Sevgi iyiliği, nefret savaşı doğurur

Buca-Müşerref Mahmut Tınas İlkokulu Müdürü Ahmet Demir, okullarında verilmeye başlanan ‘Değerler’ eğitiminin olumlu sonuçlar vermeye başladığını belirterek velilere yönelik eğitim seminerlerinin de yoğunlaştırıldığını söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 18.03.2016 08:11
  • Güncelleme Tarihi : 18.03.2016 08:11
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Sevgi iyiliği, nefret savaşı doğurur

NİLGÜN TAZE

640 öğrenciye 35 öğretmen kadrosuyla eğitim veren Buca-Müşerref Mahmut Tınas İlkokulu’nda ortaokul ve ilkokulun ayrılmasından sonra bahçeleri ayrılır.

Okulun ortak kullanılmak zorunda kalınması nedeniyle 4 dersliğin 2’sinin ortaokul diğer 2’sinin ilkokul tarafından kullanılması tam bir ayrım yapılamamasına neden olur.

Her aya bir değer vererek Okullarda Başarıyı Arttırma Projesi (OBAP) kapsamında çocuklara ‘Değerler’ eğitimi vermeye başladıklarını ve bu eğitimlerin olumlu geri dönüşümlerini almaya başladıklarını belirtenBuca-Müşerref Mahmut Tınas İlkokulu Müdürü Ahmet Demir, “Değerler eğitimi vermeye öğretmenlerimizle toplanarak ve her ay hangi değerleri işleyeceğimize karar vererek başladık. Küme çalışmalarında olduğu gibi her öğretmenimiz bir temayı ele aldı. İlk değerimiz sevgi oldu, ardından hoşgörü, çalışkanlık gibi insanı gerçek bir insan haline getiren ve evrensel nitelikleri olan değerlerimizi öğretiyoruz. Herkes doktor olabilir ancak önemli olan hastasının böbreklerini çalmaya tenezzül etmeyecek nitelikler taşımaktır. Bu her meslek gurubu için geçerli. Sadece işimizde değil, en yakınlarımıza karşı da sevgi ve saygıyla davranmamız gerekiyor. Bunun yolunun da herkesin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi ile mümkün olabileceğini öğretmek yine biz eğitmenlere düşüyor” dedi.

SEVGİ SEVGİYİ, NEFRET NEFRETİ DOĞURUR

Okullarına en kısa zamanda kum havuzu yapmaya çalışacaklarını söyleyen Demir, hazırladıkları projeleri gerçekleştirebilmek için Buca İlçe Milli Eğitim Müdürü Hasan Okur ile birlikte Buca Kaymakamı Fecri Fikret Çelik’i ziyaret ettiklerini belirtti.

OBAP kapsamında gerçekleşecek etkinliklerin belediye ve orman işletmesi tarafından karşılandığını söyleyen Demir şöyle konuştu: “Okullar Hayat Olsun Projesine dahiliz. Öğretmenlerimiz büyük bir özverili ile çocuklarımızın akademik yönlerini olduğu kadar sosyal yönlerini de güçlendirmek için çalışıyorlar. Hazırlanan tiyatro ve skeç etkinliklerinde hoşgörü temasını öne çıkarıyoruz. Aynı şekilde bahçede oynanan oyunlarda da sevgili ve saygılı davranmayı içeren davranışları, konuşmaları oyun oynarken öğretiyoruz. Bir öğretmenimiz ‘Sevgi Çiçekleri’ oluşturarak çocuklarımızın üzerine büyük kalpler taktı ve tüm sınıfları dolaştırdı. Bu hisler hepimizin içinde pozitif duygu, düşünce ve davranışlar oluşturuyorken, savaş, nefret, kırgınlık, kızgınlık gibi hisler başta kendimiz olmak üzere etrafımıza da zarar verici davranışlar geliştirmememize yardımcı oluyor. Biz bu gerçeklerin farkında olan eğitimciler olarak çocuklarımıza evrensel ilkeleri aşılamaya çalışıyoruz.”

EĞİTİM ÜÇGENİ

12 Mart İstiklal Marşı’nın kabulü ve Çanakkale ile ilgili etkinlikler düzenlediklerini ancak kendi salonları olmadığı için müsait olduğu zamanlarda ortaokulun salonunu kullanmak zorunda kaldıklarını ifade eden Demir, “Çocuklarımızın hepsi tertemiz dünyaya geliyorlar. Nefret etme, kızma ve intikam duygularını maalesef etraflarındaki büyüklerden öğreniyorlar. Rehber öğretmenlerimiz ve dışarıdan gelen konunun uzmanları velilerimizi bilgilendirmek adına veli seminerleri düzenliyorlar çünkü eğitimin temeli aileden başlıyor. Okul, aile, çocuk üçgeninden bir tanesi yarım kaldığında maalesef denge bozuluyor ve sağlıklı bireyler yetiştirmekte zorluk çekiyoruz. Sık sık gerçekleştirdiğimiz veli seminerlerine farklı insanların katılması sinerjiyi daha aktif ve canlı hale getirerek velilerimizin de keyifli ve çabuk öğrenmesine yol açıyor” açıklamasını yaptı.

VELİLERDEN YOĞUN İLGİ

70 kişilik salon kapasitesinin yüz kişiye çıkarılmasına rağmen düzenlenen veli seminerlerinin ayakta dinlenildiğini ve bu ilgiden büyük memnuniyet duyduklarını söyleyen Demir, “Ailelerle işbirliği içinde çalışmak bir harika. Velilerimiz kendilerine vermeye çalıştığımız öğretilere açık fikirlilik ile yaklaştıkları için kendileri de okuma yazma öğrenmeye çalıştılar. Şu an okulumuzda okuma yazma dersi alan annelerimizin olması harika. İlkokul mezunu olan velilerimiz ortaokulu, ortaokul mezunu olanlarda liseyi dışarıdan bitirmeye başladılar. Baskı altında yetişen insanların böyle bir performans sergileyebildiklerini görmek biz eğitimcileri de ümitlendiriyor. Bir kez daha insanın istediği zaman ne kadar hayata geriden başlamış olursa olsun birçok şeyi başarabileceğini görüyoruz” ifadelerini kullandı.

VELİLER EĞİTİMİN İÇİNDE

Velilerin okuma yazma kurslarının yanı sıra takı tasarım dersi de aldıklarını söyleyen Demir, yıl sonun da velilerin yaptıkları eserlerin sergileneceğini belirterek şunları söyledi: “Biz eğitimciler velilerimizi her zaman yanımızda görerek onların eğitimde katılımcı olmasını istiyoruz. Bunu başardık çünkü okulumuzun koridorları çocuklarının eğitimi için bir şeyler yapmaya çalışan annelerle dolu. Babalar maalesef çalıştıkları için çocukları ile pek fazla ilgilenemiyorlar. Açık derslik projemizi gerçekleştirebilirsek bahçemizde yapılan aktiviteleri daha canlı hale getirebileceğiz. Velilerimiz için yapılacak oturma yerleri en azından onların çocuklarını beklerken kitap okumalarını sağlayabilecek. Drama, satranç, resim yerleri olan bahçede yapılacak etkinliklerde hem çocuklarımıza hem velilerimize bir kelime kazandırabilecek olursak bu bizim için büyük sevinç olacak.”

TARİHÇE

Okulumuz 1982-1983 yılında 1.binada Kuruçeşme İlkokulu olarak eğitim ve öğretime açılmıştır. İlkokul olarak açılan okulumuz 1990-1991 öğretim yılında 2. Binanın tamamlanmasıyla Kuruçeşme İlköğretim Okulu adıyla eğitim ve öğretime geçmiştir. Hayırsever Aybers Karabacak Hanımefendi tarafından 2002 yılında 12 derslikli 3.Binanın yapımına başlanmış,2002-2003 Öğretim Yılının 2.döneminde tamamlanmıştır. Bu tarihten itibaren değerli hayırseverimiz Aybers Karabacak hanımefendilerinin Anne ve Babalarının vasiyetleri üzerine Milli Eğitim Müdürlüğümüzle yapılan protokol gereğince “Müşerref-Mahmut Tınas İlköğretim Okulu “adını almıştır. 2012-2013 Eğitim Öğretim yılında 30/03/2012 tarihli ve 6287 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun ile “Müşerref Mahmut Tınas İlkokulu” ve  “Müşerref Mahmut Tınas Ortaokulu” olarak okul dönüşümleri yapılmıştır.

ÇOCUK VE OYUN

“Çocukların hayatta yapmaktan en çok keyif aldığı şey nedir?” diye sorarsak birçok insanın aklına gelecek ilk yanıt “oyun oynamak” olacaktır. Oyun insanlar için doğumdan sonra başlayan ve hayatın büyük bir bölümünde, hatta bazı insanlar için yetişkinlikte bile devam eden bir etkinliktir. Doğumdan sonra yeni doğan bebeğin taklit etme yeteneğine bağlı olarak geliştirilen oyunlar varken bebeklik, ilk çocukluk ve son çocukluk dönemlerinde farklı oyun türleriyle karşılaşırız. Hatta teknolojinin ilerlemesi ve play station gibi bilgisayar oyunlarının da çıkmasıyla oyun oynamak sadece çocuklara özgü bir etkinlik olmaktan çıkmış ve her yaşta görülmeye başlanmıştır. Peki, oyun nedir? Çocuklar neden oyun oynar?

OYUN NEDİR?

Oyun çocuğun hiç kimseden öğrenemeyeceği konuları, kendi deneyimleriyle öğrenmesi yöntemidir.  Çocuklar için oyun sonucu düşünülmeden, zevk almak,  eğlenmek amacıyla girişilen bir etkinliktir. Fakat oyun oynamanın çocuk gelişiminde önemli katkıları vardır. Çünkü oyun hem zihinsel gelişimin aynası olan hem sosyal becerilerin öğrenildiği hem de duygusal boşalımın sağlandığı bir ortamdır. Çocuklarla oynanan oyunlar farklı gelişim dönemlerinde değişiklik gösterir. Dolayısıyla farklı yaşlardaki çocuklarla aynı oyunun oynanması zordur. Örneğin,  2-3 aylık bebeklerde oyun, çevresindeki objelere bakmak ve yakınındaki objeleri yakalamak üzere hareketler yapmaktan ibarettir.  Çocuğun el ve kol kontrolü arttıkça, çevresindeki objeleri yakalayabilir ve inceleyebilir. Bu dönem oyunları keşif niteliğindedir. Oyuncakları çekerek, çarparak onları tanımaya çalışan çocuğun başlangıçtaki oyunları serbest ve kendiliğindendir.

Yaşlara Göre Oyunda Görülen Gelişim  

Çocuklar iki yaşındayken dramatik oyunlar başlar. Bu oyunlarda; kişileştirme (bebeklerle konuşma vb gibi), objeleri kullanma (boş bardaktan su içme) veya evcilik gözlenir. Zamanla birey ya da hayvanlar taklit edilir. Kovboyculuk, bakkalcılık, doktorculuk, pilotçuluk vb. gibi. Çocuk bu oyunlarda kendini başkalarının yerine koyar. Bu aşamada taklit çok önemlidir. Oyunlar cinsiyete göre de farklılık gösterir. 4-6 yaşlarında ise kız çocukları bebeklerine farklı elbiseler giydirip küçük sembolik evlerini eşyalarla süslerler. Erkekler izledikleri bazı savaş serüvenlerini grup oyunlarına yansıtırlar. Topla oynamaktan  hem kızlar hem de erkekler hoşlanırlar. Piaget’e göre, sosyal gelişim göz önüne alındığında,

Oyun gelişimi aşağıdaki gibidir:

1. Tek başına oynanan oyun: Başlangıçta çocuklar için oynanan tek oyundur. Çocuklar arkadaşlarıyla birlikte oynama girişiminde bulunmazlar. Çevrelerindeki obje ve oyun malzemeleriyle baş başa kalmayı yeğlerler.

2. Başka bir oyunu izleme: Çocuk herhangi bir ilişki kurmadan sadece diğer çocukların oyunlarını izler.

3. Paralel oyun: Aynı oyun malzemesini yan yana oynamalarına karşın faaliyetlerini bağımsız sürdürmeleridir.

4. Birlikte oynanan oyun: Fikir ve oyuncak alışverişinde bulunurlar. Birbirlerinin hareketlerini izlerler. Fakat bu oyunlarda grup örgütlenmesi ve rol dağılımı gözlenmemektedir.

5. İşbirliğine dayanan oyun: Çocuklar oyun oynarken topluca organize olarak belli bir sonuca ulaşırlar.

Haber Merkezi