- Gündem
- 02.09.2025 22:49
Türkiye ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yüzde 4,8 ile beklentilerin üzerinde büyüme kaydederken iş dünyası temsilcilerinden yıl sonu büyüme verileri için de olumlu mesajlar geldi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), yılın ikinci çeyreğine (nisan-haziran dönemi) ilişkin gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) sonuçlarını açıkladı.Türkiye ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yüzde 4,8 ile beklentilerin üzerinde büyüdüBuna göre, GSYH 2025 yılı ikinci çeyrek ilk tahmini zincirlenmiş hacim endeksi olarak geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 4,8 arttı. Böylece Türkiye ekonomisi büyüme trendini 20 çeyreğe taşımış oldu.
Üretim yöntemine göre cari fiyatlarla GSYH, geçen yılın aynı çeyreğine kıyasla yüzde 43,7 artarak 14 trilyon 578 milyar 556 milyon liraya çıktı. GSYH'nin ikinci çeyrek değeri, cari fiyatlarla dolar bazında 377 milyar 622 milyon olarak gerçekleşti.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç ikinci çeyrekte inşaatın yanı sıra sanayi sektöründeki yüzde 6,1’lik ve yatırımlardaki 8,8’lik büyümeyi gelecek çeyrekler için olumlu işaretler olarak gördüklerini belirterek, "İhracatçı KOBİ’lere ve istihdam deposu sanayi sektörlerine yönelik selektif kredi stratejisi ile ekonomide 20 çeyrektir süren büyüme trendini daha da güçlendirmeliyiz." dedi.
İkinci çeyrekteki yüzde 4,8’lik büyümenin özellikle savunma sanayisi öncülüğünde gerçekleştiğini vurgulayan Avdagiç, "Büyümenin sürdürülebilir bir patikada ilerlemesi için savunma sanayimizdeki bu önemli başarının, istihdam deposu diğer sanayi sektörlerimize de yansıması beklentisi ve inancındayız." ifadelerini kullandı.
Mal ve hizmet ihracatında 2025 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 1,7 artış olduğunu dile getiren Avdagiç, "İthalat tarafında yüzde 8,8 gibi ihracatın çok üstünde bir artış gerçekleşti. Dış ticarette ihracat rakamlarıyla beraber ithalat rakamlarına da bakmamız gerekiyor. Önümüzdeki dönemlerde ihracatın büyümeye katkısının, ekonomideki genel büyüme yüzdesi ile uyumlu olmasını bekliyoruz. Sanayi, yatırım ve ihracat, hedeflediğimiz ekonomik gelişimin sac ayaklarıdır. Türkiye yeni büyüme hikayesi bu sac ayakları üzerine kurulmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Enflasyondaki gerilemeye paralel olarak TCMB’nin faiz indirim döngüsüne devam etmesinin önemli olduğunu vurgulayan Avdagiç, iş dünyası olarak özellikle üreticileri ve KOBİ'leri destekleyen, tüketici talebini ise makul düzeyde tutacak selektif bir kredi stratejisi uygulanmasını önerdiklerini belirtti.
Avdagiç, sanayideki büyümenin tüm sektörlere yayılabilmesi için, KOBİ’lere yönelik kredi kanallarının genişlemesi ve kur-enflasyon korelasyonunun korunmasının büyük önem arz ettiğini söyledi.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak da beklentilerin üzerindeki büyümenin sevindirici olduğunu ve sanayideki gelişimin tüm alt sektörlere yayılmasının önemli olduğunu kaydetti.
Zorlu küresel koşullara rağmen büyümenin iş dünyası açısından memnuniyet verici olduğunun altını çizen Olpak, "Yılın ilk çeyreğinde özellikle sanayi sektörüne dikkati çekmiştik. Son dönemlerde negatif büyüyen sanayi sektörünün ikinci çeyrekte yüzde 6,1 oranıyla pozitife dönmesi iş dünyamız açısından oldukça değerli." dedi.
Olpak, büyümenin detaylarına ilişkin yaptığı değerlendirmede ise sanayi sektöründeki pozitif gelişmeyle birlikte, özellikle emek yoğun sektörlerdeki iş gücü kaybının ve finansmana erişim sorunlarının devam ettiğini belirterek, "Beklenen faiz indirimlerinin ve diğer destekleyici adımların tüm sanayi sektörünü ve genel anlamda ekonomimizi olumlu etkilemesini bekliyor ve ümit ediyoruz." ifadelerini kullandı.
"İhracatımız yüzde 1,7 artarken ithalatımızın yüzde 8,8 artması dikkatle izlenmesi gereken bir nokta. Toplam ithalat içindeki tüketim harcamaları ithalatı ise dikkat çekici. Yatırımların yüzde 8,8 artması da önemli bir veri. Sadece inşaat değil, gelecek dönem büyümesi için önem arz eden makine ve teçhizat yatırımlarının artması da önemli. İç talep de yüzde 5,1 artarak büyümenin ana sürükleyicilerinden olsa da daha makul seviyelerde. Yılın ilk yarısında yüzde 3,6 büyüyen ülkemizin, yılın geri kalan döneminde olumlu gelişmelerle 2025’i daha yüksek bir büyüme ile kapatmasını bekliyoruz. Yakında açıklanacak OVP’nin, sanayide katma değeri yüksek alanlara odaklı, ihracatı daha fazla destekleyen, kapsayıcı ve sürdürülebilir büyüme için gerekli yatırım ortamını daha da iyileştirmesini bekliyoruz.”
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Burhan Özdemir, verilerin, Türkiye ekonomisinin yaşanan küresel belirsizlikler karşısındaki direncini ve dinamizminin güçlü olduğunu yansıttığını belirtti.
Özdemir, söz konusu dönemde tarım sektöründe yaşanan yüzde 3,5'lik daralmaya vurgu yaparak, "Gıda güvenliği ve kırsal kalkınma açısından çok önemli olan tarım sektörü önümüzdeki dönemde odaklanılması gereken önemli alandır." dedi.
İş gücü ödemelerinin yüzde 42 artmasının olumlu olduğuna dikkati çeken Özdemir şu değerlendirmelerde bulundu:
"İş gücü ödemelerinin cari fiyatlarla gayrisafi katma değer içerisindeki payı geçen yılın ikinci çeyreğinde yüzde 38,8 iken, bu oran bu dönemde yüzde 38,4 oldu. Söz konusu gerileme dikkatle izlenmelidir. Büyümenin toplumsal tabana yayılması adına emeğin verimlilikle birlikte daha adil paylaşılması önümüzdeki dönemin öncelikli hedeflerinden olmalıdır. 2024 yılına ilişkin yıllık verilerde kişi başına düşen gelirin 15 bin 325 dolara yükselmiş olması, ülkemizin orta gelir tuzağını aşma yolunda güçlü bir ivme yakaladığını göstermektedir. Bu eşik, doğru politikalar ve üretim kapasitemizin artışıyla birlikte çok daha ileri seviyelere taşınabilecektir."
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe de büyümenin bileşenlerinde iç talebin belirleyici rolünün öne çıktığını belirterek, "Hane halkı harcamaları büyümeye 3,4 puan, yatırımlar 2,2 puan, stoklardaki değişimler ise 1,2 puan katkı yaptı. Buna karşılık, net ihracat büyümeyi 1,4 puan, kamu harcamaları da 0,6 puan aşağı çekti." dedi.
Kaynak : HABER MERKEZİ