Başkan Zengin güven tazeledi

NİHAT AK

Genel Kurul’da konuşan Başkan Zengin, Türk Sağlık-Sen’in her zaman cesur ve yürekli olduğunu, kararlarının daima doğrudan ve ülkeden yana olduğunu dile getirdi. Çalışanlara her zaman yaptığı çağrıyı tekrarlayan Zengin, “Çalışanlar ne şart olursa olsun gelecekleri için Türk Sağlık-Sen’i seçsin. Bunu dile getiriyoruz. Çünkü çalışanın gerçek anlamda temsilcisi biziz” diye konuştu.

GURUR KAYNAĞIMIZ

“Türkiye sevdamız ekmek için kavgamız diye çıktığımız yolda kurulduğumuz günden bugüne geçen çeyrek asırda başımızın hep dik olması bizim en önemli gurur kaynağımızdır. Ülkemizin son birkaç yılda yaşadığı derin bunalımlar, parçalanması için yapılanlar ve ihanet zincirine halka olanlara baktığımızda milli sivil toplum örgütlerinin Türkiye için vazgeçilmezliği daha iyi anlaşılmaktadır. Bunları düşündüğümüzde şükürler olsun ki Türkiye Kamu-Sen’liyiz, Türk Sağlık-Sen’liyiz diyoruz. 28 Şubat’tan 15 Temmuz’a, çözüm sürecinden toplu sözleşmelerde yaşananlara kadar duruşumuz her zaman hep aynı, inancımız tam tavrımız cesur ve yüreklice, kararımız ise hep doğrudan ve ülkemizden yana olmuştur” diyerek konuşmasına başlayan Başkan Yasemin Zengin, sağlık çalışanlarının gerçek temsilcisinin Türk Sağlık-Sen olduğunu vurguladı.

SAĞLIK ALANINDA SORUNLAR

Sağlık alanındaki sorunlara da dikkat çeken Zengin, “Gerek eğitim, öğretim ve akademik, gerekse üçüncü basamak sağlık hizmeti sunumu açısından son derece önemli olan üniversite hastaneleri ve kurum çalışanları da ne yazık ki son yıllarda birçok sorun ile baş başa bırakılmış, uygun mevzuat ve düzenlemelerin yapılmaması, çalışanların sorunlarına çözüm bulunmaması sonucu çalışma ortamı olarak tercih edilen kurumlar olmaktan uzaklaşmıştır. Akademik ve idari personeller olarak iki ana kategoride hizmet sunumu gerçekleştiren kurumların, iki sınıf personel açısından da çözülmesi gereken birçok sorunu mevcuttur. Son dönemlerde ülkemizde uygulanan sağlık politikaları ne yazık ki üniversite hastanelerinin sorunları açısından çözümcül olmamış, tam tersine çalışma iş barışını bozmuş, meslek grupları arasında uçuruma varan ücret adaletsizliği, mali özlük ve sosyal haklardaki gerileme, yoğun iş yükü altında ezilen çalışanları üniversite hastanelerinden kaçışa sevk etmiştir. Mevzuat farklılığının getirdiği durum nedeniyle aynı işi yapan, lakin kurumlarda farklı düzenlemelere tabi olan çalışanlar arasındaki eşitlik ve adalet ilkesi de yok olmuştur” dedi.