Güzellikleri keşfetmek her çocuğun hakkıdır

Hangi kültürde dünyaya gelirlerse gelsinler tüm çocukların eş derecede dünyanın güzelliklerini tanıma hakkına sahip olduğunu söyleyen Zeyni Hanım İlkokul Müdürü Ozan Erzincan, 16 derslikte 398 öğrenci bulunduğunu söyleyerek 24 kişilik sınıflarda eğitim vermenin avantajlarını yaşadığını belirtti


  • Oluşturulma Tarihi : 29.02.2016 09:45
  • Güncelleme Tarihi : 29.02.2016 09:45
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Güzellikleri keşfetmek her çocuğun hakkıdır

NİLGÜN TAZE ÖZEL HABER - 22 öğretmenle eğitim verilen Zeyni Hanım İlkokulu’nda Fatih Projesi çalışmaları tamamlanırken, 2014-2015 öğretim yılı itibariyle yürütülmeye başlanan Okullarda Başarıyı Artırma Projesi’nin (OBAP) değerler prömiyeri yapılır. İl ve ilçe yöneticileri ve STK temsilcilerinin katıldığı tanıtım şenliği çok etkili olarak öğrencilerin ve velilerin çok sevdiği futbol araç kılınarak OBAP CUP projesi geliştirilir. Oyun kuralları proje temalarına uyarlanarak yeniden düzenlenerek saygı teması içerisinde hakeme itiraz yapılmaması, rakibe zarar verecek davranışlarda bulunmaması gibi eğitimler verilerek maçların nezaket, sevgi ve saygı ortamında da gerçekleştirilebileceği gösterilir.

Öğrencilerin verilen ‘Değerler’ eğitimi sonucunda sınıf içerisinde de birbirlerine karşı gözle görünür bir olumlu değişim yaşandığını ifade eden Zeyni Hanım İlkokul Müdürü Ozan Erzincan şöyle konuştu: “Bizler zaten millet olarak çocuklarımıza aşılamaya çalıştığımız değerlere sahibiz. Ancak günümüzde ülkemizde ve dünyada yaşanan olumsuz olayların düzenli olarak insanlara yüklenmesi özellikle çocuklarımızda  ‘dünyaya ve insanlara karşı güvensizlik’ algısını oluşturdu. Eğitimciler bu algının bütünüyle yanlış olduğunu fark ederek i sevgi, saygı, bilgelik, çalışkanlık, hoşgörü gibi insanları birbirlerine yakınlaştıran değerleri tekrar hatırlatmaya çalıştılar. Hazırlanan ‘Değerler’ eğitimi daha çok yolun başında olmasına rağmen hedefine ulaşmış durumda. Bize sunulan imkanlar doğrultusunda kendimizden de bir şeyler katarak bu değerleri çocuklarımıza sunmak çok güzel çünkü hala birbirimizi anlayabilme ve sevebilme potansiyelimizin olduğunu gösteriyor.”

“BİZ BİR AİLEYİZ”

Her verilen tema için ayrı sınıflara gösterdikleri hassasiyet için ödül verdiklerini belirten Erzincan, geçen sene OBAP’la alakalı ses getiren büyük bir etkinlik gerçekleştirdiklerini söyledi. Erzincan, “Torbalı, Karabağlar, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri ile gerçekleştirdiğimiz bu şenlikte hazırlanan keşkeklerimizi halka dağıttık ve ardından da eğitimciler olarak neler yapmak istediğimizi anlattık. Okullarda verdiğimiz eğitimin kalıcılığını koruyabilmesi için ev ortamında da bu değerlerin uygulanması gerekiyor. Velilerimizden bu konuda yardım isteyerek onların bizlere katılmasını sağladık.  Bu çalışmalar birlikteliğin kuvvetini bir kez daha gözler önüne serdi. Okul her zaman ayrı bir kurum olarak görünüyordu halbuki bunlar bir bütün. Velilerimizin ekonomik durumları, sosyal yapıları ve çocuklarına sundukları imkanları konularını önemsiyoruz ve takip ediyoruz” açıklamasını yaptı.

KEŞFEDİLMEYİ BEKLEYEN GÜZELLİKLER

Etraftaki güzellikleri tanıtamamanın çok büyük bir eksiklik olduğunu, çocukların geldiği kültür ne olursa olsun bu güzellikleri tanımada eş derecede hak sahibi olduğunu ifade eden Erzincan, “Bir eğitmen ve baba olarak çocuklarımın görgü ve bilgilerinin artırılması noktasında akranlarından hiçbir eksiğinin olmasını kabul etmiyorum. Sosyo-ekonomik durumu ne olursa olsun, hangi kültürel çevreden geliyor olursa olsun akranlarından eksikliğini kabul etmiyorum. Çocuklarımızın aileleri müsaade ettikçe onların her şeyi görmesini, tanımasını istiyorum. İzmir öyle bir yer ki her şeyi bir arada bulabiliyoruz. Tarih, doğa, deniz keşfedilmek için bizleri bekliyor. İlkokulda miğfer dersimiz hayat bilgisidir. Hayatı öğrenirken nereden gelip nerede yaşadığımızı ve nereye gideceğimizi öğrencilerimize aktarırken ilk önce nerede yaşadığımızı göstermek çok önemli” dedi.

IŞIK SAÇAN ŞEHİR İZMİR

Sosyal davranış kurallarından kültürüne kadar birçok değerin İzmir’de hayat bularak Türkiye’ye örnek bir imaj çizdiğini belirten Erzincan, okullara geçmişte belediyelerden araç temin edildiğini ancak bugünlerde böyle bir hizmet alamadıklarını ifade ederek şöyle dedi: “Velilerimizden ve bazı kamu kuruluşlarından temin ettiğimiz yardımlarla maddi durumu ne olursa olsun her öğrencimizi müze, sergi, tiyatro, konser gibi etkinliklere götürüyoruz. Gezileri öğrencilerimizin kültürlerini artırdığı için çok önemli buluyorum. Okulumuzda bu yıl tekli eğitime geçerek 9.00-14.30 saatleri arasında eğitim vermeye başladık. Sosyal faaliyetlerimizi 14.30 sonrası yapıyoruz. Halk eğitimin destek sağladığı ahşap boyama kursumuz çok ilgi gördü ve yapılan eserler düzenlediğimiz şenlikte satılarak okulumuza katkı sağladı. Öğrencilerimize şuan halk oyunları ve satranç öğretiyoruz. Öğleden sonra kalan vaktimizi veli ve çocuklarımıza kabiliyet ve istekleri doğrultusunda çeşitli dallarda eğitimler vereceğiz ” ifadelerini kullandı.

EĞİTİM TEDBİR PLANI

Boşanmış aile çocukları ile ilgili Eğitim Tedbir Planı noktasına gelmeden rehberlik servislerinin çalıştığını ifade eden Erzincan şöyle konuştu:  “Eğitim Tedbir Planı velinin çocuğu ile yeterince alakadar olamadığı, çocuk eğitiminde üstüne düşen görevleri yerine getiremediği durumları devletin saptadığı bir izleme ve değerlendirme raporudur. Aileler dağılma noktasına gelmeden biz eğitimcilerin çocuğun ve ailesinin durumuyla ilgili haberdar olmamız gerekiyor. Okul nüfusumuzun az olmasının avantajını kullanarak biz bu bilgileri çok rahat bir şekilde toplayabiliyoruz. Bir performans düşüşünü dahi çok rahat bir şekilde fark edebiliyor ve hemen devreye girerek tıkanıklığı akışa dönüştürebiliyoruz. Bir öğrencinin sadece akademik alanda başarılı olması bizim için önemli değil. Artık ruhsal durumunu da ön plana çıkararak onun saldırgan ya da tam tersi içine kapanmışlık durumunu tespit edip psikolojik sorununa göre çözümler geliştirebiliyoruz. Bu konuda çok iyi yetişmiş bir rehber öğretmenimiz var. 7-19 yaş aile eğitimi formatörlüğünü yapan bu öğretmenimiz büyük bir özveri ile çalışıyor. Çocuğumuzda bir uyum aksaklığı gördüğümüzde ilk işimiz hemen veliler ile görüşmek oluyor.”

“VELİLER ÖĞRENMEYE AÇIK”

Ailelerle sürekli bir iletişim halinde kalarak çocuklarını nasıl doğru yetiştirebileceklerini öğretmeye çalıştıklarını belirten Erzincan, velilerin öğrenmeye açık olduklarını söyleyerek, “Velilerimiz açık fikirli bir yaklaşım içindeler. Biz onlara ‘önemli olan evladınız’ dediğimiz vakit hepsi bizi büyük bir dikkatle dinliyor. Hiçbir anne babanın bugüne kadar bize sırtını çevirdiğini görmedim. Yakında OBAP’ın misli bir proje ile karşı karşıya gelinecek. Milli Eğitim Müdürlüğümüz üniversitelerin öğretim görevlileri ve kendi alanında uzman öğretmenleri bir araya getirerek okullardaki gelişime kılavuzluk yapacak bir çalışma düzenlediler. Okullara kılavuz olması niyetiyle hazırlanan bu projenin adına ise Okul Gelişim Modeli (OGM) denildi. Şubat ayı itibari ile okul müdürlerine proje anlatılarak uygulanması için start verildi. Bu programı içinde harika etkinlikler var” şeklinde konuştu.

Okulumuzun Tarihçesi

Şekerleme imalatı konusunda ilimizin hatta ülkemizin ilk müteşebbislerinden Mehmet Irmak’ın kıymetli validesinin ismini yaşatmak adına yaptığı bağışlarla yaptırılan okulumuz 1967 yılı itibariyle eğitim-öğretime başlamıştır. Bölgenin en eski ve köklü okullarından biri olan okulumuzun üst eğitim kurumlarına gönderdiği binlerce mezunu olmuştur. Şu anki velilerimizin çoğunun okulumuz mezunu olması bizler için bir gurur vesilesidir.

OZAN ERZİNCAN ÖZGEMİŞ

1979 Yılında İzmir’de doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini İzmir’in Konak İlçesi’ndeki okullarda tamamladıktan sonra ilk yüksek tahsilini Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde gıda teknikeri olarak tamamladı. Ardından Manisa CBÜ Demirci Eğitim Fakültesi’ni bitirdi. Son olarak 2013 yılı itibariyle eğitim yönetimi alanında yüksek lisansını tamamladı. Yurdun çeşitli bölgelerinde öğretmenlik yaptıktan sonra 2005 yılı itibariyle memleketi İzmir’e tayin oldu. 2006 yılından bu yana eğitim yöneticiliği yapıyor. Evli ve bir kız çocuğu olan Ozan Erzincan halen İzmir’de ikamet ediyor.

ÇOCUKLAR GÜLSÜN DİYE

Bütün paydaşlarımızla belirlediğimiz ilk hedef kurumsallaşmak oldu. Kurumsal yapının çağımızdaki en vazgeçilmez unsuru olan iletişim konusunda yeni uygulamalar getiriyoruz. Bunlardan en önemlisi Şube Temsilcileri Kuruludur. Velilerimiz şubeler bazında aralarından belirledikleri en az 2 temsilciyle bu kurula katılım sağlamaktadır. Kurullarımızı aylık olarak gerçekleştiriyoruz ve temsilci velilerimiz ile görüşüyoruz. Böylelikle şubelerimizle ilgili hızlı ve etkili bir değerlendirme süreci oluşturduk.

 Özellikle eğitim-öğretim kurumlarında yönetim anlayışı hızla değişmekte ve yerini yönetişim modellerine bırakmaktadır. Yönetişim ise kısaca iletişim+yönetim olarak tanımlanabilir. İlkokullarda Öğrenci-öğretmen-veli üçgenindeki iletişim ne kadar hızlı ve açık olursa öğretim süreci o kadar rahatlamaktadır. Öğrencilerde istenilen davranış değişikliklerinin kalıcı ve süreğen olması yine bu iletişimin sağlıklı yürütülmesine bağlıdır.

Ünlü sanatçı Gülben Ergen’in başkanlığını yürüttüğü “Çocuklar Gülsün Diye” Vakfı’nın okulumuz bahçesinde yaptırmayı planladığı anaokulu inşaatı mart ayı itibariyle başlayacak ve nisan sonuna kadar da yine çok geniş katılımlı bir törenle açılacak. Anaokulunun yanı sıra oyun bahçesi de aynı zamanda çocuklarımıza kavuşturulmuş olacak. Vakfa camiamız adına şimdiden minnetlerimizi sunuyoruz.

 

 

Haber Merkezi