Mutlu bireyler yetiştiriyoruz

NİLGÜN TAZE

Okullarında 750 öğrencinin eğitim gördüğünü ve 48 kişilik öğretmen kadrosuyla öğrencilerin her türlü ihtiyaçları ile yakından ilgilenmeye çalıştıklarını belirten Şehit Komando Er Fatih Özcan İlkokulu Müdürü Sadık Aktaş, okullarının hiçbir eksiği olmadığını belirterek başarılı öğrenciler yetiştirmenin onurunu yaşadıklarını söyledi.

Merkezi bir okul statüsünde bulunduklarını belirten Aktaş, okullarının öğretmen ve öğrencileri için tercih nedeni olan niteliklere sahip olduğunu ifade ederek çocukların diğer illerde yaşanan öğretmensizlik sıkıntısı çekmediğini söyleyerek, “Ben bu mahallede uzun yıllar geçirdim ve Konak’tan geldim. İlk geldiğimde normal standartlarda olan okulumuzdan merkezi olmasından dolayı velilerimiz daha yüksek standartlar bekliyorlardı. Bu nedenle yaz ayını okulumuzun tadilatına ayırdık. Yerlerin tamamını değiştirerek seramik yaptırdık, yerlerimizi ve kapılarımızın tamamını yeniledik. Bir öğretmenler odası olmadığı için öğretmenlerimiz bardaklarını tuvaletlerin lavabolarında yıkamak zorunda kalıyorlardı. Bu durumu fark eder etmez ilk işim bir öğretmenler odası yaptırmak oldu. Şuan gayet geniş ve konforlu belki de İzmir’de bir eşi olmayan bir öğretmenler odamız var. Yaz aylarında tamamladığımız bu çalışmaların ardından başladığımız yeni eğitim öğretim yılında 32 kişilik olan sınıf mevcudunu düşürerek 23-24 kişilik sınıflar oluşturduk” dedi.

EĞİTİMDE KALİTE ARTIŞI

Kullanılmayan sınıfların yenilenmesini sağlayarak sınıf mevcutlarının önemli sayıda düşürdüklerini belirten Aktaş, kalabalık sınıflarda yetişen bir öğrenci olarak az sayıda öğrenci bulunmasının öğretmenin öğrenci ile yakından ilgilenmesini sağladığını belirterek, “Öğrenci sayısı ne kadar düşerse öğretmenin verimi öğrenciye o kadar fazla ulaşıyor. Fiziki anlamda tahtalarımızın da takılmasının ardından eksikliklerimizi tamamlamış olacağız. Öğretmenlerimiz okulumuzdan memnun. Geldiğimde güzel bir ortam vardı şimdi ise yapılan yeniliklerle daha da güzelleşmiş oldu. Daha önce çift öğretmenler odası olduğu için öğretmenlerimiz birbirleri ile yeterli iletişim kuramıyorken bugün yeni yapılan öğretmenler odamızla bu iletişim engeli de aşılmış oldu. Bir yıl içerisinde okul kalitemizi en az 4-5 basamak yükseltmiş olduk. Kalitemizin yükseldiğini gören veliler bizim okul sınırlarımız içerisinde oturmamalarına rağmen çocuklarını okulumuza kayıt ettirebilmek için uğraş verdiler. Velilerimizden bu tür talepler görmek bizlere onur verdi” açıklamasını yaptı.

ÇOCUKALRIMIZI KAZANIYORUZ

Okullarındaki rehber öğretmenlerin aile ortamı huzursuz olan çocuklar için ellerinden geleni yaptığını belirten Aktaş, bu tür öğrencileri ve velilerini kazanabilmek için aile ziyaretleri gerçekleştirdiklerini söyledi. Aktaş, “Okulumuzda bu tür çocuklarımız ailelerin eğitim ve sosyo-ekonomik durumlarının iyi olmasından dolayı fazla bulunmuyor. Olanlarda başta rehber öğretmenlerimiz olmak üzere benimde yakın takibimde bulunuyor. Karaburun’dan nakledilerek gelen bir öğrencimizin düzenli olarak hiç okula gitmediğini belirledik. Çocuğumuz 3. Sınıfta olmasına rağmen okula gittiği gün sayısı 2 toplandığımızda iki ayı bulmuyordu. Çocuğumuz bizde de okula gelmek istemedi. Bunun nedenini araştırdığımızda diğer arkadaşları gibi akıcı okuyamadığı için kendini yetersiz hissetmesinden dolayı okula gelmek istemediğini keşfettik. Kendisini dışlanmış hisseden bu çocuğumuza öncelikle ev ziyaretinde bulunduk. Düzenli okula gitme zorunluluğunun devlet tarafından verildiğini ve bir vatandaşlık görevi olduğunu hem çocuğumuza hem de velilerine anlattık.  Öğrencimiz bizden sanırım sevgiye yoğun ihtiyaç duyduğu için bir bayan öğretmen istedi. Biz bu talebine karşılık vererek bu çocuğumuzu kazanmış olduk” şeklinde konuştu.

ÖĞRETMENLİK ÖZVERİ İŞİDİR

65 kişiden oluşan anasınıfı çocuklarını kendi bünyelerinde yetiştirdiklerini ifade eden Aktaş, planlı hareket ederek okul-öğrenci-veli üçlemesini dengede yürütebildiklerini söyleyerek, amaçlarının ne olursa olsun çocukları kazandırmak olduğunu belirtti. Aktaş, “Çocukları başka okullara göndermek çözüm değildir çünkü çocuğumuzdaki sorunu çözmedikçe sadece yer, okul ve öğretmen değişmiş olacak. Biz bunun farkında olduğumuz için direkt olarak çocuğumuzu rahatsız eden şeyle ilgili yine çocuğumuzu yüzleştirerek çözülmesini sağlıyoruz. Bir bireyi kazandığımızı görmek hem çocuğumuza hem de bizlere büyük mutluluk veriyor. Kaliteli okul olmak bence buradan anlaşılır. Eğer tüm bireylere hizmet götürebiliyorsanız fark yaratabilirsiniz. Çocukları kendi başlarına içinden çıkamayacakları ruh halleri ile baş başa bırakmak okulumuz eğitimcileri olarak asla tercih etmeyeceğimiz bir seçim. Akşam 20:00’ye kadar birinci sınıf bir çocuğumuzun velisi telefonları açmadığı için beklediğimi biliyorum. Öğretmenlik özveri işidir. Çocuklarına sahip çıkan velilerin zaten bize ihtiyaçları yok çünkü çocuklarının okula gidiş gelişleri ve ihtiyaçları ile yakından ilgileniyorlar. Önemli olan çocuklarına ihtiyaçları olan ilgiyi veremeyen veliler ve öğrencilerle ilgilenmek” ifadelerini kullandı.

SOSYAL ETKİNİKLER NEŞE VERİR

Karabağlar’da uygulanan ‘Okullarda Başarıyı Artırma Projesi’ kapsamında velilerle belirli konular hakkında psikologlar tarafından eğitim seminerleri verildiğini söyleyen Aktaş, “Bu hafta yapılan veli bilinçlendirme seminerinde ele alınan konu ‘hoşgörü’ ilkesiydi. Veli toplantılarını aksattırmadan devam ediyoruz. Sınıfla ilgili bir sorun varsa toplantıları ayda bir eğer normal seyrinde gidiyorsa yılda 3 kez düzenliyoruz” dedi. Veli toplantılarını gerçekleştirebilmek için yer sıkıntısı çekmediklerini ve toplantılarına kendisinin de katıldığını ifade eden Aktaş, çocukların, öğretmenlerin ve velilerin okullarını sevdiğini belirterek, “Ben geçen yıl okula müdür olarak atandığımda hiçbir sosyal etkinlik yoktu. Müdür yardımcısı olarak görev yaptığım diğer okulda iki satranç, iki halk oyunları ve drama kursu açmıştım. Buraya gelir gelmez ilk işim 150 çocuğumuza satranç eğitimi vermek oldu. 4 gurup resim kursu, 8 grupta halk oyunları kursumuz mevcut. Gitar ve drama kurslarımızda birer gurup halinde devam ediyor” dedi.

BAŞARILI BİR EĞİTİM SİSTEMİ

Sosyal etkinliklerle uğraşan çocukların sadece ders eğitimi alan çocuklara göre daha başarılı ve mutlu bireyler olduklarını belirten Aktaş, okullarının ‘Okullar Hayat Olsun Projesi’ kapsamında yer aldığını söyledi. Sosyal etkinlikleri halk Eğitim Kurslarından talep ettiklerini ve olumlu karşılık verildiğini ifade ederek, “Halk Eğitim’den gelen öğretmenlerimiz konusunda uzman kişiler örneğin çocuklarımıza satranç öğretmeye çalışan öğretmenimiz bir satranç antrenörü. Resim öğretmenimiz ise kendi alanında ihtisaslaşmış bir isim. Resim, halkoyunları ve drama için uygun alanlarımız var. okulumuzun ve diğer ilkokulların en büyük eksiği sportif faaliyetlerin yapılabileceği spor salonlarının vakti zamanında yapılmamış olması. En büyük eksikliğimiz bence bu çünkü çocuklar 7-11 yaş arasında yönlendirilebiliyorlar” şeklinde konuştu.  Yapılan araştırmalara göre beden eğitimi dersinden sonra yapılan matematik dersini çocukların daha iyi algıladığını belirten Aktaş, “Sosyal etkinliklerde çocuklar kafalarını iyice boşalttıkları için boş ve temiz bir zihinle derse giriyorlar ve bu onların daha iyi anlamalarına neden oluyor. Ben bu bilgiyi aldıktan sonra sistemimi değiştirerek sosyal aktivitelerden sonra ağır dersleri çocuklara anlatmaya başladım” açıklamasını yaptı.

MİSYONUMUZ BAŞARILI BİR GELECEK

Küreselleşen dünyamızdaki değişim hızına ayak uydurabilen ve 21. yy. iletişim ve bilgi toplumu içinde yer alabilmeyi amaçladıklarını belirten Aktaş,  geleceğin elini tutan özgün bir eğitim anlayışı yaratmanın okullarının ana ilkesi olduğunu ifade ederek, “Okulumuzun misyonu, bilgiyi edinme ve bilgiyi kullanma yöntemlerini iyi bilen, bilim ve teknolojinin tüm hedeflerine ulaşmak isteği taşıyan, yaparak yaşayarak öğrenen, araştırmacı, okuyan, yorumlayan, düşündüklerini her ortamda ifade edebilen, iki yabancı dili çok iyi bilen, değişen dünyada, yaşamı kolaylaştıracak deneyimleri kazanmış öğrenciler yetiştirmektir. Eğitim sadece ödev yapmakla olmuyor. Verilen eğitim hayatın her alanında işe yarar olmalıdır. Tek başına kendine yetebilen bireyler yetiştirmek bizim asıl amacımız. Çocuklarımız okula sırtına satranç takımını ya da gitarını alarak geldiğinde mutlu oluyorlar. Bence mutluluk bu” dedi.

Tarihçe

Okulumuz 1962-1963 Eğitim-Öğretim yılında Hasan Ali Yücel İlkokulu adıyla Yeşilyurt Belediyesi binasında hizmete girmiştir. Kapasitesinin yetersiz olması nedeni ile 1966-1967 Eğitim-Öğretim yılında şimdiki bulunduğumuz binanın 1.bölümü  “Yeşilyurt İlkokulu” adını alarak hizmete girmiştir. Bina yetersizliği nedeni ile bir yıl sonra 2.bina hizmete girmiştir. Öğrenci mevcudunun çokluğu nedeni ile 1981 yılında üçlü öğretime girmiştir. Daha sonra 3.bina ayrı blok halinde yapılarak hizmete girmiştir. 9 derslikli ek bina 2006 yılı Kasım ayında hizmete girmiştir. 1997 Yılında okulumuz 8 yıllık zorunlu ilköğretime geçerek “Yeşilyurt İlköğretim Okulu” adını almıştır. 26/Haziran/1996 tarihinde Hakkari’de şehit düşen okulumuzdan mezun olan öğrencimiz Fatih ÖZCAN’ın anısını yaşatmak için ailesi ve Yeşilyurt halkının Milli Eğitim Bakanlığına başvurusu üzerine 01/Kasım/2000 tarihinde itibaren okulumuzun adı “Şehit Komando Er Fatih Özcan İlköğretim Okulu” olarak değişmiştir. Okulumuz, eğitim öğretim kadrosunda sekiz yıllık kesintisiz eğitimi omuzlayan, eğitimde kaliteyi yükseltmeyi hedef edinmiş, okulumuzun adını haklı olarak çevreye başarılı olarak kabul ettirmektedir. Okulumuz Milli Eğitim Bakanlığı´nın 30/3/2012 tarihli 6287 madde değişikliğiyle 2012-2013 eğitim öğretim yılında ilkokul olduğundan kademeli olarak geçiş yapılmıştır. Şuanda 1 Anasınıfı, 4 Şube Özel Eğitim Sınıfı, 9 Şube birinci sınıf, 5 Şube ikinci sınıf, 5 Şube üçüncü sınıf, 6 Şube dördüncü sınıf, 4 Şube  altıncı sınıf  4 Şube  yedinci sınıf  5 Şube 8. sınıf  olmak üzere toplam  43    Şube sınıfımız bulunmaktadır.

Haber Merkezi