Bu nasıl bir dram?

Eşlerinden boşandıktan sonra çocuklarını ayda iki kez ya da haftada bir kez görme hakkı olan babalar, mahkemede verilen karar uygulanmayınca çocuklarını icra yolu ile haczederek görüyor


  • Oluşturulma Tarihi : 22.12.2016 08:40
  • Güncelleme Tarihi : 22.12.2016 08:40
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Bu nasıl bir dram?

EMİNE YALÇIN - ÖZEL HABER

Boşanma davalarından sonra çocuklarının velayeti eski eşlerine verilen babaların çoğu, mahkemelerin verdiği ‘görüş günü’ kararına bağlı kalamıyor. Mahkemeden çıkan kararla çocuklarını görmek isteyen babalar, mahkemenin verdiği süre zarfını gözeterek eski eşlerinin çocuklarını göstermemesi nedeniyle mağdur oluyor.

Uzun yıllar çocuklarını haczederek gören babalar, diğer mağdur babalara maddi ve manevi destek vermek amacıyla Babasız Bırakılan Çocuklar, Çocuksuz Babalar Derneği’ni kurdu. Babasız Bırakılan Çocuklar, Çocuksuz Babalar Derneği Başkanı İbrahim Aksoy, çocuklarını doğrudan göremediğini ileri sürerek, bu sebeple çocuklarının velayetini almak için mücadele etmeye devam edeceğini söyledi. Aksoy, zaman içerisinde tek olmadığını kendisi gibi daha birçok babanın aynı durumda olduğunu fark ettiğini belirterek, daha başka babalara faydalı olabilmek için birlikte dernek kurma kararı aldıklarını ifade etti.

“ÇOCUKLARIMDAN VAZGEÇMİYORUM”

Babasız Bırakılan Çocuklar, Çocuksuz Babalar Derneği Başkanı İbrahim Aksoy, kendisinin de mağdur babalardan olduğunu ifade ederek, 2009 yılında eski eşinin açmış olduğu boşanma davası ile birlikte hayatının zindana döndüğünü iddia etti. Aksoy, “Eski eşimin açmış olduğu boşanma davasına kadar mahkeme nedir bilmezdim. Boşanma davası açıldıktan sonra mahkemelerden ve karakollardan çıkamaz oldum. İftiralar atıldı uzaklaştırma kararı verildi. Yaşadıklarımdan dolayı depresyona girdim. Tedavi oldum. Tekrar mücadele etmeye başladım. Hiçbir zaman çocuklarımdan vazgeçmedim” dedi.

“ÇOCUKLARIMIZI DOĞRUDAN GÖRME HAKKIMIZ VAR”

Çocukların velayetini annesine veren hakimi defalarca Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna (HSYK) şikayet ettiğini ileri süren Aksoy, Türkiye’de kabul edilen İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ve Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin uygulanmadığını iddia etti. Yasalarda anne ve babanın çocuğunu doğrudan görme hakkının olduğunu anlatan Aksoy, “Ben çocuğumu maalesef doğrudan göremiyorum. Çocuklarımı görebilmek için ve çocuklarıma kaliteli vakit ayırabilmek için 7 yıldır ayda 2 kere iş yerinden izin almak durumunda kalıyorum” diye konuştu.

“ÇOCUKLARIMIZ GÖRMEZDEN GELDİĞİMİZ GELECEĞİMİZ”

Aksoy, Berkay ve Kaan isimli 2 erkek çocuğunu halen ayda 2 defa icra yolu ile almaya devam ettiğine dikkat çekerek, çocuklarını yanına alabilmek için sonuna kadar uğraş vereceğine vurgu yaptı. Evli iken çocukları ile tamamen kendisinin ilgilendiğini anlatan Aksoy, “Annesi çalışıyor. Çocuklarımla ilgilenmiyor. Çocuklarım evde kendi başına kalarak vakit geçiriyor. Ben çocuklarıma faydalı olmak istiyorum. Ayrıca çocuğu icra yolu ile almak çocuğa psikolojik şiddet oluyor. Çocuğa istismar oluyor. Aynı şekilde babaya da psikolojik şiddet oluyor. Bu noktada benim ne istediğimin de bir önemi yok. Önemli olan çocuklarımız. Çocuklarımızın geleceği için en iyisini düşünmek zorundayız. Biz çocuklarımızı ne kadar iyi yetiştirirsek geleceğe o kadar sağlıklı ve iyi bireyler yetiştirmiş oluruz. Bugün benim çocuklarım sağlıklı bir ortamda yetişmezse ilerde sağlıklı ortamda büyüyen çocuklara kötü örnek olur. O zaman benim olan sorun ilerde başkalarının sorunu olacak. Bu yüzden herkesi duyarlı olmaya davet ediyorum. Çünkü çocuklarımız görmezden geldiğimiz geleceğimizdir” şeklinde konuştu.

“ÇOCUĞUMU SAĞLIKLI ORTAMDA BÜYÜTMEK İSTİYORUM”

Babasız Bırakılan Çocuklar, Çocuksuz Babalar Derneği üyesi Mehmet Selçuk Dinç ise 2 evlilik yaptığını ilk eşinden 2002 senesinde resmi olarak boşandığını ve 19 yaşında bir oğlu olduğunu belirterek, maddi ve manevi çocuğunun yanında olduğunu ifade etti. İkinci evliliğinden ise 7 yaşında bir oğlu olduğunu ancak icra kararı yolu ile çocuğunu görebildiğini anlatan Dinç, oğlunun velayetini alarak sağlıklı bir şekilde büyütmek istediğini söyledi. Dinç, “İkinci eşimin de ilk evliliğinden bir çocuğu vardı. Çocuğu bizimle birlikte kalıyordu. Velayeti annesinde yani benim ikinci eşimdeydi. Babası velayetini almak isteyince biz evlenmeye karar verdik. Mahkeme sürecinde ikinci eşim hakkında bazı iddialar ortaya atıldı. İlk başlarda hiç aldırış etmememe rağmen sonrasında doğru olduğunu öğrendim. Atılan o iddialardan ötürü ikinci eşim sürekli intihar edip yoğun bakıma alınıyordu. O süreçte kendisinin hep yanındaydım. Sürekli destek oldum. Hakim ikinci eşimin çocuğunun velayetini bize vereceği dönemde ikinci eşim çocuğun velayetini babasına verdi” ifadelerini kullandı.

“ANNE ŞEFKATİNDEN MAHRUM KALDI”

İkinci eşinin 8 aylık hamile olması sebebi ile resmi olarak ayrıldıktan bir süre sonra daha beraber yaşadıklarını anlatan Dinç, doğumdan belli bir süre sonra ikinci eşinin evden kaçarak belli bir süre eve gelmediğini iddia etti. Dinç, “Benim çocuğumun anne sütüne ihtiyacı olduğu dönemlerde ikinci eşim ortalarda yoktu. Evden kaçıp gittiği zamanlarda çocuğuma annem baktı. Ama çocuğum anne şefkatinden mahrum kaldı” dedi.

ÇOCUĞUMUN HAYATINDAN ENDİŞE EDİYORUM

Dinç, ikinci eşinin, çocukları için velayet davası açtığını kendisinin de savunma hazırladığını anlatarak, çocuklarının geçici velayetinin ikinci eşinde olduğunu söyledi. Dinç, sözlerini şu şekilde bitirdi: “İkinci eşim biz ayrıldıktan sonra yine başkasıyla evlendi. Evlendiği adam çocuğuma iyi örnek olacak bir adam değil. Çocuğum uygunsuz bir ortamda büyüyor. Polis memurları ve icra memurları çocuğumun büyüdüğü ortamı görünce, çocuğumu o evden almam gerektiğini söyledi. İkinci eşim zaten beni sürekli tehdit ediyor. Benim şu an can güvenliğim yok. Çocuğum şu an baskı altında istismar ediliyor. Çocuğum bana karşı kışkırtılıyor. Çocuğumu benden uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Çocuğumun hayatından da endişe ediyorum.”

Haber Merkezi