- Gündem
- 10.06.2025 10:46
Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi 2. Başkanı Banu Erdal, mera ve çayır alanların JES’lere açılmasına tepki göstererek “Bu şekilde ithalata bağımlı hale getiriliyoruz” dedi
NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
Mera Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına dair yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Mera Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle jeotermal kaynaklı teknolojik seralar için mera, yaylak ve kışlaklar tahsis amacı dışında kullanılabilecek. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2001 yılında Türkiye’deki mera alanı 14 milyon 616 bin 687 hektarken 2019 yılında bu rakam 11 milyon 696 bin 494 hektara geriledi. Jeotermal santrallerin (JES) kuşatması olan Ege Bölgesi’nde, 2001 yılından 2019 yılına kadar mera alanlarının oranı yüzde 66 düştü. En çok jeotermal santralin olduğu Aydın’da ise Tarım ve Orman Bakanlığı Aydın İl Müdürlüğünün verilerine göre; mera arazisi 2014 yılında 47 bin 78 hektar iken 2018 yılı için bu rakam 23 bin 872 hektara kadar düştü. Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi 2. Başkanı Banu Erdal, konuyla ilgili gazetemize değerlendirmelerde bulundu.
BUĞDAY DA BİLE SIKINTI YAŞARIZ!
Jeolojik santrallerinin yanlış kurulumu sonucu yaşanan ve yaşanabilecek olası sorunları sırlayan Erdal şunları söyledi: “Mera alanlarında hayvancılık dışında faaliyetlerin yürütülmesi istisna niteliğindedir. Ülkemizde hayvancılık sektörü sorunlar yaşamakta ve mera alanlarından yeterli fayda sağlanamamaktadır. Sadece otlak alanı olarak düşünülmemeli ekolojikdenge ve yaban hayatı için önemi de unutulmamalıdır. Özellikle Kovid-19 süreci bize ithalata dayalı politikaların yanlışlığını kendine yeten bir ülke olmanın önemini bir kez daha gösterdi. Kışın yaşanacak ikinci bir dalgada eğer başta Rusya olmak üzere ihracatı durdurursa buğdayda bile sıkıntı yaşamamız kaçınılmaz olacaktır. Sanayileşme, kentleşme, ticari alanlar mantığıyla yanlış yerlere yapılan yatırımlar hem mera alanlarımızı hem tarım alanlarımızı ciddi anlamda tehdit ediyor. Kaba yem ihtiyacının ve hayvancılığın girdi maliyetleri arttı. Mera alanlarının korunması ve buğdayda yaşanan alan kaybının da engellenmesi zorunlu bir hal almıştır.”
İSTİNAİ DURUM DELİNMİŞ OLUYOR!
Meraların özel alanlar olduğunun altını çizen Erdal, yönetmelikle bu özel alanların risk altına girdiğini vurguladı. Erdal, “Burada sıkıntı olan şu, mera alanları zaten özel dokunulamayan korunan alanlar, dolayısıyla bu alanlara müdahale etmek istisna gerektiriyor. Bu yönetmelikle bu istisnai durum jeotermal için delinmiş ve sonuçta şirketlere ‘Siz burada jeotermal için tesis kurabilirsiniz’ denilmiş oldu. Buradaki sıkıntı iki boyutlu. ZMO olarak daha önce açıkladığımız, “Birincisi mera alanlarımız 1970-2017 döneminde 21 milyon 698 bin hektar iken yaklaşık olarak yarı yarıya azalarak 10 milyon 984 bin hektara geriledi. Türkiye bu dönemde 10 milyon 713 bin hektar mera alanını kaybetti.” TÜİK 2019 verilerine göre ise; Türkiye’de 14.6 milyon hektar (ha) çayır, mera arazisi bulunmaktadır ve bu oran ülke alanının yaklaşık yüzde 18.7’lik bir kısmını kapsamaktadır. Oysa Meralarımız 1940’lı yıllarda 44,2 milyon hektar. Yani yarı yarıya zaten biz yıllar içinde kaybetmişiz. Neden kaybettiğimizin sebepleri ise üretimden vazgeçmemiz, insanların köyleri terk etmesi şeklinde sıralayabiliriz. Kısacası meralarımız maalesef korunamamış” ifadelerine yer verdi.
İTHALATA MECBUR BIRAKILIYORUZ!
Çayır ve meraların ciddi oranda azaldığına dikkat çeken Erdal, JES’lerin hayvancılık sektörü için çok büyük bir engel teşkil edeceğini belirtti. Erdal, “Bizim şu an hayvancılık sektöründe hayvan yemine, sağlıklı, güvenli gıdaya ihtiyacımız var. Covid-19 sürecinde de bunun üzerinde durduk. Yemleri, güvenli gıdayı elde edeceğimiz mera ve çayırları yok edip, hayvanlarımızı kaba yeme ithalat edilen samana mecbur bırakılıyoruz. Bu anlamda biz ithalata karşıyız. Kendi kendine yetebilen bir ülke olmamız gerekirken, çayır-mera alanlarımızı jeotermale açıyoruz. Dolayısıyla bu karara sonuna kadar karşı olduğumuzu belirtmek istiyorum” ifadelerini kullandı.
ÇOK İNCE BİR ÇİZGİ VAR
Yıllar içinde çayır ve meraların ciddi şekilde azaldığını belirten Erdal, “Zaten çayır ve meralarımızı yıllar içinde yarı yarıya kaybetmişiz. Kala kala 14 milyon hektar alanımız kalmış. Artık bunu da jeotermale açmak yapılabilecek en büyük yanlıştır. Kendine yetebilen bir ülke olmamız için, hayvancılığımızın gelişmesi için çaba harcarken bu şekilde hayvancılığın önünü de kesmiş oluyoruz. Üreticinin önüne bir başka engel çıkartıyoruz. Aydın’da insanlar tarımı, hayvancılığı geçti kendi sağlığından korkuyorlar artık. Biz bu alanlar korunsun diye çabalarken istisna getiriliyor ve getirilen istisna da JES. Mera ve çayırlarımız şirketlere teslim ediliyor. Sıkıntımız bu anlamda büyük” değerlendirmesinde bulundu.