7’den 70’e madde bağımlılığı artıyor

ONURHAN ALPAGUT-ÖZEL HABER

Bağımlılık yapan madde kullanımı gün geçtikçe gençler arasında yaygınlaşıyor. Son olarak şahit olduğumuz görüntüler bir kez daha uyuşturucu gerçeğini gözler önüne serdi. Karşıyaka, Konak, Alsancak, Buca gibi ilçelerinde sıklıkla yolun kenarında baygın bir şekilde yatan genç görmeniz artık olağan bir hal aldı. Son olarak Karşıyaka ve Buca’da madde kullandıktan sonra yarı baygın bir şekilde sokaklarda gördüğümüz insanlar gerekli önlemlerin alınmasını bir kez daha gündeme getirdi. Uyuşturucu kullananlar ayakta durmakta güçlük çekiyor, kendi kendine bağırıp konuşuyor. Belli bir aşamadan sonra ise hal kalmayıp bir köşeye uzanıp kalıyor. Yayınlanan son Birleşmiş Milletler raporuna göre ise dünyada 29 milyon bağımlı varken, Türkiye genelinde de madde kullanım oranı 2011’den bu yana 17 kat artmış durumda. Kullanım yaşı 10’a kadar düştü. Okulların açılmasını fırsat bilen halk arasında “torbacı” olarak nitelendiren kişi sayısı da oldukça arttı. Çocukların bu tür kişilerle karşılaşma riskinin de bir hayli yükseldiğine dikkat çeken Psikiyatrist Dr. Ali Gök, aileleri çocuklarını takip etmeleri konusunda uyardı.

Madde bağımlığını içinde yaşadığımız zamanın insanlık açısından en büyük sosyal, ekonomik ve sağlık sorunu olarak nitelendiren Gök, “Bağımlılık öğrenilen ve bulaştırılan bir durumdur. Ergenlerde kişilik gelişimi 12-22 yaşlar arasında oturur. Çevrenin ve geleneklerin baskısına tepki verme, bağımsız olduğunu gösterme isteği, bazı uyuşturucu maddelerin yaratıcılık verdiği, öğrenmeyi kolaylaştırdığı hakkındaki yalan yanlış inanışlar, sosyal ilişki aracı olarak kullanma düşüncesi, ruhsal inhibisyondan ya da pısırıklıktan kurtulmak için bu maddeleri alma isteğinin olması veya eğer ergen sevgiden yoksun ve kontrolden uzaksa, ailede sorunlar yaşıyorsa var olduğunu hissetmek adına bazı gruplara katılma ihtiyacı hissedecektir. Yanlış arkadaşlıklar ve özellikle bu arkadaş grupları alkol ve madde kullanan gruplarsa, bu sonun başlangıcıdır. Maalesef kabul etmeliyiz günümüz dünyasında alkol ve madde kullanımı en önemli sosyal, ekonomik, sağlık ve psikolojik sorun haline gelmiştir” dedi.

SONUÇLARI ÖLÜMCÜL

Madde kullanımının özellikle gençler açısından ciddi sorunlar meydana getirebileceğinin altını çizen Gök, “Madde kullanımı sonucu gençler kendilerini yanlış zamanda ve yanlış yerlerde bulunurlar. Okulda başarısızlık, suça eğilim, ekonomik çöküş gibi sosyal sorunlar, bağışıklık sisteminin zayıflaması, karaciğer ve kalbin zarar görmesi, AIDS hepatit gibi bulaşıcı hastalıklar, kemik ve fiziksel gelişimin aksaması, beyinin hasar görmesi, depresyon, uyku sorunları gibi bedensel ve ruhsal hastalıklar ortaya çıkar. Alkollü araç kullanma sonucu kazalar, yaralanmalar, yasa dışı madde kullanımı ve satışı gibi adli sorunlar çok sık yaşanır. Kişi madde kullanmaya ne kadar erken başlarsa bağımlı olması o kadar kolay ve hızlı olur. 15 yaşın altında madde kullanmaya başlayan çocuklar, 20 yaşlarından sonra başlayanlara göre beş kat daha fazla bağımlılık riski taşırlar” diye konuştu.

İLETİŞİM ÖNEMLİ

Ailenin, çocuğunun madde bağımlısı olduğunu öğrendiği takdirde durumu kabul etmediğini ancak bunun aksine sakin davranmak gerektiğini bildiren Gök, “Burada yapılması gereken şey düşünmek ve ne yapılacağına karar vermektir. Genç maddenin etkisi altındayken tartışmadan sakınmak gerekir. Çünkü maddenin etkisi altındayken iletişim sorunu ortaya çıkar. Sağlıklı bir sonuç almak mümkün değildir. Madde kullanımı ne kadar erken tespit edilir, bu sorunla ne kadar erken yüz yüze gelinirse, kişiye o kadar çok yardım edilir. Sorunu birebir konuşmaktan çekinilmemeli. Konuşmaktan çekinmek, sorunu çözmeyi değil ertelemeyi ötelemeyi getirir. Madde kullananı anlamak zor ama dinlenilmeli. Anne ve baba destek ve yardım etmek istediklerini belirtmeli, baskı uygulamamalı. Karşılıklı konuşmak ve birbirini dinlemek çok önemli. Ebeveynler ne olursa olsun her zaman onun yanında olacaklarını belirtmeliler. Maddenin kendisinden götürecekleri iyice anlatılmalıdır. Soruna mutlaka birlikte bir çözüm bulunacağı belirtilmelidir” dedi.

BIRAKILABİLİR

Sözlerini şu şekilde sürdüren Gök, “Bağımlının yapması gereken, tüm yaşamını, yaşam şeklini, çevre ve arkadaş gruplarını değiştirmesi gerekir. Kendi istemediği sürece, kimse bağımlı kişiye madde kullanımını bıraktıramaz. O kendi sorumluluğunu almadığı müddetçe, başkalarının onun sorumluluğunu onun yerine üstlenmesi çözüm yaratmaz. Kendi başına ve kendi isteği ile bırakması, bırakmak istemesi, tekrar başlamasını da engelleyecektir.”

EVE GEÇ GELEN ÇOCUĞA DİKKAT

Son olarak okulların açılması ile birlikte ebeveynleri çocuklarını takip etmesi hususunda uyaran Gök, “Çocuklarını takip etmeliler. Arkadaş çevrelerine dikkat etmeli, nereye gittiklerini bilmelidirler. Eve geç gelen çocuklar veya dışarıda geç vakitte bulunan çocuklar bu tür bağımlılık yapıcı maddeler ile karşılaşmaları yüksek ihtimaldir” dedi.

Haber Merkezi