BAHÇEDE ÇADIR EVLER

Eğitim ve öğretim alanında özgün ve modern uygulamaların geliştirilmesi ve ödüllendirilerek teşvik edilmesi amacı ile 2015-2016 eğitim yılında 4.’sü düzenlenen ‘Eğitim ve öğretimde Yenilikçilik ödülleri’ kapsamında saha ziyaretine kalma başarısı gösteren okullar arasında yer aldıklarını söyleyen Şahin, “13-17 Haziran 2016 tarihinde bakanlık değerlendiricileri tarafından saha ziyaretleri gerçekleştirilerek, çalışmalar yerinde incelenecek.  Bu bizim için onur verici bir başarı. Çocuklarımız maalesef bu devirde hem evde hem de okulda dört duvar arasında vakit geçirmek zorunda kalıyorlar. Bu zinciri kırabilmek için bahçemizde çadırlar kurarak çocuklarımızın doğa ile bütünleşerek topraklanmasını sağladık. Yaptığımız kum havuzlarında çocuklarımızın hoşça vakit geçirmelerini izledik” açıklamasını yaptı.

DUVARSIZ SINIF

 Kullanılmayan bir sınıf tahtasını bahçe duvarlarına monte ederek duvarsız sınıflar meydana getirdiklerini söyleyen Şahin şunları söyledi: “Maddi imkansızlıklarımız nedeni ile peyzaj mimarının yapması gerekenleri bizler atık malzemelerle kendimiz yaptık. Belediyenin imkanlarını küçük ölçekte kullandığımız ‘Duvarsız Sınıf’ projemizde çok keyifli çalışmalar ortaya çıktı. Çocuklarımız ilk adımlarını okulumuza attıklarında onlara sıcak ve renkli bir karşılama da bulunabilmek için okul tavanlarımızı bahar dalları içeren resimlerle süsledik. Giriş kapımızı ise elimizden geldiğince süslü ve çekici kıldık. Çocuklar enerji dolular ve bu enerjilerini doğal ortamda atmaları gerekiyor.  Günümüzde bir hastalık olarak bilinen hiper aktivite gerçekte bir hastalık değil boşaltılması gereken enerjinin sağlıklı bir şekilde boşaltılamamasıdır. Biz bu gerçeklerin bilincinde bir okuluz.”

SEVGİ DOLU OKUL

Çocukların okullarını ayrılmak istemeyecek kadar çok sevdiklerini söyleyen Şahin, “Çocuklarımızın bu yaşlardaki beyin gelişimleri çok önemli. Bunun için de mümkün olduğunca fazla deneyim yaşamalarını sağlamaya çalışıyoruz. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nin düzenlediği ‘Yaren Bebek’ projesinde çıplak bebekleri alarak çocuklarımızın anneleri ile birlikte bebek elbiseleri dikmelerini sağladık. Çocuklarımız kendi boylarına göre yapılmış atölyelerde çanak çömlekler yaptılar. Okulumuza davet ettiğimiz semazenlerimiz bizi öylesine çok etkilediler ki çocuklarımız biz yetişkinlerin dahi aklına gelmeyecek sorular yönelttiler. Semazenlere neden eteklerinin çok hızlı döndüğünü sordular mesele ve cevabını kendimin de bilmediğim bir yanıt aldım. Semazen etek uçlarına hızlı dönüş oluşturması için kurşunlar dikiliyormuş. Çocuklarımızla birlikte gelişmek çok güzel” açıklamasını yaptı.

ÖNCELİK MUTLU HİSSETMEK

Çocukları götürebildikleri her türlü sosyal etkinliğe götürdüklerini söyleyen Şahin, anaokullarının sadece doğum günlerinin kutlandığı yerler olmadığının altını çizerek şu ifadeleri kullandı: “Bizim temel hedefimiz çocuklarımıza düşünmeyi öğretmek. İnsanlık olarak kendi problemlerimizi kendimiz çözmeyi öğrenmek zorundayız. Bu öğretilmediği takdirde bağımlı, öz güveni düşük, bir sorunla karşılaştığında uygulayacak bir b planı olmayan bireyler oluşuyor.  Problem çözme yeteneği bu yaşlarda kazanılabilir ve bizlerde özellikle çocuklarımızın bu yönlerini geliştirmeye yöneliyoruz.  İlk adım doğru atıldığında diğer doğrularda birbirini izler. Velilerimizin bir kısmı bu bilgilerin bilincindeyken maalesef bir kısmı da bilinçsiz. Konusunda uzman kişileri getirerek düzenli olarak velilerimize eğitim vermeye çalışıyoruz.”

STRATEJİK PLAN

Gaziemir Anaokulu olarak en büyük amaçlarının girdikleri her türlü ortamda çevresindekilere ışık tutmak olduğunu söyleyen Şahin, 2015-2019 yıllarını kapsayan stratejik planlarını şöyle anlattı:  “Hayata hazır, hayatı aydınlatan, bizleri daha da ileriye götürecek gençler yetiştirmek temel hedefimiz. İdare ve öğretmen kadrosuyla yalnızca ilköğretime hazırlık devresi öğrenciler yetiştirmek değil, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerini örnek alan bizler çağa uyum sağlamış, yeniliklere açık, Türkiye Cumhuriyeti’ni daha da yükseltecek gençler yetiştirmeyi ilke edinmiş bulunmaktayız. Öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz, velilerimiz ve çalışanlarımızla "Mutlu Bir Okul Ortamı" oluşturabilmek amacıyla okulumuz paydaşlarını da dikkate alarak görüş, istek ve beklentilerini kapsayacak şekilde hazırlanacak plan ve program ile mümkündür.”

FİKRİ HÜR VİCDANI HÜR

Stratejik Planda belirtilen hedeflere ulaşmanın okulun gelişme ve kurumsallaşma süreçlerine önemli katkı sağlayacağına inandıklarını söyleyen Şahin, “Geleceğimizin teminatı olan öğrencilerimizi daha iyi imkânlarla yetiştirip, düşünce ufku ve yenilikçi ruhu açık hale getirmeye çalışıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin çıtasını daha yükseklere taşıyan bireyler olması için tüm gelişim alanlarında sağlıklı gelişmeleri, olumlu davranışlar kazanmaları, fikri hür, vicdanı hür bireyler yetiştirebilmek için öğretmenlerimiz, yöneticilerimiz ve diğer çalışanlarımız ile özverili bir şekilde tüm azmimizle çalışmaktayız. Emeği geçen herkese teşekkür ederim.

TARİHÇE

Okulumuz İzmir’in Gaziemir İlçesi Sevgi Mahallesi Nevvar Salih İşgören Caddesi’nde İl Özel İdaresi tarafından 2 katlı müstakil anaokulu olarak inşa edilmiştir. Okulumuz 606,46 metrekarelik bir alanda 202,15 metrekaresi kapalı alan olarak yer almaktadır. 2014–2015 Eğitim-Öğretim yılında eğitim-öğretime açılmıştır. Okulumuza 37–60 ay çağındaki çocukların kayıtları yapılmaktadır. İkili ve tam gün eğitim vermektedir. Sınıflarımız yaş gruplarına göre düzenlenmiştir.

2014–2015 yılında okulumuzda 2 idareci 6 öğretmen 120 öğrenci ile eğitim öğretim sürdürülmüştür. 2015-2016 yılında ise 2 idareci, 1 rehber öğretmen, 7 öğretmen ile eğitim öğretim sürdürülmektedir.

ANAOKULUNA ALIŞMA SÜRECİNDE KÜÇÜK İPUÇLARI

 Artık bebeğim büyüdü diyebilirsiniz. Gün içerisinde birkaç saat sizden ayrı kalmayı başarabilecek, sizden başkasına güven duyabilecek ve kendi ihtiyaçlarını kendisi karşılayabilecek becerileri gösterebilme zamanı geldi. İlk anaokuluna başlama süreci yaklaşık 3 yaş civarıdır. Bu yaş öncesinde çocuğunuz duygusal olarak size bağlı bir dönemdedir. Sizden ayrılmak istemez,  ayrıldığı zaman kaygılanabilir, ağlar. Bu duygusal gelişimi için normal bir süreçtir. 3 yaş sonrasında sosyal gelişiminin sağlanması ve bazı becerilerin kazanılması için anaokulu eğitiminin belli sürelerle başlaması sağlıklı bir gelişim için önemlidir.

 Anaokuluna başlama süreci bazı çocuklarda hızlıca tamamlanırken bazı çocuklar çok zorlanabiliyor. Kaygılar artabiliyor, uzun ağlama krizleri yaşanabiliyor. Duygusal gelişimin zarar görmemesi için hem ailenin hem de okulun dikkatli olması önemlidir. Bu dönemin sağlıklı tamamlanması için ilk isteğimiz annenin de bu ayrılma sürecine duygusal olarak hazır olmasıdır. Başarısız sonuçlanan uyum süreçlerinin çoğunda annenin henüz bu ayrılığa hazır olmamasını gözlemliyoruz.  Anne veya baba nasıl davranması gerektiğini bilirse çocuğun duygusal gereksinimleri daha fazla karşılanacak, duyduğu endişe ve korkular azalacaktır.

İlk günle beraber yapmanız gerekenler…

 Çocuğunuzun ve sizin stresli olmadığı bir dönemi seçmelisiniz. Okula başladığı dönemde çocuk duygusal olarak rahat olmalıdır. Aksi halde yaşanan stres çocuğun okul ile ilgili algısına yansıyacak ve öğretmeni ile kuracağı iletişime zarar verecektir. Annenin gergin ve stresli olmaması da bu dönemde gerekli sabrı ve anlayışı göstermesi bakımından önemlidir. Çocuğunuzun hastalık döneminde olmamasına dikkat etmelisiniz: Hastalık dönemlerinde çocuklar huysuzlanır.  Anneden ayrılmak istemez. Bu nedenle daha huzurlu olduğu dönemlerde okula başlamaya özen göstermelisiniz. İlk gün çoğunlukla çocuğunuzun yanında olun: Birçok anne ilk gün görevi öğretmene bırakmaya çalışır. Bu çocukta kaygıyı başlatabilir. Sizden ayrılması için acele etmemelisiniz. Sizin olduğunuz,  kendisini güvende hissettiği zamanlarda yanında olarak hem ortama hem de öğretmenine ısınması için ona yardımcı olun. Oyun oynasın ve keyifli zaman geçirsin. İlk gün kontrolü ona bırakın. Yapmak istediklerini yapsın ve tüm merakını gidersin. 

Haber Merkezi