Çocukları şekillendiren aileleridir

NİLGÜN TAZE

En büyük sorunu alan darlığı olan Aslanlar İlkokulu çocukların kullandığı okul malzemelerini koyabilecek bir oluşturma çabası içinde.

Müdür ve öğretmenler odası dahil her alanın en iyi şekilde değerlendirilmeye çalışıldığı okulda tüm sıkıntılara rağmen TÜBİTAK Projesi dahi yapılıyor.

Fiziki anlamda yetersizlik yaşadıklarını soyunma odası başta olmak üzere toplantı salonu, laboratuar ve kütüphane gibi alanlarının bulunmadığını ifade eden Aslanlar İlkokulu Müdürü İsmail Balcı, “Boş bulduğumuz her alanı değerlendirerek verim elde etmeye çalışıyoruz. Kendi odamı benden çok öğrenciler ve öğretmenler kullanıyor. Rehber öğretmenimizin de maalesef bir odası yok. Her öğrenci koltuğuma oturarak makamın ne demek olduğunu hissetmiştir. Paylaşımcı ve hoşgörülü olunamazsa birçok sorun ortaya çıkabiliyor ancak çok şükür ki gerek ben gerek öğretmen gerekse öğrencilerimizle uyum ve ahenk içinde yaşıyoruz.

SOSYO EKONOMİK DÜZEY

İlk defa İzmir’in hayata geçirdiği Okullarda Başarıyı Artırma Projesi’nin en güzel yönünün takipte kontrol sistemi olduğunu belirten Balcı, geçmişte Mutlu Okul Gelecek Okul Projesi’nin okullarda yapılan etkinliklerin prosedüre dökülmüş hali olduğunu söyledi. Balcı, “Proje biraz daha planlı hale geldiği için daha etkin hale geldi. Başta akran koçluğu olmak üzere öğretmenlere yapılan asistanlıklar çocuklarımızın daha sağlıklı bir gelişim göstermesini sağladı. Okulumuz Gaziemir’in sosyo ekonomik yönden en zayıf bölgesinde bulunuyor. Gaziemir İzmir’de çok iyi bir yerde ve ilçeler arası başarıda 3. ve 4. sıralarda yer alıyor. Okulumuz ise eğitimde en son olan 50 okul arasında yer alıyor. 210 öğrencimiz varken 160 velimiz bulunuyor. Bunun nedeni ise birçok ailede en az 5 ile 7 arası çocuk bulunması” dedi.

ANKET SONUÇLARI

Ailelerin yüzde 80’inin akraba olduğunu ve anaokuluna çocuklarını yeni yeni göndermeye başladıklarını ifade eden Balcı, ailelerin eğitimle bugünlerde barışmaya başladığını anlatarak şöyle dedi: “Bölgemizde başta Mardin olmak üzere Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nden gelen aile sayısı çok fazla. 1960’lı yıllarda İzmir’e göç eden bu ailelerin içinde hiç üniversite mezunu ebeveynin bulunmaması dikkat çekici. Hiç lise mezunu annemizde bulunmuyor. Çoğu ilkokul mezunu ya da ilkokulu bile bitirmemiş. Bırakalım bir okul bitirmiş anneyi henüz Türkçe konuşamayan annelerimiz var. Yaptığımız bir anket sonucunda öğrencilerimiz en çok anne babalarının derslerinde kendilerine yardımcı olmadığından şikayet ettiler. Bu çok doğal çünkü karşınızdaki insana bir şey verebilmeniz için o şeye önce kendinizin sahip olması gerekir.”

HEDEF BAŞARIYI ARTIRMAK

Göreve başlayalı iki yıl olduğunu ve hedeflerinin TEOG sıralamasına göre son 50’de yer alan okullarının başarısını artırmak olduğunu açıklayan Balcı, “Öğretmenlerimizle yaptığımız toplantılarda sık sık okul başarısını artırabilmek için neler yapabileceğimizin istişaresini yapıyoruz.  Öğretmenlerimiz özverili yaklaşımlarından dolayı kendimi çok şanslı hissediyorum. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün yaptığı toplantılarda diğer okul müdürleri yaşadıkları sıkıntıları anlatınca kendi okulumda o tür olumsuzluklar yaşanmadığı için şükrediyorum. Evet ailelerimizin okuma yazma oranı düşük ancak hiç kimseye zarar vermeyecek kadarda bilinçli bir yapıları var” açıklamasını yaptı.  

HER YIL BİR SORU

İzmir’in çok güzel okullarından disiplin kurulu kararı ile diğer okullara gönderilen öğrenciler bulunduğunu ifade eden Balcı şöyle konuştu: “Diğer okullarımızın disiplin kurulu kararı ile çocukları okullarından uzaklaştırdıkları sebeplere baktığımda benim okulumdaki öğrencilerin yarısını okuldan uzaklaştırmam gerekir. Çok şükür ki okulumuzda çok güzel öğretmenler bulunuyor ve sık sık okulumuzu önümüzdeki 5 yılda nerelere taşıyabileceğimizin hesabını yapıyoruz. Yavaş yavaş öğrencilerimizi teşvik ederek kendilerinden fazla bir beklentimiz olmadığını sadece her yıl sadece bir tane fazla soru cevaplamalarını istediğimizi belirtiyoruz. Bir yılda 0.75 oranlık doğru soru ile 45 basamak atlanır. Biz 490’lı sayılardan 554’lere geldik.”

VELİLERİ KAZANMAK

İzmir çapında başarılı olabilecek çocukların okullarında bulunduğu bilgisini veren Balcı, TEOG sınavları ile ilgili sık sık toplantılar yaptıklarını belirterek, “Okula ilk geldiğimde veli toplantısı yapmak istediğimi söyledim ancak arkadaşlarım yüzüme tuhaf tuhaf bakarak velilerin toplantılara tüm çağrılara rağmen gelmediklerini söylediler. Ben de gün ve saatleri velilerin çalışma koşullarına göre ayarlayarak mektupla davet etmeye karar verdim. Sonuç bizi şaşırtacak kadar güzel oldu çünkü o gün birçok veli toplantımıza katıldı. Bölgemizde babaların çoğu işçi ve geceleri çalışıp gündüzleri uyuyorlar. Anneler ise zaten 5 ve 7 arasında çocuk büyütmekle uğraşıyor. Düzenlediğimiz seminerlerin konusu ise ders çalışma teknikleri, TEOG sınavları ve ergenlik süreci” ifadelerini kullandı.

VELİ PORTFÖYÜ

Başarılı olan çocukları incelediklerinde başarılarının ailelerinin ilgisinden kaynaklandığını belirlediklerini söyleyen Balcı, “İlgili veliler bizimle sıkı bir ilişki geliştirirken diğer çocuklarımızın velileri acaba çocuğumun başarısızlıkları ile ilgili bir şey mi duyarım diyerek okula gelmekten çekiniyorlar.  Bizde bunu aşabilmek amacı ile çocukların güzel yönlerini ön plana çıkararak 10-15 velimizi arayarak güzel çocuklar yetiştirdikleri için teşekkür ettim. Veliler böyle bir tavırla hiç karşılaşmadıkları için önce şaşıyor sonra da ifade edilemez derecede mutlu olduklarını söylüyorlar. Tabi onların bu mutluluğu bizi de mutlu ediyor ve aramızda samimi bir yakınlık kendiliğinden gelişiyor. Düzenlediğimiz yöresel bir etkinliğe bizi çok memnun bırakan güzel bir katılım oldu” şeklinde konuştu.

“SPORDA BAŞARILIYIZ”

Geçmişte okullarında birçok olumsuz olay yaşandığı bilgisini aldıklarını ancak iki yıldır okullarında Milli Eğitim’e yansıyan hiçbir vukuat yaşanmadığını ifade eden Balcı şu bilgileri verdi: “Öğrencilerimiz söylenilenin aksine oldukça sakinler. Bir çocuğun gündelik yaşamında yaptığı yaramazlıkları yapmaları zaten büyümenin doğal süreci. Başta güreş olmak üzere spor dallarında çocuklarımız çok iyi. Güreşte İzmir birincisi olurken futbolda Gaziemir ikincisi olduk. Çocuklarımız iki yılda birçok kupa ve madalya kazandı. Önümüzdeki yıllarda güreşte Türkiye şampiyonu çıkaracağımıza inanıyorum. Çocuklarımız sanatsal alanlarda da oldukça yetenekliler. Öğretmenlerinin yönlendirmeleri ile alçıdan yaptıkları maskeler harikalar.

 ÇOCUKLARI KAZANMAK

Boşanmış aile ya da sorunlu aile çocuklarını kazanmak için ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını açıklayan Balcı, “Babası tarafından annesi öldürülen bir çocuğumuzu her ne yaparsak yapalım kazanamıyoruz. Öğretmenlerimiz çocuğumuza maddi manevi destek sağlıyor. Eğer kendi çocuğuna ayakkabı almışsa ona da alıyorlar, bir gezi düzenlendiğinde onun ücretini de karşılıyorlar ve manevi olarak sevgi ve anlayışlarını da vermeye çalışıyorlar. Olumsuzdan olumluya dönüşümün uzun bir zaman gerektirdiğini bildiğimiz için bizler sabırla yaklaşıyoruz. Bu tür çocuklarımız aile içinde karşılaşmamaları gereken sevgi dışı davranışlarla karşılaşıyor. Şiddet, dışlanma, hakaret, istismar gibi hareketler bırakın küçük bir ruhu yetişkin bir insanın sağlıklı doğasını bile bir hafta da bozar” diye konuştu.

EĞİTİM YAPBOZ TAHTASI DEĞİLDİR

Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar eğitim ve öğretimi iyileştirme çabalarının yıllardır sürdürülmekte olduğunu söyleyen Balcı, eğitimin yaz boz tahtası olmadığının geç de olsa anlaşıldığını vurgulayarak, “Devlet kuruluşlarının kendini geliştirmemesi, toplumun yeniliğe açık olmaması, eğitim kurumlarında velinin ve öğrencinin ne istediğini bilmemesi sürekli şikayetçi olup da üretkenliği düşünmeyen bir millet olmamız eğitimde, sağlıkta, ekonomide ülke olarak hak etmediğimiz yerde olmamız sorunları sadece maddi olarak çözme düşüncemiz bizleri bir arayış ve çözüm noktasına getirmiştir. Bu arayış ile birlikte beyinlerimizde bir değişim süreci başlamıştır. Dünyada olduğu gibi bizde de stratejik plan kavramı yaşamımızın gereksinimi haline gelmiştir” dedi.

STARATEJİK PLAN

Stratejik planın aslında bir ilkeler ve yöntemler ağı olduğunu açıklayan Balcı, bu ağı en iyi şekilde örmek için ağın nasıl örüleceğini bilmek gerektiğini ifade ederek şu ifadeleri kullandı: “Bu bağlamda fikirlerin birleştirilmesi, görevlerin paylaştırılması, katılımcıların aktif olması ve paydaşların koordine edilmesi gerekmektedir. Bu arada takip ve otokontrolün tek lider tarafından yapılamayacağı gerçeği ortaya çıkmıştır. Böylece kurumumuzda bulunan bütün birimler harekete geçirilerek önce sorunlar tespit edilerek çözüm yollarının neler olabileceği ortaya çıkarılmıştır. Okulumuzun geçmişine bakıldığı zaman stratejik planda olması gerekenler ve yapılması gerekenler yapılıyormuş da bizlerin bunu sadece plan ve program dahilinde yapmadığımız anlaşılmıştır. Oysa okul yönetimi hegomanyasını ortadan kaldırdığımızda stratejik plan uygulamalarının hiç de zor olmadığı görülmüştür. Paydaşların fikirlerine önem verildiğinde, doğru paydaşlar seçildiğinde ve okuldaki her birimi işin içine kattığımızda işimizin hiç de zor olmadığı tespit edilmiştir.”

OKUL TARİHÇESİ

Okulumuz, okul dönüşüm planlamalarından sonra 2012-2013 Eğitim-Öğretim yılının başında Aslanlar İlköğretim Okulu’ndan ayrılarak Aslanlar Ortaokulu olarak eğitim-öğretime başlamıştır. 2012-2013 Eğitim-Öğretim yılında eğitim-öğretime başlayan okulumuzda Müdür olarak Fikret Yıldız görev almış, 2014 Aralık ayına kadar görevine devam etmiştir. 22 Aralık 2015 tarihinde okulumuza atanan İsmail Balcı, halen görevine devam etmektedir.

Haber Merkezi