Sayfa Yükleniyor...
İzmir KESK Dönem Sözcüsü ve Eğitim-Sen İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Hasan Ali Kılıç, gazetemize yaptığı açıklamada, Osmanlıcanın yapay bir gündem olduğunu iddia ederek, halkın istek ve talepleri doğrultusunda hareket edilmesi gerektiğini dile getirdi
EMİNE ŞEKER - İzmir KESK Dönem Sözcüsü ve Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Hasan Ali Kılıç, okullarda Osmanlıcanın öğretilmek istenmesini ve mescitlerin bulunmasını eleştirirdi. Kılıç, şura kararları içerisinde Osmanlıcadan daha önemli konuların olduğunu ifade ederek, çocukların büyüdüklerinde diledikleri yaşamı diledikleri gibi yaşayabilmeleri gerektiğini söyledi.
OSMANLICA TOPLUMUN TALEBİ DEĞİL
İzmir KESK Dönem Sözcüsü ve Eğitim-Sen İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Hasan Ali Kılıç, sendikalarının 9 ilçeyi kapsadığını belirterek, İzmirin tamamında yetkili sendika olduklarını söyledi. Kılıç, İzmirin tamamında 12 bine yakın üyeleri olduğunu vurgulayarak, Şuradaki talepler bir ihtiyaçtan kaynaklı olarak çözülür. Mevcut delege toplanır. Delegelerin ortak görüşleri alınır. Şuranın tavsiye kararı olarak Milli Eğitim Bakanlığına sunulur. Kamuoyunda ne kadar demokratik toplumun çeşitli kesimleri çağrıldı denilse bile AK Parti çevresini aşmayan bir çağrı oldu. AK Parti bürokratları, müsteşarları, Milli Eğitim Müdürleri, öğrencileri ve velileri gibi öngörülen kişilerden oluşan bir şuraydı. Bu şurada gündeme gelen Osmanlıca toplumun hiçbir kesiminin talebi değildi. Osmanlıca gündemde tartışılan bir talep değildi. Çünkü Osmanlıca ülkenin bir ihtiyacı değildi. Eğitim alanında ülkenin ihtiyacı olan öncelikleri var. Toplumun çeşitli kesiminde yaşayan insanlar eğitim ile ilgili farklı taleplerde bulundular. Örneğin, Kürtler ana dilde eğitim olsun isterken, aleviler zorunlu din dersinin kaldırılmasını istedi. Bu talepler daha çok ön plandaydı. Kürtler çocuklarının kendi ana dili ile eğitim görmesini ülkenin zenginliği olarak ifade ediyorlar. Alevilerde zorunlu din dersinin kaldırılmasını istediler. Çünkü verilen vergilerden toplanan paralarla diyanet cami yaptırıyor. Biz sendika olarak dinlere eşit mesafede bakıyoruz. İnsanlar istediği şekilde dinlerini yaşasın. Halkımız yaşamak istediği şekilde yaşasın. Çünkü laikliğin gereği budur. Bu anlamda birinin diğerinin önceliği olarak görmeyiz. Yaşadığımız süre içerisinde gayri Müslim olanlar ve aleviler çocuklarını zorunlu olarak İmam Hatip Lisesine gönderiyorlar. Neden? Başka gönderecek lise yok. Esas olarak bu konulara çözüm getirilmelidir. İnsanlar sebep ne olursa olsun çocuklarını istemedikleri halde başka okullara kaydettirmek zorunda kalmasınlar dedi.
YAPAY GÜNDEM
Osmanlıcanın öğretilmek istenmesindeki amacın eskiye ve imparatorluğa özenilmesinden kaynaklandığını ifade eden Kılıç, Osmanlıca öğretilmeli mi? Ya da öğretilmemeli mi? konuları hakkında görüş bildirmeyeceğim. Çünkü Osmanlıca tamamen bir yapay gündemdir. Bu ülkenin asıl ihtiyacı olan şeyler; bilim, demokrasi, laik ve ana dilde eğitimdir. Bu ülkenin ihtiyacı eskiye ve geriye ait şeyler öğrenmek değildir. Biz tarihimizin elbette ki yaşamasını istiyoruz. Zaten yaşanıyor da. Kimse yaşanmıyor demesin. Osmanlıca çözümlenmiştir. Öğrenmek isteyenler zaten öğreniyordur. Dünden bugüne bu konu hakkında hiçbir sıkıntı yoktu. Çağdaş uygarlık seviyesine ermek yenilikler yaratarak olur. Devrim yaparak olur. Eğitim alanında da var olan sorunları çözerek ilerlenir. Halkın istek ve talepleri doğrultusunda hareket edilmesi gerektiğini düşünüyorum şeklinde konuştu.
HÜKÜMETLER ÖNCELİKLİ TALEPLERİ GÖRÜR
Kılıç, AK Partinin siyasal İslam ideolojisini toplumun tüm kesimlerine dayattığını iddia ederek, Hükümet insanlara Sen benim gibi ya düşüneceksin ya düşüneceksin. Benim gibi düşünmek zorundasın diyor. Eğer kendileri gibi düşünmek istemeyen insanlar içinde Sana yaşama hakkı tanımam diyor. AK Parti hükümeti yetkilerinin kendilerinde olduğunu insanlara çok güzel hissettiriyorlar. Bu izlediği yolu da demokrasi adı altında yapıyor. Hükümetler halkın öncelikli taleplerini görür. Ve çözmek için uğraşır. Türkiyede AK Parti hükümeti ile tam bir kadrolaşma yaşıyoruz. Hükümet siyasal islamı kendi kadroları aracılığıyla adım adım ülkenin dört bir yanına uygulamak istiyor. Farklılıklara tahammül gösteremiyor. İzmirde okul müdürlerini kendileri düşünmedikleri için saf dışı etti. Bu yaşananların karşısında asla demokrasiden vazgeçilmemelidir. Yaşadığımız yer gerçekten demokratik bir ülke ise burada farklı toplumlara yaşam hakkı tanımak zorundasınız. Bu ülkede yaşayan halkın gerçek taleplerini görmezden gelemezsiniz diye konuştu.
DAHA ÖNEMLİ KONULAR VAR
Osmanlıcanın şura kararları içersinde sadece bir tanesi olduğunu söyleyen Kılıç, Daha önemli olan güvenlik tedbirleriydi. Okullar kışlaya çevrilecek. Polis okullarda güvenlik önlemi alacak. Ya da disiplin cezaları ile gerçekten öğrencilere anti-demokratik bir öğretim yaşamı yaşatılacak. Esas olarak gündemde bu konuların olması gerekliydi. Bu konular Osmanlıcadan daha önemlidir. Çünkü öğrenciler özgür bir ortamda eğitim alamayacaklar. Bir diğer konu ise anaokullarından itibaren çocuklara cennet ve cehennem anlatılıyor. Öbür dünya özendirilerek gösteriliyor. Öyle şatafatlı şeyler yazılıyor ki okuma yazma bilen çocuklar için tehlike oluşturuyor. İntihar edip bir an önce ölme isteğini ortaya çıkarıyor dedi.
OKULLAR BİLGİ YUVASI OLMALI
Kılıç, okullara mescit yapılmak istenmesini ise şu sözlerle değerlendirdi: İnsanların ibadet şekline ve yaşam tarzına son derece saygımız var. Bu ülkede fazlasıyla ibadet edilebilecek yerler var. İnsanlar istedikleri şekilde dilediği yerde inancını yaşayabilir. Okul eğitim ve öğretimin verildiği yerdir. Dolayısıyla eğitim ve öğretim yerlerinde eğitim ve öğretim için ihtiyaç olan araç ve gereç malzemeleri olur. Gelişim çağındaki çocuklara hem oyun hem de öğrenim alanları oluşturulmalıdır. Biz bu ihtiyaçları gözetmeden kendi siyasal düşüncelerimizi henüz 6 yaşındaki çocuklara Nasıl onların beynini kendi düşüncelerimizle doldururuz? diye düşünüyoruz. Herkes dünyaya farklı yerden bakabilir. 6 yaşındaki çocuklara kendi düşüncelerimizi empoze etmemek için araç oluşturmamamız gerekiyor. Böyle bir yaşam tarzını onlara dayatmamamız gerekiyor. Çocuklar büyüdüklerinde diledikleri yaşamı diledikleri gibi yaşayabilirler. Bugün mescit yapılır. Yarın aleviler ya da gayri Müslimler kendi ibadet şekillerinin farklı olduğunu söyleyerek kendilerine ibadet edebilecek yer talep edebilirler. Bu şekilde kutuplaşmalar olursa var olacak sorunların önüne geçilemez. Okullar bilgi yuvası olmalıdır. Okullar bilimin, aklın ve düşüncenin önünü açan yerler olmalıdır. Öğrencilere özgür gelecek ile ilgili eğitimin olanakları ve imkanları yaratılmalıdır. Bizim kapsama alanımızda mescit ihtiyacı, öğretmenlerimiz tarafından gündeme gelmedi.
Haber Merkezi