Çevik: Aile eğitimine önem veriyoruz

NİLGÜN TAZE - ÖZEL HABER

50 yıllık geçmişi ile Çiğli’nin en köklü ve en kalabalık okulu olan Selim Diniz İlk ve Ortaokulu şu anda bin 300 öğrenciye eğitim öğretim veriyor. İlkokul ve ortaokul bir arada olmak üzere ikili eğitim yapmakta olan okul, aynı zamanda yetersiz olan fiziksel şartlarının iyileştirilmesi içinde çaba sarf ediyor.

Okullarının 5 idari oda, 1 öğretmenler odası ve 22 derslikten oluştuğunu açıklayanSelim Diniz İlk ve Ortaokulu Müdürü Ayşe Çevik, bu dersliklerden 3 tanesinin anasınıfı olarak kullanıldığını belirterek, “1 tanesi bilişim teknolojileri sınıfı geri kalanı ise 19 derslikten oluşan sınıflarımız mevcut. Okulumuzda sabahları ortaokul öğrencilerimiz öğleden sonra ilkokul öğrencilerimiz eğitim ve öğretim görüyor. Öğrenci mevcudumuzun çok olması sebebiyle sınıflarımız yetersiz gelmekte ve bundan dolayı sınıf mevcutlarımız oldukça kalabalık olmaktadır. 5. sınıflar ve 6. sınıfların sınıf mevcutları 45 kişiden oluşuyor. 7. ve 8. sınıflar ise 35-40 arasında” dedi.

SINIF MEVCUDU

Binalarının yetersiz gelmesi sebebiyle okullarında kütüphane ve fen laboratuarının bulunmadığını açıklayan Çevik, “Bir konferans salonumuz olmasına rağmen ses sistemi ve koltukları bakımından yeterli donanıma sahip değil. Öğrenci tuvaletlerimiz bahçede bulunuyor ve sayı olarak oldukça yetersiz kalmakta. Ayrıca okul bahçemiz büyük olmasına rağmen bahçe zemininin kötü olması nedeniyle çocuklarımızın bahçede oyun oynarken zaman zaman düşmelerine ve yaralanmalarına neden olmaktadır” açıklamasını yaptı.

EĞİTİM PROGRAMLARI

Okullarında 30 branş öğretmeni ve 32 sınıf öğretmeninin çalışmakta olduğunu belirten Çevik, “2 memur, 1 kadrolu hizmetli, 3 ücretli çalışan hizmetlimiz bulunmaktadır. Bu sayı maalesef yeterli personel ihtiyacımızı karşılayamamakta. Düzenlediğimiz seminerler arasında 1. sınıf ve anasınıfı velilerine yönelik ‘Okula Uyum’ seminerleri yer alıyor. 2016-2017 eğitim-öğretim sürecinde 2 grup birinci dönem, 2 grup ikinci dönem olmak üzere toplamda 4 veli grubuna 14 hafta devam eden 0-18 yaş ‘Aile Eğitimi Programı’ ve ‘7-11 Yaş Modülü Programı’ okulumuz rehber öğretmeni Didem Şenel tarafından verildi. Modül, içerik olarak ilkokul sürecindeki gelişim süreçlerinin tamamını kapsayacak nitelikte olduğu için 4 kapalı grup dışında eğitim açılmadı” ifadelerini kullandı.

OKUL SEMİNERLERİ

Çocukların bulundukları gelişim seviyesi itibarı ile seminer çalışmalarına çok hazır olmadıkları için sınıf içi çalışmalar yapıldığı bilgisini veren Çevik, şunları söyledi: “Cinsel Eğitim, Öfke Kontrolü ve Akran Zorbalığı konuları üzerinde çalışıldı. Velilerin maalesef sadece bir kısmı çocukları ile yeterince ilgili. Ancak onlarında bir kısmı ne yazık ki ilgiyi yanlış yorumluyorlar. Çocuğa istediği her şeyi sunmanın onunla ilgilenmek olduğunu düşünüyorlar. Önemli olanın çocukla nitelikli zaman geçirmek olduğunu unutmamak gerek. Çocuklar manevi paylaşımlara daha çok değer veriyor. Onunla oyun oynamak, gün içinde neler yaptığı ile ilgili konuşmasına fırsat vermek ve duygularını açığa çıkarmasını sağlamak onlarla kurduğumuz iletişim sürecindeki en önemli noktalar.”

OLUMLU KAZANIMLAR

Değerler eğitiminin ortaokul ve ilkokulda ayrı ayrı her ay bir değer ele alınarak işlenmekte olduğunu açıklayan Çevik, “Bu konular işlenirken öğrenci merkezli çalışmalar yapılmasına ve öğrenciler üzerinde olumlu kazanımlar oluşturmaya dikkat edilmektedir. Öğretmenlerimizin rehberliğinde yürütülen değerler eğitimi öğrencilerimiz üzerinde olumlu davranış değişikliklerine sebep olmakta. Okulumuzda sosyal etkinlik olarak her ay tiyatro, sinema gösterisi planlanmakta ve öğrenciler götürülmektedir. Bu yıl Bozdağ-Ödemiş turu düzenlenmiş olup 4. sınıflara İzmir turu gezisi ve nisan ayında gerçekleştirilmek üzere Çanakkale gezisi yapılması planlandı. Ayrıca 1. sınıf öğrencilerimize Atatürk Müzesi ve Oyuncak Müzesi gezisi düzenlendi. Bunların dışında okulumuzda uzay çadırı ve 4d sinema gösterimi yapıldı” şeklinde konuştu.

REHBERLİK SERVİSİ

Çevik, öğretmenlere yönelik olarak dönem başı ve dönem sonunda öğretmen odaklı seminer programları düzenlediklerini ifade ederek, “Her öğretmenin düzenlenen seminerlere katılımı sağlanmakta olup bunun dışında öğretmenlerimizin branşlarına uygun projelere katılımı sağlanmaktadır. 2 yıldır TÜBİTAK 4006 projesi okulumuzda yapılmakta. Rehberlik servisimiz ilkokul ve ortaokul kısmında ayrı ayrı faaliyet göstermekte olup okulumuzla ilgilenen 4 rehber öğretmenimiz bulunuyor. Bireysel görüşmeler ve grup çalışmaları rehberlik servisimiz tarafından yürütülüyor. Veli, okul, öğrenci işbirliğinin sağlanmasında, çocuğun okula adaptasyon sürecinde ve okul hayatı boyunca yaşayacağı sorunlarda ya da desteğe ihtiyacı olduğu durumlarda önleyici hizmetler sunmak adına rehberlik servisimiz çalışmalarını yürütmektedir” dedi.

SORUNLU AİLE ÇOCUKLARI

Sorunlu ve boşanmış aile çocuklarının üzerinde en çok çalıştıkları alan olduğunu açıklayan Çevik, şu açıklamaları yaptı: “Bu çocuklarımızda davranış problemleri sıklıkla gözlenmekte olup kendi ailesi ve çevresine karşı olumsuz bir algı geliştirmektedirler. Yaptığımız iş öncelikle böyle durumdaki çocukların güvenini kazanmak ve aile görüşmesini gerçekleştirip çocukları ile bu süreçte nasıl yaklaşacakları ile ilgili onları bilgilendirmektir. Çocuğun bu dönemde sosyal ilişkileri yüksek oranda bozulmakta ve arkadaşlarına saldırganca davranmaktadır. Bu durumda çocuğun sınıfı ile grup çalışmaları yapılmakta ve çocuk yeniden uyum sürecine alınmaktadır.”

OKUL YAPIMI

Okul arsalarının Hicri 1307 yılında Fildrina’da doğan Selim Diniz tarafından yaptırıldığı bilgisini veren Çevik, “Uzun süre belediyede memurluk ve kısa bir süre de öğretmenlik yapan Diniz, 80 bin TL değerindeki evini satarak arsa almış ve bu arsayı okul yapılması için Milli Eğitim Bakanlığına bağışlamıştır. Okulumuz A Blok binası ile 1969 yılında Selim Diniz İlkokulu olarak eğitim öğretime açıldı. 1992 yılında ise 8 yıllık temel eğitime başladı. 1988 yılında hayırsever Ali Öztürk tarafından Ali Öztürk çok amaçlı C bloğumuz yaptırıldı. Burada kütüphane, idari odalar, fen laboratuarı ve bir adet çok amaçlı salon bulunmaktadır. 2001-2002 Eğitim-Öğretim yılında öğrenci sayısının çok fazla olmasından dolayı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından B Blok yaptırıldı. Okulumuz 2005-2006 Eğitim-Öğretim yılında öğrenci sayısının en yoğun dönemini yaşamaktadır. Acil olarak ek bina veya çevrede bir okul açılması gerekmektedir” açıklamasını yaptı. 

ÇOCUK VE MATEMATİK

Matematik düşünme sanatı olup yıllar boyunca hep olumsuz cümlelere maruz kalmış bir bilim dalıdır. Matematiği sevmeyen, anlamayan ve üretemeyen bir toplumda büyüyen çocuktan matematik dehası olmasını beklemek haksızlık olur. Bizler çocuklarımıza matematiği sevdirmek yerine tam tersi olarak matematiği sevmemeyi seçmesine yardımcı oluyoruz. Bunu göz önüne alarak araştırma yapmaya başlayan bilim adamları, çocukların matematiği sevmemesindeki en büyük etkinin eğitim sistemindeki uygulanan eksikliklerin olduğunu fark ediyor ve ilk kez Finlandiya’da başlayan ‘math workshop’ adı verilen atölye çalışmalarına başlıyorlar. Önceliği matematiği çocuğun hayal dünyasına katarak bir soru karşısında edinilen bilgiyi geri çağırınımı kolayca sağlayabilmek olan bu çalışma grubunun attığı ilk adım ise öncelikle öğretmen yetiştirmek olmuştur.

Finlandiyalılar bu uygulamaya yirmi küsur yıl önce başlamışlar. Bizim eğitim sistemimizde diğer dersler için görsel ve işitsel sistem yeterli olmasına karşın, matematik için yeterli olmadığı görülmüştür. Yapılan araştırmalar sonucu görsel ve işitsel olan eğitim sistemine dokunsallık da eklenerek matematik için mükemmel üçlü yakalanmış oldu. Geliştirdikleri sistem 4 yaşa kadar indirilmiş ve çocuklardaki gelişmeyi pozitif yönde etkilemiştir. Eğitim sistemimizde henüz duygusal zekada olan bir çocuktan karmaşık matematik problemlerini anlamasını, doğru adımları kullanarak çözmesini ve sonuca ulaşmasını bekliyoruz. Elbette anne baba olarak bu sistemi evde uygulanabilir. Bunun için etkinlikleri araştırmanız yeterli ancak bu çalışmalarda ilk olarak dikkat edilmesi gereken çocuğun matematik sorularını kolaydan başlayarak yani elle kavrayarak oluşturması ve adım adım sorunun kademelerini görmesidir. Örnek verecek olursak bir çocuğa geometrik şekil ve cisim farkı anlatılacak ise yani 2 boyut ile 3 boyut farkı anlatılacaksa öncelikle bunların yapılı hallerine dokunmasını sağlamalısınız. Önüne geometrik cisimler çıkarıp bunlara dokunarak yapmasını beklemelisiniz. Oluşturduğu adımları hayal dünyasına alması hedeflenen çocuk bunu başardıktan sonra ilgili konuyla ilgili karşısına gelebilecek her türlü hileli soruyu kolayca kavrar ve soyuta geçiş yapabilecektir.

Haber Merkezi