Sayfa Yükleniyor...
Dirayet Süren İlkokulu Müdürü Tuncay Şahin çocuklara tüm eğitmen kadrosunun sevgi ile yaklaştığını ve bunun geri yansıması olarak da çocukların onlara her fırsatta sevgilerini sunmaya çalıştıklarını söyledi
NİLGÜN TAZE
1998 yılında bir şehit annesi tarafından yaptırılan Dirayet Süren İlkokulu zilsiz çalışma projesini hayata geçirmeye çalışarak aynı zamanda okullarının eskiyen bölümlerini yenileyebilmek için kaynak oluşturmaya çalışıyor.
Okul çatısısın su akıtmasından dolayı acilen yapılması gerektiğini söyleyen Şahin boya ve lavabo tamiratlarının da yapılması için kaynağa ihtiyaç duyduklarını belirtti. Şahin, göreve başlar başlamaz ilk işinin doğalgaz bağlatma çalışmalarına başlamak olduğunu söyleyerek, Gelecek yıl eğitim öğretime doğalgazla başlamayı umuyoruz. Çocuklarımızın konforlu bir ortamda eğitim görmesini sağlamak adına ne gerekiyorsa yaparak daha iyi eğitim alanları oluşturma çabasındayız. İdareci olmak ve bu işi hakkı ile yürütmek çok zor. Öğretmenden veliye, öğrenciye kadar herkese eşit davranmak gerekiyor dedi.
DEĞER DEDE
Dede olduğu için çocukların kendisine değer dede ismi verdiği Şahin, çocukları kızarak değil severek eğitmenin daha keyifli bir yol olduğunu söyleyerek, Çocuklarımızın sadece başını okşamak bile onlar için yeterli. Veli portföyümüze baktığımızda ekonomik durumlarının yeteri kadar iyi olmadığını görüyoruz. Ben yıllardır idarecilik yapıyorum ve velilerin sadece televizyondan aldıkları kulaktan dolma bilgilerle hareket ettiklerini görüyorum. Sabah saatlerinde rehber öğretmenlerimiz tarafından verilen aile eğitimi derslerimiz düzenli bir şekilde devam ediyor. Bu derslerin çocuklara olan yaklaşımlarını daha iyi hale getirdiğini görmek bizleri motive ediyor. İlk sınıflarımızın eğitimlerini bu yıl yaptık. 3 ve 4. sınıflarımızın eğitimini de gelecek yıl tamamlayacağız dedi.
AİLE İÇİ EĞİTİM
Velilerin okulla ilişkilerini sadece bir gel git olarak görmemeleri gerektiğini söyleyen Şahin, Veliler çocuklarını yeter ki evden gitsin biz de işimize bakalım anlayışı ile okula gönderiyorlar. Bu sağlıklı bir yaklaşım değil. Eğitim sadece okulda gerçekleşen bir olgu değildir. Okulda alınan temel değerler evde aile tarafından pekiştirilmediği takdirde yarım kalacaktır. Çocuklarımız bu günlerde okula zorla değil severek gidiyorlar çünkü biz onlara daha çok sevgi ile yaklaşarak eğitimin eğlenerek de alınabileceğinin yollarını gösteriyoruz. Özellikle ana sınıfına giden çocuklarımızın erken saatlerde kalkmak zorunda kalkmaları onların psikolojilerini sağlıksız etkiliyor. Eğitim 11-12 gibi başlamış olsa uykularını almış ve açılmış bir halde daha iyi öğrenebileceklerine inanıyorum açıklamasını yaptı.
KAPASİTE DIŞI YÜKLEME
İlkokul çocukları için 6 saat ders süresinin çok fazla olduğunu ve belirli bir saatten sonra çocukların algılamada zorluk çektiğini ifade eden Şahin şöyle konuştu: Çocuklarımız çok küçükler ancak biz yetişkinlerin almaları gerektiğine inandığımız bilgiler onların yaşı çok büyük. Zorlanıyorlar. Kendi başlarına yapamayacakları soru ve bilgilerle karşılaştıkları zamanda ailelerinden yardım istiyorlar. Velisi ilgili çocuklar bir şekilde dersleri aldığı yardımla kotarabilirken, destekçisi olmayan çocuklar başarısız olarak niteleniyorlar. Okulun fiziki yapısı yeterli ve çocukların ihtiyaçlarını karşılayabilecek kadar güzelse başarı oranı daha çok artıyor çünkü çocuk okulda sıcaklık hissediyor. Eğer çocuk okula gelirken üşüyeceğini ve öğretmenlerinden dayak yiyeceğini bilirse o zaman her insan gibi o da sevildiğini hissetmediği yere gitmek istemiyor.
HALK EĞİTİM KURSLARI
Halk Eğitim Kursu ile görüşerek velilerin almak istedikleri bilgisayar, İngilizce, dikiş nakış, halı dokuma gibi kursları açabileceklerini söyleyen Şahin, Belirttiğim dalları açabileceğimizi velilere ilettim ancak velilerimiz bu kurslara katılmak istemediler. Sadece başvuru yapmakla kalmış olduk dedi. Çocuklarına karşı velilerin ilgili olduğunu ancak veli portföylerinin düşük gelire sahip olmasından dolayı çocuklarının birçok ihtiyacını karşılamakta yetersiz kaldıklarını söyleyen Şahin, Bizler velilerimizden bu nedenden ötürü hiçbir şekilde kayıt parası ya da başka bir ücret itemiyoruz. Tek söylediğimiz şey yeter ki çocuğunuzu gönderin sizden başka bir şey istemiyoruzdur. Sadece kendilerini anlatacak bir kağıt istiyoruz. Velilerimiz çocuklarının güvenliğinden sorumlu olacak bir güvenlik görevlisi istediler ancak yeterli parayı toplayamadığımız için başarılı olamadık şeklinde konuştu.
KÜLTÜR SANAT ETKİNLİKLERİ
870 öğrenciye 36 öğretmenle eğitim vermeye çalıştıklarını söyleyerek Okullar Hayat Olsun Projesine dahil olmayarak kendi imkanları çerçevesinde voleybol ve basketbol gibi aktiviteler yapmaya çalıştıklarını söyleyen Şahin, Halkoyunları, mendil kapmaca, beştaş, dama gibi bir çok spor etkinliklerin yanı sıra sinema, tiyatro, sergi ve müze gezileri gibi çocuklarımızın sosyal yönlerini canlı tutucu etkinliklerde yapıyoruz. Çanakkale şehitlerimizi anmak üzere gittiğimiz Adnan Saygun Kültür Merkezinde yapılan gösteride bir çocuğumuz karanlıktan korktuğunu söyledi. Ben ve sınıf öğretmeni ellerinden tutarak onun korkusunu yenmesinde yardımcı olduk. Öğretmenlerimiz bu konuda çok özverili çalışıyor. Bu sene planlarımız arasında bir bahar pikniği düzenlemekte yer alıyor dedi.
ÇOCUKLARDA BESLENME SORUNLARI
Yemek yemeyle ilgili problemler genellikle ilk çocukluk döneminde başlar ve aile ile çocuk arasında bir savaşa dönüşür. Bu dönemde iştahsızlık, yemek seçme, aşırı yemek yeme sık rastlanan sorunlardandır. Anneler tarafından iştahsızlık olarak adlandırılan yemek yememe belki de tüm davranış sorunları arasında en sık rastlanılanıdır. Aslında aileler, hiçbir çareye başvurmasalardı, çocuk normal olarak yemek yemeye devam ederdi. İştahsız çocuğun yemeği reddetmesinin temel sebeplerinden en önemlisi ailelerin çok uğraşmasıdır. Çoğu kez bu sorunun altında çocuğun büyüme çabasının doğal sonuçlarından inatlaşma vardır ve bu süreç aile ile çocuğun gizli çekişmesine dönüşmektedir. Yemek yeme sorunun sebepleri arasında çocuğun olay yaratma, dikkatleri üzerine çekme ve kendi kendini önemli hissetme isteği de önemli faktörler arasındadır.
Çocuk dikkatleri kendi üzerine çekmek için fevkalade bir yol keşfetmiştir. Bir lokma yemek yedirmek için tüm ev halkını çevresinde dolaştırmayı başarmıştır. O, ailesinin yemek problemini evde başka insanların yanında da tartışılmasını dinler. Kendisinin aşırı iştahsızlığı, onun her zaman duyduğu konuşmaların merkezini oluşturur. Başka bazı sebeplere bakarsak; çok hızlı yedirmek, ortamın rahatsız ve gürültülü olması, sinirli ve agresif tutumlarla yedirmek, sevmediği bir yemeği yedirmek olabilir. Yemek sorununun dolaylı nedenleri de olabilir. Örneğin çocuk yemez çünkü mutsuzdur, hoşnut değildir, çevresine tepki verme biçimi olarak yemeği reddetmeyi öğrenmiştir. Öncelikle bu zorluğun nedenleri araştırılmalıdır. Bu nedenlerden en sık rastlanılanı zorla yemek yedirmektir. Sevmediği yemeği yemesi için zorlanan çocuk, yemeğe karşı olumsuz tutum takınır. Bu olumsuz tutumun oluşması, çocuğun iştahsızlığından çok, istemediği bir şeyi yaptırmanın hoşnutsuzluğundan kaynaklanmaktadır. bunu yemek istemiyorum, pis kokuyor, midem bulanıyor, karnım aç değil, istemiyorum . gibi mazeretler üretmeye başlar.
Diğer bir neden ise, çocuğun tabağına gereğinden fazla yemek konulmasıdır. Bazı çocukların yetişkinlerde olduğu gibi, iştahları az olur. Fakat bu durum onların ortalama ağırlığın altında olacakları anlamına gelmez. Çocuğun iştahının az olması sonucu, anne ve babalar onu yemeğe zorlar, o da reddeder. Bunun üzerine anne ve baba daha da ileriye giderek, yemeye zorlama, yalvarma, kandırma, ceza ile tehdit etme ya da cezalandırma yoluna başvurarak yemek zamanı hoş olmayan birçok şeye sebep olabilirler. Bütün bu tür davranışlar, çocuğu yemeğe karşı olumsuz bir şekilde şartlandır. Böylelikle yiyecek ve yemek zamanı ile hoşnutsuzluk arasında kurulan çağrışım zamanla gerçekten iştahın azalmasına sebep olabilir. Yemek için imkanı varsa, neşeli ve hoş bir ortam yaratılmalıdır. Yemeğe oturduğu zaman çocuğun çok yorgun olmamasına ve yemek saatinden önce sürtüşmeden kaçınmaya dikkat etmek de gereklidir. Sofra hazırlanırken ve yemek bitiminde toplanma işleminde çocuğun yardımı istenebilir. Yemek öncesi hazırlık (elini yüzünü yıkamak gibi) önemlidir. Bu rutin hazırlık çocuğun yemek yeme için daha hazır hale getirir. Zaman zaman isterse çocuğun yalnız başına yemek yemesine izin verilmelidir. Çocuk erken yaşlardan itibaren aile bireyleri ile birlikte yemeğe başlamalıdır. Böylelikle çocuk kendini denetleme imkanı bulur, yetişkinlerin yemek yeme davranışını taklit edebime fırsatını yakalar ve uyulması gereken görgü kurallarını öğrenmiş olur. Aynı zamanda aile ile birlikte yemek, çocuğa ailenin bir üyesi olduğu duygusunu verecektir.
Yemek yeme konusunda çocuğa model olmak çok önemlidir. Anne baba yemek yemekten zevk alıyorsa, sofraları ahenkli bir sohbetle doluysa aynısını çocuk ta yapmak isteyecektir. Aile içinde yemek seçen kişiler varsa bu durum çocuk için olumsuz bir model olacaktır. Tabağını aşırı bir şekilde doldurmak yerine, azar azar koymak yoluna gidilmelidir. İlerleyen yaşlarda tercih çocuğa bırakılmalı, tabağına kendisinin yemek almasına izin verilmelidir. Eğer yemeği bırakırsa bu görmezlikten gelinmelidir. Bir dahaki sefere yiyebileceği kadar alırsa yemeklerin ziyan olmayacağı anlatılmalıdır. İsterse yemeği olduğu gibi tabağında bırakabilir ancak kendisine bir dahaki öğüne kadar başka bir şey verilmeyeceğini bilmelidir. Yemek yemekte zorluk çıkaran bir çocuğa uygulanacak en iyi yöntem, çocuğa yemediği zaman ilgi göstermemektir. Yemek, çocuğa normal bir tavır içinde verilmeli ve anne, çocuğun ne yediği ile hiçbir zaman ilgilenmemelidir. Çocuk yemeğini güzel yediği söylenerek motive edilebilir ancak yemesi için televizyon karşısında yedirmek, arkasından dolaşmak, yediği takdirde oyuncak almak gibi rüşvetlerden kaçınılmalıdır. Yemek yemeyen çocuğa kesinlikle ceza verilmemelidir. Çocuğun açlıktan hiçbir zarar görmeyeceği akıldan çıkarılmamalıdır. Çocuk, yemekle değil sevgi ve ilgi ile ödüllendirilmelidir.
Haber Merkezi