Ecer: Ticaretin yeni kuralı yeşil büyüme

KEMAL ÖZKURT  / Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), sanayicilerin yeşil dönüşüm sürecine uyumunu desteklemek amacıyla “İklim Kanunu ve Yeşil Finansman Araçları Paneli” düzenledi. T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İklim Değişikliği Başkanlığı iş birliğinde gerçekleştirilen etkinlikte, İklim Kanunu’nun ardından gündeme gelen Emisyon Ticaret Sistemi, Yeşil Taksonomi ve Türkiye Karbon Denkleştirme Sistemi gibi düzenlemelerin sanayiye etkileri ele alındı. Panelde, yeşil dönüşümün sanayiciler açısından önemi, finansmana erişimde yeni araçlar ve sürdürülebilir üretim modelleri tartışıldı. Günümüzde Ticaret kurallarının değiştiğini belirten İklim Değişikliği Başkan Yardımcısı Mehrali Ecer, “Avrupa Birliği, 2026'dan itibaren 'benim standartlarımda üretim yapmayandan sınırda karbon vergisini alırım' diyor. Artık ticarette yeni bir kural var ve bu kuralın adı Yeşil Büyüme. Bu yeni dönemde 'iyi olan', yani yeşil yatırımı yapan kazanacak” dedi. Etkinliğin ardından, çevreye duyarlı üretim anlayışını benimseyen firmalar EBSO’nun geleneksel Çevre Ödülleri töreninde ödüllendirildi.

AVRUPA’YA İHRACATIN YENİ ADI YEŞİL BÜYÜME

İklim Değişikliği Başkan Yardımcısı Mehrali Ecer, sanayicilere küresel ticarette oyunun kurallarının değiştiğini ve bu yeni döneme hızla adapte olunması gerektiğini vurguladı. Avrupa Birliği'nin 2026 itibarıyla tam olarak uygulamaya alacağı Sınırda Karbon Düzenlemesi (SKDM) mekanizmasının, Türk ihracatçısı için kritik bir dönemeç olduğunu belirten Ecer, "Avrupa Birliği artık net bir şekilde, 'Benim kıtama mal satanlar, benimle aynı çevre standartlarında üretim yapmak zorunda. Eğer bu üretimi yapmıyorsa, sınırda bunun vergisini ödeyecek' diyor. Yani bir taraftan kendi rekabetçiliğini, bir taraftan da çevreyi koruyor. Biz de sanayicimizi bu mali yükten korumak ve 2053 net sıfır hedefimize ulaşmak için Emisyon Ticaret Sistemi'ni (ETS) hayata geçiriyoruz. Bu sistemde basitçe 'iyi olan kazanacak'. Emisyon azaltımına yatırım yapan, teknolojisini dönüştüren kârlı çıkacak. Artık ticarette yeni bir kural var, adı Yeşil Büyüme. Yeşile yatırım yapan 1-0 önde başlar" diye konuştu.

YEŞİL YATIRIMA FİNANSMAN YOLU AÇILIYOR

Yeşil dönüşümün en önemli ayağının finansman olduğunu vurgulayan Ecer, uluslararası fonlara erişimi kolaylaştıracak ve yeşil aklamayı önleyecek bir sistem geliştirdiklerini söyledi. Avrupa Birliği modelinden esinlenerek hazırlanan “Yeşil Taksonomi” sistemini anlatan Ecer, “Hangi yatırımın çevresel açıdan sürdürülebilir olduğunu net kriterlerle belirleyen bir sınıflandırma sistemi kuruyoruz. Bir yatırımın ‘yeşil’ sayılması için 6 çevresel kriterden en az birini karşılaması ve diğerlerine zarar vermemesi gerekecek” dedi. Bu sistemin sanayiciler için doğrudan finansmana erişim anlamına geldiğini belirten Ecer, “Dünyada Çevre-Sosyal-Yönetişim (ESG) fonlarının büyüklüğü 3,5 trilyon dolara ulaştı ve bunların büyük kısmı Avrupa’da. Bankalarımız bu fonlardan uygun koşullu kredi bulup sanayicimize kullandırmak istiyor. Taksonomi sistemiyle yeşil yatırımlar uluslararası alanda tanınacak ve bu belgeye sahip olan firmalar finansmanda bir adım öne geçecek” ifadelerini kullandı.

2053 HEDEFİ İÇİN TOPYEKÛN MÜCADELE ŞART

Türkiye’nin 2053 Net Sıfır Emisyon" hedefinin sadece bir beyandan ibaret olmadığını, bu hedefe ulaşmak için yasal ve idari altyapının tamamlandığını vurgulayan Mehrali Ecer, yeni İklim Kanunu'nu "bu dönüşümün anayasası" olarak nitelendirdi. Mücadelenin sadece sanayi ile sınırlı kalmayacağını, bireyden şehirlere, ulusaldan uluslararasıya kadar topyekûn bir çaba gerektirdiğini belirten Ecer, "Artık şehirlerimizi de bu mücadelenin içine katıyoruz. Valilikler bünyesinde kurulacak İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulları ile her şehir kendi eylem planını hazırlayıp hayata geçirecek. Bu sorunu hep birlikte göğüsleyeceğiz" dedi.

SANAYİDE KARBON AZALTIMI ŞART

Sanayicilerin Avrupa Yeşil Mutabakatı sürecine uyum göstermesi gerektiğini belirten Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, “Ülkemizin düşük karbon ekonomisine geçişinde sanayi sektörü olarak geri dönüşüm, endüstriyel simbiyoz, enerji ve kaynak verimliliği öncülüğüyle üretim yapmamız; karbon emisyonlarını hesaplama ve azaltmaya dönük yol haritamızı bir an önce kendi firmalarımızda belirlememiz gerekiyor. Çünkü Avrupa Birliği’nin yeni büyüme stratejisi olarak gördüğü ve altı yıl önce ortaya attığı Avrupa Yeşil Mutabakatı, yeni bir dönemin kapısını araladı. Bu dönemde sanayi için çevre konuları artık daha zorlu, kapsayıcı ve zaruri hale geldi. Net sıfır emisyon hedefinin sadece bir çevre politikası değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal dönüşümün parçası olduğunun da farkındayız. Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması, ihracatının yarısını AB ile yapan sanayicilerimiz için dönüşümü daha hızlı ve zorunlu kılıyor. 2053 net sıfır emisyon hedefi ise bu süreçteki kararlılığımızı açıkça ortaya koyuyor” diye konuştu.