Sayfa Yükleniyor...
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Üç tane kredi derecelendirme kuruluşunun iki kademe not artırdığı bir dönem yaşadık. Türkiye bu anlamda tek ülke” dedi
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Denizli'de iş dünyası temsilcileriyle bir araya gelerek Türkiye'nin ekonomik durumu hakkında değerlendirmelerde bulundu. Yılmaz, enerji gibi bazı ürünlerin ithalatına bağımlılığımızın sürdüğünü belirtirken, son dönemde ekonomik görünümde daha ılımlı bir seyir izlendiğini söyledi. Yılmaz, 2024 için yüzde 4 civarında büyüme beklediklerini ve 2026-2027 yıllarında büyüme oranlarının dünya ortalamasının üzerinde olacağını belirtti. 2023 yılı sonunda milli gelirin dolar bazında 1,3 trilyon doları aşacağını, kişi başına milli gelirin ise 15 bin doları geçeceğini vurgulayan Yılmaz, 2027 hedeflerinin ise 1,8 trilyon dolar büyüklüğünde ve kişi başına 20 bin dolar olduğunu aktardı.
İstihdamda da artış yaşandığını vurgulayan Yılmaz konuşmasını şöyle sürdürdü;
“2024 Eylül ayında bir yıl önceki eylül ayına oranla 1,1 milyon istihdamımızda bir artış var. Bu gerçekten çok takdir edilmesi gereken bir gelişmedir. Toplamda ise 32,8 milyon kişiye ulaşılmıştır. İşsizlik oranımız ise uzun bir süredir tek haneli şekilde ilerlemeye devam ediyor. En son yüzde 8,6'ydı. Önümüzdeki süreçte ise her yıl ortalama 750 bin civarında bir istihdam ile tek haneli rakamların devam etmesini bekliyoruz. Tabii ki dönemsel yükselişler her zaman olabilir ama istihdam piyasamızda bir canlılık olduğunu ifade edebiliriz” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye’nin kalkınmasının önündeki en büyük engellerden birinin cari açık olduğunu ve bunun kontrol altına alınmasının kritik önem taşıdığını aktardı. Yılmaz, geçen yılın ortasında yüzde 6'lara çıkan cari açığın, 2024 yılı Eylül itibarıyla 9,7 milyar dolara düştüğünü söyledi. İhracat konusunda da olumlu veriler paylaşan Yılmaz, “İhracatımız şu anda 262,3 milyar dolar seviyesinde ve yıl sonunda 264 milyar dolara ulaşacağımızı öngörüyoruz. Mal ihracatının yanı sıra hizmet ihracatı da büyük önem taşıyor. Turizm sektörü özellikle güçlü bir performans sergiliyor. Bu yılın ilk 9 ayında yüzde 6,6 artış sağladık ve yıl sonu itibarıyla turizm gelirlerinin 60 milyar doları bulmasını bekliyoruz. Turist sayısının ise 61 milyona ulaşması bekleniyor" dedi.
Yılmaz, kur korumalı mevduat rakamlarını paylaşan ve enflasyondaki son sürecini şöyle anlattı;
“Diğer bir husus ise risk göstergelerinde azalma. Önce enflasyonda zeminin güçlendirilmesi gerekiyor. Yani cari açığı düşüreceksiniz, bütçe açığını düşüreceksiniz ki sağlam zeminde enflasyonla mücadele olsun. Biz de üç safhaya ayırdık: Geçiş süreci, dezenflasyon süreci ve kalıcı istikrar dönemi. Geçiş sürecini bu haziran itibarıyla bitirdik. Rezervlerimizde çok ciddi bir şekilde artış oldu. Geldiğimiz noktada 8 Kasım itibarıyla brüt rakamlarımız 157,3 milyar doları aşmış durumda. Kur korumalı mevduat (KKM) geçen yılın ağustos ayında 126 milyar dolarmış. 8 Kasım itibarıyla 37,9 milyar dolara kadar düşmüş durumda. Her geçen gün KKM erimeye devam ediyor. Bunu da finansal piyasaları bozmadan gerçekleştiriyoruz. Risk birimleri düştü. Geçen yıl 703 baz puan olan ülke risk primimiz 14 Kasım itibarıyla 259 baz puana inmiş durumda. Üç tane kredi derecelendirme kuruluşunun iki kademe not artırdığı bir dönem yaşadık. Türkiye bu anlamda tek ülke. Mayıs ayında 75,5 seviyesine gelen enflasyon şimdi geldiğimiz noktada 48,6 olarak belirlendi. Yani 27 puan bir azalma söz konusu. Bu düşüş önümüzdeki süreçlerde de devam edecek. Gelecek yılın sonbaharına geldiğimizde ise büyük oranda artık enflasyondan bahsetmeyeceğiz. Tek haneli rakamlara gelene kadar mücadelemiz devam edecek” dedi.
“2023 yılındaki cari açığımızın 3,6'sı deprem harcaması”
Cevdet Yılmaz, 2023 yılı bütçesini zorlayan en büyük faktörün 6 Şubat'ta meydana gelen ve 11 kentte yıkıma yol açan depremler olduğunu belirterek, “Geçen yılın ortalarında bütçede zorlu bir perspektifimiz vardı. Emekliliğe hak kazananlara dönük yaptığımız düzenlemelerin bütçeye getirdiği yük. Personele enflasyonun üzerinde önceki bütçede hesaplanmamış artışların getirdiği yük. En önemlisi ise deprem, tarihimizin en büyük depremini yaşadık. 11 ilimizi, 14 milyon nüfusu etkileyen deprem. O dönemki hesaplarımızla 104 milyar dolarlık ek bir maliyet getirdi. 2023 ve 2024'te 2,5 trilyon Türk Lirası deprem için ödenek tahsis ettik. Bu en gelişmiş ekonomileri zorlayacak bir miktardır. Buna rağmen bütçe açığımızı geçen yıl milli geliri oranla yüzde 5,2'de tutmayı başardık. Bu yıl başlangıçta 6,4 demiştik ama gelinen noktada yüzde 4,9 gibi bir rakamla kapatacağımızı düşünüyoruz. Geçen yılki 5,2 açığın 3,6'sı deprem harcaması. Depremi çıkardığınız zaman geçen yılın bütçe açığı milli gelire oranı yüzde 1,6. Bunun olumlu tarafı ise şudur ki deprem harcamaları geçici harcamalardır. Büyük oranda yatırım niteliğindedir. Dolayısıyla yapısal bir bozulma oluşturmaz, dönemsel etki yapar. Bir süre sonra deprem harcamalarının bütçemizden çıkacağını göreceğiz. Önümüzdeki yıl deprem etkisi bütçemizde yarı yarıya düşecek. Bütçemiz çok daha rahatlayacak. Gelecek yıl 3 civarında bütçe açığı öngörüyoruz. Denizli'nin ihracatıyla, yatırımıyla, istihdamıyla, üretimiyle bu perspektife güçlü destek veren illerden bir tanesi olduğunu biliyoruz” ifadelerini kullandı.
Denizli'de merkezi bütçe ile devam eden yatırımlar anlatıldı
Denizli'de sağlık, ulaşım ve hizmet sektörleri gibi diğer alanlarda merkezi bütçe ile devam eden yatırımlardan bahseden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Denizli'de sağlık sektöründe önemli yatırımlar yürütüyoruz. Bin yataklı Denizli Şehir Hastanesi, 425 yataklı iki adet 2. basamak sağlık tesisi, 16 adet 1. basamak sağlık tesisi, Diş Hekimliği Fakültesi Uygulama Hastanesi projesi gibi önemli projelerimiz var. Şu anda Gölhisar-Acıpayam ovası sulaması ikinci kısım işi programımızda ve bu yıl itibarıyla tamamlanacak. 795 milyon liralık bir proje, 2 bin 881 hektar alanı sulayacak. 333 milyon lira maliyetli Buldan sulaması 2. kısım işini ise yüzde 80 tamamlamış bulunmaktayız. Çok önemli projeler hayata geçirildi. Ulaştırmada önemli projelerimiz devam ediyor. Toplamda 1,4 milyar liralık proje olan Muğla-Kale-Tavas yoluna bu yıl 660,3 milyon TL ödenek ayırmışız. Proje tutarı 4,9 milyar lira olan BSK Tek Tüp Karayolu Tüneli projemize 325 milyon lira ödenek ayırmışız. Salihli-Alaşehir-Buldan yolu için yıllık 70 milyon lira, Nazilli-Horsumlu-Karacasu-Tavas yolu için 60 milyon lira, Çivril-Işıklı için 60 milyon lira, Acıpayam-Antalya ayrımı için 30 milyon lira bütçe ayırmışız” dedi.
Bütçe dışından kamu-özel iş birliği modeliyle sürdürülen iki önemli projeye dikkat çekmek istediğini dile getiren Cevdet Yılmaz, “Bütçe dışında kamu-özel iş birliği modeliyle yürüttüğümüz projeler var. Pamukkale Dijital Deneyim Müzesi uygulama projesi ilgili Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanmış olup, uygulama çalışmaları devam ediyor. Denizli-Aydın Otoyolu projesi var. Bu projenin tutarı 1,9 milyar dolar. Büyük oranda tamamlandı, bir takım iyileştirme çalışmaları sürüyor. Muazzam bir zaman tasarrufu sunan bir proje” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın başkanlığında gerçekleşen iş dünyası buluşmasına Denizli Valisi Ömer Faruk Coşkun, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekci, Çameli Belediye Başkanı Cengiz Arslan, Babadağ Belediye Başkanı Murat Kumral, Denizli Ticaret Odası Başkanı Uğur Erdoğan, Denizli Sanayi Odası Başkanı Selim Kasapoğlu, Denizli İhracatçılar Birliği Başkanı Hüseyin Memişoğlu, Denizli Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Mehmet Ali Erbeği, AK Parti İl Başkanı Yücel Güngör, il protokolü ve iş dünyası temsilcileri katıldı.
Arun Acumsal