Sayfa Yükleniyor...
Recep Ersayın İlkokulu Müdürü Sibel Tural, İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yapılan Okul Gelişim Programı kapsamında verilen Değerler eğitiminin her derste işlenildiğini söyledi
NİLGÜN TAZE
Hedeflerini iyi belirleyerek bu hedeflere ulaşırken mali kıt kaynakları verimli kullanan Recep Ersayın İlkokulu zamanı iyi değerlendirerek başarıyı yakalama peşinde.
Yapılan işleri ölçülebilir değerlerle test ederek yola devam eden okul misyonlarına bağlı kalarak olabildiğince değerlerine sahip çıkmaya çalışıyor.
Yeni vermeye başladıkları değerleri eğitimi ile ilgili olumlu geri dönüşler almaya başladıklarını belirten Recep Ersayın İlkokulu Müdürü Sibel Tural, her öğrencinin bir üst öğrenime devam ederken aldıkları etik değerleri, sosyal, kültürel ve sportif eğitimi yaşam biçimi olarak hayatına katmaları gerektiğini belirtti.
Tural, Çocuklarımız yaşadığı topluma kolayca entegre olabilen, kendine yeten, bilgiye ulaşabilen bireyler olmalıdır. Bu vesileyle yolumuza ışık tutan stratejik planımızın hazırlanmasında emeği geçen tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum. Dünya sürekli değişiyor ve gelişiyor. Bizimde hızlı gelişen ve değişen dünyanın gerisinde kalmamamız için öğretmenlerimizle, öğrencilerimizle, velilerimizle kısaca okulla ilişkisi olan tüm kesimlerle bir yol haritası çizmemiz gerekiyor dedi.
OKULLAR HAYAT OLSUN
Okulun 1997 yılında, Muzaffer Ergüven tarafından Yüksek İnşaat Mühendisi Öcal Bengisu´nun dostluk ve desteği ile merhum Yüksek İnşaat Mühendisi Recep Ersayın anısına yapıldığını söyleyen Tural, Okullar Hayat Olsun Projesi kapsamında halk oyunları öğretmenleri gelerek çocuklarımıza eğitim veriyorlar. Şuan sporla ilgili aktiviteleri gerçekleştirmek için bir değerlendirme yapma aşamasındayız. Bahçemizin küçük olmasından dolayı biraz sıkıntı yaşıyoruz ancak bu çalışmalarımızı yürütmemize engel değil. Öğretmen arkadaşlarımızın bireysel olarak resim, müzik ve spor alanlarında yaptığı çalışmalar var. Bir öğretmenimiz satrançta çok iddialı. İlde derecelere girebilen iyi satranç oyuncuları yetiştirdi. Birinci dönem İzmir ikincisi olan bir öğrencimiz oldu. Bunun dışında aynı öğretmen arkadaşımız saz çalmayı çocuklarımıza öğretmeye çalışıyor açıklamasını yaptı.
KÜLTÜR SANAT ETKİNLİKLERİ
Resim, müzik, tiyatro, sergi gibi etkinliklerde bulunduklarını ve okullarına belirli aralıklarla tiyatroların gelerek gösteri yaptıklarını ifade eden Tural, Zaman zaman öğretmenlerimizin hazırlamış olduğu drama çalışmaları sergileniyor. Öğretmen arkadaşlarımız ana sınıfından başlayarak gösterimde olan tiyatrolara öğrencilerimizi götürüyorlar. 2 bin 200 mevcudumuz olmasından dolayı İzmirin en kalabalık okuluyuz. Bu nedenle çocuklarımızın sınıf sınıf etkinliklere katılmasını sağlayabiliyoruz. Öğrencilerimizin hepsi ile birlikte bir etkinliğe katılmamız ya da yapabilmemiz mümkün değil. Bir tiyatroya gidilecekse günlere paylaştırarak ve her çocuğun gidebileceği bir sistemle hareket ediyoruz. Birinci sınıflarımız 16 şubeden oluşuyor. Kalabalık olmamızdan dolayı servis bulmakta dahi sıkıtı yaşayabiliyoruz şeklinde konuştu.
GÖÇ ALAN BÖLGE
Ekonomik durumu iyi olmayan bir veli portföyüne sahip olduklarını ve göç alan bir bölgede bulunduklarını söyleyen Tural, Sürekli hareket halinde olan bir veli kitlemiz olduğu için öğrenci nakillerimizde yüksek bir sirkülasyon oluşuyor. Velilerin eğitime bakışları maalesef istediğimiz seviyede değil. Bu nedenle başta ilkokul birinci sınıflarımız olmak üzere rehber öğretmenlerimiz tarafından velilerimize çocuklara nasıl davranılacağı ile ilgili eğitim seminerleri veriliyor. Birinci sınıftan başlamamız velilerin okula ve çocuklara bakış açısını değiştiriyor. Çocukların sadece okulda aldıkları eğitim yeterli değil bu eğitim ev ile birleşir ve aynı frekansta devam ederse işte o zaman istediğimiz düzeyde kaliteli bir eğitimi yakalamış oluruz açıklamasını yaptı.
ŞİDDET EĞİLİMİ
Velilerin şiddet eğilimi konusunda bilgilendirilmesi amacıyla seminerler hazırladıklarını belirten Tural velilerin bu seminerlere katılmak istemediğini ifade ederek, Velilerimizin seminerlere katılabilmesini sağlayabilmek için konuları ile ilgili uzmanlık yapmış doktorları çağırmaya çalışıyoruz. Doktor unvanı onların ilgisini çekiyor. Eğitim alanında seminer verecek kişi geldiği için seminer sonrası yanlış düşündüklerinin farkına vararak yapılan seminerlere bakış açıları değişebiliyor. Önemli olan velileri okula getirebilmek. Uzun yıllardan beri okulumuzda öğretmenlik yapan arkadaşlarımızın velileri okula getirebilmesi daha kolay oluyor çünkü mutlaka velilerin abi veya kardeşlerini o öğretmenimiz tanıyor. Bir şekilde velileri okulumuza getirmenin yolunu buluyoruz ifadelerini kullandı.
İNSANÜSTÜ ÇABA
Boşanmış aile çocukları ile ilgili rehberlik servislerinin bulunduğunu ve 2 bin 200 öğrenciye 2 rehber öğretmenin çok fazla bir şey veremeyeceğini söyleyen Tural şu ifadeleri kullandı: Ancak sınıflarda olağanüstü bir tartışma çıkarıldığı takdirde çocukla ve aileleri ile rehber öğretmenlerimiz görüşme yapabiliyorlar. Ocak ayında yaptıkları çalışmalara baktığımda insanüstü bir çalışma yaptıklarını görüyorum. Çok özverili olmalarına rağmen yetişemiyorlar çünkü sadece boşanmış aile çocukları değil Suriyeden gelen 6 yaş civarı çocuklarda var. Türkçe öğrenmeleri konusunda birinci sınıftan başladıkları için herhangi bir dil sıkıntısı yaşamıyoruz. Okuma yazma ile birlikte Türkçe öğreniyorlar. Çok sayıda öğrencimizde şiddet eğilimi var bununda nedeni aile ve çevrenin iyi eğitilmemiş olmasından kaynaklanıyor.
STRATEJİK PLAN
Hedefleri iyi belirlemenin ve bu hedeflere ulaşırken mali kıt kaynakları verimli kullanmanın önemine dikkat çeken Tural, zamanı iyi değerlendirmemiz gerektiğine değinerek, Arada durup geriye bakmalı ve yaptığımız işleri ölçülebilir değerlerle test ederek yola devam etmeliyiz. Misyonumuza bağlı kalarak ortaya koyduğumuz vizyonumuza ulaşırken olabildiğince değerlerimize sahip çıkmalıyız. Her öğrencimiz bir üst öğrenime devam ederken burada aldığı etik değerleri, sosyal, kültürel ve sportif eğitimi yaşam biçimi olarak hayatına katmalıdır. Yaşadığı topluma kolayca entegre olabilen, kendine yeten, bilgiye ulaşabilen bireyler olmalıdır. Bu vesileyle yolumuza ışık tutan stratejik planımızın hazırlanmasında emeği geçen tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum diye konuştu.
OYUNCAK SEÇİMİ
Kız çocukları araba, erkek çocukları bebek isteyen aileler çoğu zaman bu durum karşısında ne yapacaklarını bilemeyebilir. Çocuğun beş duyusunu uyaran, bedensel, fiziksel ve sosyal gelişimini hızlandıran bu oyun materyallerinin seçiminde eğitici, güvenli ve yaşa uygun olması çok önemlidir. Oyuncak çocuğun zeka gelişimini olumlu etkiler. Çocukların gelişiminde uyaran çeşitliliği önemlidir. Bu nedenle ne kadar çok çeşit ve özellikte oyuncak, gezilen görülen yer ve ne kadar çok insanla iletişim imkanı olursa çocuğun zeka gelişimi de o kadar olumlu etkilenmektedir. 2-7 yaş arası simgesel oyunlar başlar, bunlar sanki varmışçasına oynanan oyunlardır. Evcilik oyunu, bir fincandan çay içiyormuş gibi yapılması, bir sopanın kılıç gibi hayal edilmesi bu dönemin başlıca oyunlarıdır.
7-8 YAŞ SONRASI
Kurallı oyunlar başlar, sosyalleşme burada belirginleşmektedir. Çocuk kurallara uymayı, beklemeyi, paylaşmayı, mücadele etmeyi, risk almayı, yani ötekilerle sosyal anlamda ilişki kurmayı deneyimlemektedir. Bunlar aynı zamanda kültürel deneyimler de olmaktadır. Oyun iklimden, cinsiyetten, kültürden ve yaşanılan çağdan etkilenmektedir. Çocuğun yetenekleri ve ilgi alanları hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Özellikle 0-3 yaş arası dönemde çocuğun oyuncaklarını ebeveynler seçmektedir. 3 yaşından itibaren çocuk ilgi duyduğu oyuncağı tercih etmeye başlamaktadır. Bu yaştan itibaren çocukların seçtikleri oyuncaklara saygı göstermek gerekmektedir. Çocuğun oynamayı tercih ettiği materyal yetenekleri, ilgi alanları, istekleri hakkında bilgi vermektedir. Çocuğun oyuncak seçimine katkıda bulunmak onun kişilik özelliklerini, zeka ve fiziksel özelliklerini, ilgi alanlarını saptayabilmekle mümkün olmaktadır.
OYUNCAK SEÇİMİ
Hangi oyuncakla oynadığı değil nasıl oynadığı önemlidir. Çocuk oynadığı oyuncakla kendini ifade etmektedir. Bu nedenle erkek veya kız oyuncağı gibi bir ayrım yerine çocuğun oyuncağıyla nasıl oynadığı, neleri yansıttığı ve neleri ifade etmeye çalıştığı önemli olmaktadır. Kronik bir şekilde aynı oyuncakla sürekli aynı oyunu oynuyorsa bu durum bir problem olabileceğini işaret etmektedir. Aksi halde çocuklar meraklıdır ve her materyali inceleme fırsatı istemektedir. Dolayısıyla oyuncak alırken cinsiyet ayrımı gözetmemek gerekmektedir. Çocuklar zaten okul öncesinde oyuncak seçimi konusunda farklılaşmaya başlamaktadır.
KIYAFET SEÇİMLERİNDE ÇOCUĞA ÖRNEK OLUNMALI
Çocuklar 3-4 yaş arası bir dönemde kendi kendilerine giyinmeyi keşfetmektedirler. Bu dönemde bu keşfin verdiği haz duygusu ile kıyafet seçimlerini de kendileri yapmak ister. Ancak anne ile kıyafet seçimleri konuşunda zaman zaman çatışmalar yaşanabilmektedir. Bu tür durumlarda çocuğu üzmeden, yeni becerisinin tadına varabilmesini sağlayarak, seçenekler sunarak rehberlik edilebilinmektedir. Cinsel kimliğin sağlıklı ilerlemesi adına da kıyafet seçimlerinde çocuğa örnek olmakta fayda vardır. Ebeveyni tarafından sürekli karşı cins kıyafetler giydirilen bir çocuğun psikolojisi etkilenebilir. Ancak kıyafetlere bağlı cinsel kimlik ve yönelim hakkında henüz genetik, biyolojik, psikolojik veya hormonal denilen bir sebep tam olarak bilinmemektedir.
Haber Merkezi