Sayfa Yükleniyor...
Avukat İlhan Ege Anaokulu Müdürü Pınar Erçiftci Çüçen, öğrencilerinin düzenlenen resim yarışmalarında dereceye girerek ödül kazandığını belirterek Küresel Isınma ve Olumsuz Etkileri konulu resim yarışmasında Türkiye 2.si olduklarını açıkladı
NİLGÜN TAZE
Buca İlçesinde bugüne kadar yaklaşık 3 bine yakın öğrenci mezun eden Avukat İlhan Ege Anaokulu 2012-2013 eğitim yılında temizliğe verdiği önem nedeniyle ikinci kez Beyaz Bayrak almaya hak kazanır. Toplam Kalite Yönetimi uygulamalarında ilçe 3.sü olan okul aynı zamanda Ekolojik Okullar arasında uyguladığı eylem planı ile Yeşil Bayrak alarak başarılarına bir yenisini daha eklemiş durumda.
Yapboz Turnuvası Şampiyonu, Torunlar Atletizm Yarışması 2.si, Monami Resim Yarışması ve Buca Belediyesinin yapmış olduğu resim yarışmalarında birçok öğrencinin ödül aldığını açıklayan Avukat İlhan Ege Anaokulu Müdürü Pınar Erçiftci Çüçen, 5 derslikte, 10 sınıfla eğitime devam ettiklerini açıkladı. Çüçen, sabah ve öğlen grubu olarak ikili eğitim yaptıklarını belirterek, Bağımsız anaokulları 36 aydan itibaren öğrencileri kayıt altına alabiliyor. Milli Eğitim Bakanlığı okul öncesi eğitimi zorunlu hale getirmesinin ardından 3-5 yaş arası çocuklarımızı okulumuza almaya başladık. 10 öğretmenimiz ve rehberlik servisimiz var ancak rehber öğretmenimizin atanmasını bekliyoruz. Okulumuzda yemek ve temizlik yapan görevlilerin sayısı fazla ve valiliğin belirlediği ücretlerle bu istihdamı yaratabiliyor ve oluşturduğumuz bütçe dahilinde tüm ihtiyaçlarımızı karşılayabiliyoruz. Kayıtlar başladığında kapasitemizin dışında müracaatlar almamız Bucada rağbet gören bir okul olduğumuzun en büyük kanıtı. Bu nedenle kura yöntemi ile okulumuza öğrenci almak zorunda kalıyoruz dedi.
İLK ADIMIN ÖNEMİ
Sınıf mevcutlarının 20nin üzerinde olduğunu ve toplamda 224 öğrenciye eğitim verdiklerini söyleyen Çüçen bazı sınıfların metrekarelerinin küçük olmasından dolayı öğrenci sayısının düşük olduğunu ifade ederek şöyle konuştu: Eğitimin ilk basamağının çok önemli olduğunun farkındayız. Gömleğin ilk düğmesini doğru kapatmaya benzer. O ilk adım doğru atıldığında diğer düğmelerde kendiliğinden doğru gider. Hem idari hem de öğretmen kadrosu olarak çocuklarımız için en iyi olanı vermeye çalışıyoruz. Değerler eğitiminin çok önemli olduğunu düşünüyorum çünkü hedef sadece akademik başarı değil, çocuklarımızın sosyal değerlerinin canlı olması, zengin kültürel değerlerimizin geliştirilmesi bizim için çok önemli. Dönem başında yaptığımız toplantıda öğretmenlerimizle eğitimini vereceğimiz değerleri belirleyerek uygulamaya geçirdik.
İLGİLİ VELİ PORTFÖYÜ
Verilen değerler eğitiminin sadece okulda değil, anne babada da var olması gerektiğini belirten Çüçen, çevre, aile, okul üçgeninin işbirliği içinde çalışmasının önemine dikkat çekerek, Vermeye başladığımız Değerler eğitiminden sonra çok güzel geri dönüşümler almaya başladık. Eğitim verdiğiniz bilgilerin meyvesini çok geç almaya başladığınız bir mecra. Çok fazla talep almamız çevremizde çocuklarının iyi bir eğitim almasını isteyen ailelerin olduğunun en bariz göstergesi. En büyük handikabı önceden eğitimle ilişkisi olmayan velilerle yaşıyoruz. İlk çocuğa sahip olan aileler ilk defa okulla, öğretmenlerle ve müdürle muhatap oluyorlar. Bu noktada verdiğimiz eğitim daha kıymetli oluyor çünkü ailelere çocuklarına nasıl davranmaları gerektiği konusunda eğitim vermeye başlıyoruz açıklamasını yaptı.
DEĞİŞİM YARATAN EĞİTİM
Öğretmenlerin öğrencileri sınıfta oryantasyona tabi tutarken öğretmen kadrosunun velileri oryantasyona tabi tuttuklarını ifade eden Çüçen, aldıkları eğitimler sonucunda velilerin davranışlarında da değişiklikler meydana geldiğini söyledi. Çüçen, Veliler en değerli varlıklarını bize emanet ediyorlar. Velilere ilk vurguladığım nokta evdeki prens ve prenseslerinin burada sıradan bir insan olduğunu belirtmek. Velilerin en dirençli oldukları ve kırmakta zorlandığımız nokta bu. Özellikle çocuklarına giyinmek, üstünü değiştirmek, tuvalet eğitimi gibi özbakım becerilerini kazandıramayan aileler bizlerden bu konularda eğitim vermemizi istiyorlar. Bize bu isteklerini dile getirdiklerinde her çocuğa bir öğretmen düşmediğini söylüyoruz. sözleirmize kulak veren veli pörtfoyumuzun yanı sıra dönem sonuna kadar dirençleri çözülmeyen bir veli gurubuna da sahibiz ifadelerini kullandı.
ÇOCUKLAR KAZANILIYOR
İzmirde boşanma oranlarının yüksek olmasından dolayı anneanne, babaanne gibi yakınlarının bakımında olan çocukların da bulunduğunu belirten Çüçen, öğretmenlerin bu konuda çok hassas olduklarını söyleyerek şöyle dedi: Özel eğitim alması gereken çocuklarımız içinde gönlümüz ve kollarımız çok açık. Bu sene farklı gelişimsel bozukları olan 6 öğrencimiz var. Bu çocuklarımızın aileleri ile sürekli iletişim halindeyiz. Bir çocuğun sosyalleşmesi çok önemli. Farklı özelliklerin bir arada vakit geçirmesi ve birbiri ile iletişim kurması çocuklarımızda müthiş ilerlemeler yaratıyor. Bu da direkt olarak değerler ile alakalı. Çocuklarımız farklılıkları gördüğü zaman hoş görüleri artıyor, hoşgörüleri arttığı zamanda arkadaşlık, sevgi, yapılan hata karşısında merhamet gibi birçok pozitif özellik gün yüzüne çıkıyor. Çocuklarımızın sorumluluklarının farkında bir vatandaş olarak yetişmeleri bizim için çok önemli. Bizler sadece Türkçe ya da sanat etkinlikleri yapmıyoruz tüm bunların kendi içimizde bütünleştiren etkinlikler yapıyoruz. Sonbahar geldiğinde bahçeye çıkıyor ve öğrencilere rengi, sayıları, güzellikleri görme yeteneğini hep birlikte geliştiriyoruz."
COMENIUS PROJESİ
Okullarının Avrupa Birliği Projelerinde yer almakla beraber E-Twining gibi birçok ağda ortaklar ile işbirliği içersinde projeler üretmeye devam ettiğini söyleyen Çüçen, Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığınca yürütülmekte olan Hayat Boyu Öğrenme / Comenius Programı kapsamında 2009 yılında partner olarak müracaat ettiğimiz ve 2009-2011 yılları arasında devam eden Resmin Dili başlıklı projemiz Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı tarafından kabul edildi. 2009 yılı Avrupada, Yaratıcılık ve yenilenme yılı olarak kabul gördüğü için bizde çocuklarımızın kişisel yeteneklerini kullanarak onlarda bulunan potansiyel yaratıcılığın farkına varmalarını sağlamak ve onları farklı kültürlerin varlığından haberdar ederek erken yaşlarda çocuklarımıza bu kültürlerin dillerini öğrenmenin gerekliliğini anlatmaya çalışıyoruz" dedi.
OKULUN TARİHÇESİ
Okulumuzun yapımına 1998 yılında başlanmış ve 1999 yılında tamamlanarak Buca Anaokulu olarak Eğitim- Öğretime başlamıştır. Eğitim gönüllüsü Avukat İlhan Egenin okulumuz donanımına yaptığı katkılar nedeniyle okulumuzun adı Avukat İlhan Ege Anaokulu olarak değiştirilmiştir. 2000-2001 yılında Kalorifer dairesi bina dışına alınarak mevcut bölüm mutfağa ilave edilmiştir. 4 derslik olarak yapılan ve hizmete giren binamız 2001-2002 eğitim öğretim yılında İzmir Büyükşehir Belediyesine ait ve okulumuz bahçesi içinde olan eski tramvay güç binası okulumuza tahsis edilmiştir. Bu binanın tadilatı yapılarak sınıf olarak kullanıma açılmıştır. Böylece okulumuz 5 dersliğe kavuşmuştur. Ayrıca, bu binanın üstü depo olarak kullanılmaktadır. Okulumuzda dersliklerin haricinde yemek salonu, oyun salonu, mutfak, Müdür Odası, Müdür Yardımcısı Odası, giriş bölümü ( hol ) ve kazan dairesi bulunmaktadır. 2001-2002 eğitim öğretim yılında okul bahçemiz 23 Nisan İlköğretim Okuldan ihata duvarı ile ayrılmış ve çevre düzenlemesi yapılmıştır.
BESLENME DOSTU OKUL
Öğrencilerin Sağlıklı Beslenme Davranış Biçimi Geliştirmeleri ve İyi Uygulamaların Ödüllendirilmesi
Koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında, Beslenme Dostu Okul Projesi ile okulların sağlıklı beslenme ve hareketli yaşam koşullarına teşvik edilmesi, okullarda sağlıklı beslenme, obezitenin önlenmesi ve hareketli yaşam konularında duyarlılığın arttırılması ve bu konuda yapılan iyi uygulamaların desteklenmesi ile okul sağlığının daha iyi düzeylere çıkarılması hedeflenmektedir.
Beslenme Dostu Okul Projesi Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği içerisinde okulların, belirlenen kriterler doğrultusunda Beslenme Dostu Okullar Değerlendirme Formu ile denetlenmesi, 100 puan üzerinden 90 ve üzeri puan alan okulların Beslenme Dostu Okul sertifikası ile ödüllendirilmesi aşamalarını içermektedir.
Okullarda;
Öğrencilerin boy/kilo ölçümlerinin rutin aralıklarla (yılda 2 kez) yapılıp ve risk grubunda olan öğrencilerin velileri ile görüşmeler/bilgilendirme faaliyetleri yapılarak sağlık kuruluşlarına yönlendirilip yönlendirilmediğine,
Okulun Beyaz Bayrak sertifikası bulunup bulunmamasına,
Okul içinde uygun alanlarda sağlıklı içme suyu olanakları bulunup bulunmamasına,
Su deposu var olup olmadığı ve temizliğinin rutin aralıklara yapılıp yapılmadığına,
Yetersiz ve dengesiz beslenmeye neden olabilecek gıda maddelerinin (kızartmalar, gazlı içecekler, kolalı içecekler vb.) satışı yapılıp yapılmadığına,
Süt, ayran, yoğurt vb. içecekler ve taze sıkılmış meyve ve sebze suyu satışının yapılıp yapılmadığına,
Tane ile meyve ve sebze satışı yapılıp yapılmadığına,
Kantin hizmetleri 17 Nisan 2007 tarihli ve 1008 sayılı (2007/33 genelge no´lu) genelgede belirtildiği üzere Okul Müdürünün kendisi veya görevlendireceği bir Müdür Yardımcısı başkanlığında kurulacak bir komisyon tarafından ayda en az bir kez genelge ekinde bulunan Okul Kantini Denetim Formu kullanılarak denetlenip denetlenmediği,
Yemekhane hizmeti satın alınan firmanın Tarım Bakanlığından üretim izninin bulunup bulunmamasına,
Yemekhane hizmetleri yönetim tarafından rutin aralıklarla denetlenip ve gerekli hallerde Tarım İl Müdürlüğünden destek alınıp alınmamasına,
Menülerin Sağlık Bakanlığı´nın yayımladığı menü modelleri örnek alınarak hazırlanıp hazırlanmadığına,
Öğrencilerin evden getirdikleri beslenme çantalarının içeriklerinin Sağlık Bakanlığının yayımlamış olduğu ve İl Milli Eğitim Müdürlüğünün okullara dağıtmış olduğu haftalık beslenme programına göre hazırlatılmakta ve öğretmenler tarafından beslenme çantalarının içeriklerinin her gün kontrol edilip edilmediğine dikkat edilir.
Haber Merkezi