Jeotermal enerjide 2025’te yatırım hareketliliği

Türkiye’de jeotermal enerji sektörü 2025 yılında yeniden ivme kazandı. Kurulu gücü 1758 MW’a ulaşan sektörde yeni santraller devreye alınırken, yatırımcıların gündeminde YEKDEM süresinin 2040’a uzatılması talebi öne çıktı.

  • Oluşturulma Tarihi :
  • Güncelleme Tarihi :
  • Kaynak : BÜLTEN
Jeotermal enerjide 2025’te yatırım hareketliliği haberinin görseli

Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynakları arasında stratejik bir yere sahip olan jeotermal enerji, 2025 yılı itibarıyla yatırım açısından yeniden hareketlenmeye başladı. Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) verilerine göre, yıl içinde 67 MW kurulu güce sahip jeotermal enerji santrali devreye alınırken, yatırımcı şirketlerin portföyünde yaklaşık 300 MW’lık proje stoğu bulunuyor. Jeotermal Enerji Derneği (JED) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, 2025 yılındaki gelişmeleri değerlendirerek Türkiye’nin jeotermalin tüm kullanım alanlarında dünya lideri olabilecek bir potansiyele sahip olduğunu söyledi. Kındap, enerji üretiminden seracılığa, konut ısıtmasından termal turizme kadar pek çok alanda jeotermalin çevresel ve ekonomik sürdürülebilirlik açısından uzun vadeli katkı sunduğuna dikkat çekti. Türkiye’nin keşfi yapılmış jeotermal potansiyelinin yalnızca yüzde 11’inin kullanıldığını hatırlatan Kındap, buna rağmen Türkiye’nin jeotermal kaynaklı elektrik üretiminde dünyanın dördüncü, Avrupa’nın ise lider ülkesi konumunda olduğunu belirtti.

Ali Kındap

“2040’A KADAR UZATILMALI”

Jeotermal yatırımların Yenilenebilir Enerji Destekleme Mekanizması (YEKDEM) kapsamında desteklenebilmesi için 31 Aralık 2030 tarihine kadar işletmeye alınması gerektiğini anımsatan Kındap, sektör olarak bu sürenin 2040’a kadar uzatılmasını talep ettiklerini ifade etti. Jeotermal yatırımların lisans, izin, ruhsat, ÇED, sondaj ve inşaat gibi aşamalar nedeniyle en iyimser koşullarda dahi beş yıl sürdüğünü belirten Kındap, “Bugün yatırım kararı alan birçok şirketin mevcut mevzuatla YEKDEM kapsamına girmesi teknik olarak mümkün görünmüyor. Bu durum yatırımcıyı ciddi biçimde düşündürüyor” dedi.

“JEOTERMAL ÖNCELİKLİ YATIRIMDIR”

Jeotermalin enerji arz güvenliği açısından baz yük kaynağı olma özelliği taşıdığını vurgulayan Kındap, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) ve Avrupa Konseyi gibi kurumların enerji politikalarında jeotermale giderek daha fazla yer verdiğini söyledi. Avrupa ülkelerinin özellikle doğal gaz bağımlılığını azaltmak için jeotermali öncelikli yatırım alanı olarak gördüğünü ifade etti. Türkiye’nin 2053 Net Sıfır hedeflerine ulaşabilmesi için jeotermalin ısıtma ve soğutmada doğalgaza ikame edilmesinin şart olduğunu belirten Kındap, bu dönüşümün kamu politikalarında daha güçlü şekilde yer alması gerektiğini dile getirdi. Türkiye’nin 1500’ün üzerinde doğal jeotermal çıkış noktasına sahip olduğunu hatırlatan Kındap, “Bu potansiyele rağmen jeotermale sırt dönmemiz mümkün değil. Türkiye’deki santraller, dünyanın en yeni ve çevreci teknolojileriyle çalışıyor” dedi.

“TARIMSAL ÜRETİM İÇİN DE STRATEJİKTİR”

Jeotermalin yalnızca enerji üretimiyle sınırlı olmadığını belirten Kındap, tarımsal üretim ve gıda arz güvenliği açısından da stratejik öneme sahip olduğunu vurguladı. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından planlanan Organize Tarım Bölgelerinin (OTB) jeotermal kaynaklarla entegre edilmesini desteklediklerini söyleyen Kındap, 42 ilde projelendirilen 61 OTB’nin 15’inin jeotermal enerjiyle entegre edildiğini aktardı. Gönen’de kurulacak OTB’nin ise bu alanda dünyanın en büyük projelerinden biri olacağını ifade etti.

Travertenler

JAPONYA ÖRNEĞİ VERİLDİ

Türkiye’nin termal turizmde sahip olduğu potansiyelin yeterince değerlendirilemediğini dile getiren Kındap, 2026 ve sonrasında hizmete girecek 18 yeni termal otelle birlikte termal yatak sayısının 8 bin 738’e ulaşacağını söyledi. Ancak bu rakamın yeterli olmadığını vurgulayan Kındap, Japonya örneğini hatırlatarak Türkiye’nin de termal sağlık turizminde en az 20 milyar dolarlık gelir hedeflemesi gerektiğini ifade etti.

TÜRKİYE, AVRUPA’DA LİDER KONUMDA

Türkiye, dünyanın en zengin jeotermal kaynaklarına sahip ülkeler arasında yer alıyor. Bin 500’ün üzerinde doğal jeotermal çıkış noktasına sahip Türkiye’de, 2025 Aralık itibarıyla jeotermal kaynaklı elektrik kurulu gücü 1758 MW seviyesinde bulunuyor. Jeotermalin enerji dışı kullanım alanlarıyla birlikte toplam tüketim 7 bin MW’ın biraz üzerinde. Bu miktar, MTA tarafından keşfi yapılmış 62 bin MW’lık potansiyelin yalnızca yüzde 11’ine karşılık geliyor. Türkiye, bu kullanım oranıyla dahi jeotermal elektrik üretiminde dünyada dördüncü, Avrupa’da lider konumda.

Kaynak : BÜLTEN

Okumaya Devam Et

Aşağı kaydırmaya devam edebilir veya ilgi alanınıza göre seçim yapabilirsiniz.