Sanat, spor ve akademik alanlarda başarı sağlayan okul

NİLGÜN TAZE-ÖZEL HABER

Atatürkçü, kültürel değerlerine bağlı, bilgiyi bilince dönüştürebilen, özgür, çağdaş ve yaratıcı bireyler yetiştirmek için çalışan Atakent Anadolu Lisesi, aynı zamanda sosyal, kültürel ve bilimsel birikimiyle geleceği şekillendirebilecek nesiller yetiştirmeyi amaçlıyor.

46 öğretmenin 810 öğrenciye eğitim verdiği okulun fiziki şartları iyi olmasına rağmen kapalı bir spor salonunun bulunmaması ise öğrenciler için dezavantaj oluşturuyor. Sunum yapabilecekleri bir konferans salonunun olmadığını ve bu fiziki eksikliklerin öğrencilerin eğitimini olumsuz etkilediğini söyleyen Atakent Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı Elvan Ballar, küçük bir sınıfı sunum odasına dönüştürdüklerini belirterek, “Açık futbol sahamızda çocuklarımız sportif etkinliklerini gerçekleştirebiliyorlar. Okulumuzun içinde bulunan alanımızı da masa tenisi ve badminton da kullanıyoruz. Masa tenisi birçok okulda bulunmuyor. Bizim okulumuzda ise her şey öğrenci merkezli düşünülerek tasarlanıyor. Genelde ebeveynler tarafından ilkokul ve ortaokulda çocuğa verilen ilgi lisede düşerken bizim okulumuzda bu ilgiden bir düşme gözlemlemiyoruz. Bu hem çocuklarımız hem de biz eğitimciler açısından büyük bir avantaj” dedi.

REHBERLİK SERVİSİ BAŞARILI

Karşıyaka’nın 2. İzmir’in 6. yüksek puanlı okulu olduklarını ve bunun gurur verici bir tablo olduğunu ifade eden Ballar, “Çocuklarımız o kadar bilinçli ve olgun davranışlar sergiliyorlar ki velilerinin pek desteklerine ihtiyaçları kalmıyor. Hayatları ile ilgili her konuyu kendileri takip ederek kendilerini çok iyi ifade edebilmeyi başarabiliyorlar. Velilerimiz ile ilgili çok fazla bir sıkıntı yaşamıyoruz. Çocuk ya da velide herhangi bir problem sezdiğimiz takdirde de hemen rehber öğretmenimiz devreye girerek çocuk ya da veli ile görüşmeye başlıyor. Buradaki amacımız sorunu büyümeden başında yakalayarak çözmek ve bunu da başarıyoruz. İki rehber öğretmenimiz hem öğrenci hem veli hem de idare ile işbirliği içinde çalışıyor ve çalışmalarından da son derece memnunuz. Okul Müdürümüz Hakan Saral'a eğitimle ilgili yenilikleri takip ederek okulumuza uyguladığı ve çalışmalrımızda bizlere destek verdiği için gönül dolusu teşekkür ediyorum” açıklamasını yaptı.

 SEVGİ, SAYGI VE İLGİ

Anne babası ayrılmış ya da aile içi sorunları devam eden bir aile içinde büyüyen çocukların içlerine kapanma ya da tam tersi olarak şiddete yönelik davranışlar sergilediğini söyleyen Ballar, şu ifadeleri kullandı: “Ailelerimizle ilgili çok fazla sıkıntı yaşamıyoruz. Hem rehber öğretmenlerimiz hem de sınıf öğretmenleri çocukları yakından takip ediyorlar. Uzun yıllar öğretmenlik yapmış biri olarak uyum problemi yaşayan çocuklarımızı sorumluluk vererek kazanmanın çok kolay olduğunu söyleyebilirim. Her insanın olduğu gibi çocuklarımızın da her istediği şey ilgi saygı ve sevgi.  Eğitimin zayıf olduğu bölgelerde çocuklarımızın omuzuna dokunup nasılsın diye sorduğum zaman şaşırıyorlardı çünkü kendi aile fertlerinden hiç kimse sevgisini bu şekilde göstermemiş.  Evde ona dokunan, öpüp, seven biri yok. Çok zor şartlarda büyüyen bir çocuğumuzu hatırlıyorum. Bu çocuğumuzun babası ve abisi hapishanedeydi. Bu çocuğumuzu dışlamak yerine diğer tüm öğretmenlerimizle işbirliği yaparak o çocuğumuza sorumluluk vermeye başladık. Ona karşı sergilediğimiz evde öğrenemediği ilgi, saygı ve sevgiyi çocuğumuza verdik. Tek istedikleri değer görmek. Bu çocuğumuzu lisede etüte göndermemizin sonucu olarak üniversitede ilk tercihini kazanabildi. Bu tip öğrencilerimiz çok.”

AKADEMİ, SANAT VE SPORDA BAŞARI

Verilen ilgi ve sevgiyi hangi yol ve yöntem kullanılırsa kullanılsın reddeden öğrencilerin de olduğunu ve yardım almanın belli bir noktadan kişisel bir seçime girdiğini açıklayan Ballar, aile ve eğitimcinin gösterdiği yollar arasında ikilem yaşayan bazı çocukların aile kültürünü tercih edebildiklerini söyledi. Ballar, “Çocuklarımız arasında mücadele etmek isteyende oluyor kolay yolu seçende. Bizler maalesef belirli bir noktaya kadar çağrıda bulunabiliyoruz. Okulumuz sanatsal ve sportif faaliyetlerde oldukça iyi.  Özellikle sportif faaliyetlerde bütün maçlardan galibiyetle dönüyoruz. İki beden eğitim öğretmenimiz olması ve müdür yardımcımızın da bir beden eğitimi öğretmeni olması bizim için avantaj oldu. Ben ise müzik branşındayım. Okulumuz sanatta ve sporda oldukça iddialı. Bu yıl 19 Mayıs çalışmalarının ev sahipliğini biz yapıyoruz. İlçe Milli Eğitim Müdürümüz ve kaymakamımızın da katılacağı bu etkinlikler için keyifle izlenebilecek çok güzel sürprizler hazırlıyoruz. Okulumuz akademik başarıda olduğu kadar sanat ve sporda da oldukça iyi bir yerde” şeklinde konuştu.

STRATEJİK PLAN

Günümüzde eğitim anlayışının çağın hızla değişen teknolojisiyle birlikte yeni bir boyut kazandığını, dinamizm, yaratıcılık, araştırma ve üretkenliğin ön plana çıktığını anlatan Ballar, öğrenci odaklı eğitim anlayışının çocuğun beklentilerini, hedeflerini, bireysel özelliklerini merkeze alan yöntemlerden oluştuğunu belirtti. Liderlik anlayışı, ekip çalışmasına dayalı başarılar ve mevcut koşulları en iyi şekilde değerlendiren yaklaşımların benimsendiğini söyleyen Ballar, “Toplam kalite yönetimi, okullarda öğrenci ve velilerinin ihtiyaçlarını iyi anlamayı bir zorunluluk haline getiren, bu ihtiyaçların karşılanması için sürekli iyileştirme çalışmaları yapmayı mecbur kılan bir çalışmadır. Okullarda süreçlerin etkin kontrolü sağlanır, doğru kaynaklar kullanılır. Okullardaki tüm çalışanlar, iyileştirme sürecine katkıda bulunurlar, çalışanların motivasyon ve verimlilikleri artarken okulların kamuoyundaki itibarları da yükselir. Okullarda yaratıcı düşünebilen, problem çözebilen, bilgiye ulaşma yollarını bilen, kişilikli, sorumluluk üstlenebilen, ülke ve dünyaya ilgili, duyarlı, sosyal bireyler yetişir. 21. yüzyıl teknolojisini özümsemiş gençler topluma kazandırılır. Kısacası; kalite eğitimi vizyon, amaç ve gelişim kavramlarını içerir. Kalite eğitimi bir problemi yeni baştan düşünmek için fırsatlar sunar. Hayal ettiğimiz ideal okulların yaratılmasına aracılık eder. Bizlerde Atakent Anadolu Lisesi olarak bu inançla çalışmalarımızı sürdürmekteyiz” ifadelerini kullandı.

YAPILANMA VE DEĞİŞİM

Değişimin gerektirdiği yeni yapılanmaları okul programına katmak amacıyla oluşturdukları stratejik planın iyi planlanması ve alt yapısını oluşturan çalışmaların yapılması gerektiğini belirten Ballar, “Etkinlikler, projeler belirleyerek çalışanları ‘biz’ duygusu altında birleştirdik. Geliştirdiğimiz bu stratejik plan sayesinde okulumuzun bir marka olması yönünde doğru adımları kararlı bir şekilde atacağımıza inanıyoruz. Okulun stratejik planının hazırlanması bir süreçtir. Bu plan hazırlama sürecine liderlik edilmesi ilk önce yapılacak iş olarak düşünülebilir. Stratejik plan hazırlama sürecindeki diğer işlemleri şu şekilde sıralamak mümkündür: Atakent Anadolu Lisesinde çalışmalar Mart 2007 tarihinden itibaren başlamıştır. Stratejik Plan Çalışmaları Okul Gelişim Yönetim Ekibi’nin (OGYE) Stratejik Planlama Ekibi olarak belirlenmesiyle ekip oluşturulmuş ve uygulama modelini (2015-2019) çıkartmıştır. Bu yapılırken 2008 - 2011 ve 2011 – 2014 stratejik planlarından da yararlanılmıştır. Öncelikle okulumuzun misyon ve vizyonu tekrardan ele alınmış, durum analizi yapılmış ve bu doğrultuda stratejik plan hazırlanmıştır” dedi.

 OKUL TARİHÇESİ

Okulun yapımına 1991 yılında başlanmış olup özel proje olarak inşa edilen okul 27 Kasım 1992 tarihinde Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan tarafından açılmıştır. Okulun bulunduğu arsa lise binası olarak konut sitesine uygun bir mimari tarzda yapılması koşuluyla Emlak Bankası tarafından bağışlanmış olup, toplam alanı 12 bin 250 metrekaredir. Okulun yapımına 1991 yılında başlanmıştır. Özel proje olarak inşa edilen okul 27 Kasım 1992 tarihinde Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan tarafından açılmıştır. Okul 1992–1994 yılları arasında lise, 1994-1998 yılları arasında yabancı dil ağırlıklı lise olarak eğitim-öğretime devam etmiş 1998 yılından itibaren ise Anadolu lisesi olmuştur. Bulunduğu semt nedeniyle okula Atakent Anadolu Lisesi adı verilmiştir.

ERGENLİK DÖNEMİNDE UYUM SORUNLARI

Sosyalleşme, gencin içinde bulunduğu toplumun alışkanlık, değer, tutum ve inanışları öğrenme ve uygulama süreci olarak tanımlanabilir. Sosyal gelişme ile yaş, zeka, cinsiyet, aile ilişkileri ve sosyal çevre arasında sıkı bir bağ bulunmaktadır. Genç, toplum içinde kendini aramakta, kişilik sınırlarını belirlemektedir. Toplumsal özelliği ağır basan gelişimsel stresler arasında ahlak değerleri ile ilgili arayışlar, bir gruba ait olma çabalan ilk akla gelenler olmaktadır. Ergenin sosyal çevre içinde en çok karşılaştığı problemleri şu şekilde belirtilmektedir: Herhangi bir toplulukta bulunma, topluluk önünde konuşma, yalnız kalma, karşı cinsten olanlarla karşılaşma, alay edilme, umursanmama, sevilmeme, azarlanma, toplum ve arkadaş çevresinin onayını alma, yanlış anlaşılma, yeni insanlarla tanışma, toplulukta nasıl davranacağını bilememe vb. Geliştirilen bu duyarlılığın kimlik çatışmalarını çözümlemeye çalışan ergen için zararlı olabileceğini belirtmektedir.

 Ergenin belli başlı sosyal gelişim ile ilgili sorunlarını şu şekilde belirtilmektedir:

Bu yaşta ergen alıngan ve aşın derecede onuruna düşkündür. Otorite ile uyum sorunu vardır. Otoriteyi temsil eden kişileri haksız, zalim ve egoist bulur. Ekonomik bağımsızlığına kavuşmak ister. Başarının kestirme yollarını arar. Cinsel arzular ve içgüdülerle toplum kurallarının arasına sıkışmış olmanın bunalımı içindedir. Kendisinde meydana gelen fizyolojik değişikliklerin şaşkınlığı içindedir. Kendisine telkin edilmeğe çalışılan toplumsal normların dışına çıkmak eğilimindedir. Ergenlik döneminde ergen kendine çok yabancı değişimlerden geçmekte, yeni yaşantılar geçirmekte, yeni değer ve tutumlar geliştirmektedir. Bu dönemde arkadaş grubu ve aile değerleri benzer olan gençler bir çatışma yaşamazlarken, her iki grubun değer yargılarının ve düşüncelerinin farklı olduğu durumlarda genç, ailesi ve arkadaş grubu arasında güçlü bir çatışma yaşayabilmektedir. Tüm bu değişimler ergenin kendini güvensiz hissetmesine neden olmakta, destek arama gereksinimi ile akran grupları oluşturmaktadır. Aileden bağımsızlaşma savaşı, ana babadan farklı oluş eğilimi ergende boşluk yaratmaktadır. O da bu boşluğu yaşıt gruplan ile doldurmaya çalışmaktadır. Yaşıt grubu ergene destek olmakta ve güvenlik sağlamaktadır, çünkü sorunları birbirinin aynıdır. Kendisi ile aynı durumda olan yaşıtları ona, duygu ve düşüncelerini paylaşma, kimliğini bulma, ilgi ve değerlerini ailenin ötesinde genişletme, toplumun vermeyi reddettiği sosyal kimliği sağlama olanağını vermektedir. Ayrıca, akran grupları ergeni yetişkinlerin kurallarından ve sorumluluklarından kurtarmaktadır. Böylece ergen, yetişkinlerin baskısından uzak kaldığına, grupta kendini bulduğuna ve özerkliğini elde ettiğine inanmaktadır. Ergenin yaşıtları tarafından reddini ve kabulünü pek çok etmen etkilemektedir. Bunlardan en önemlileri, zeka ve yetenek, özel beceriler, sosyo-ekonomik düzey ve etnik grup üyeliğidir.

Haber Merkezi