- Gündem
- 08.06.2025 13:54
Yıllar geçiyor çiftçiler için ‘ekim’ ayları değişmiyor. Dr. Hakan Çakıcı’ya göre artan girdi maliyetleri çiftçinin kafasını karıştırıyor, çiftçi kuru tarım arazilerinde üretim yapamıyor, tarlalar boş kalıyor
NURETTİN BAKİ - ÖZEL HABER
Kış mevsiminin habercisi ekim ayı, çiftçi için de ürünlerini ekme zamanı. Ancak çiftçi tarlaya inmeye hazırlanırken artan maliyetler çiftçinin kafasını karıştırıyor, hesap-kitap yapmasını engelliyor. Tam da bu noktada tarım alanında ortaya çıkardığı haberlerle ses getiren Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım da sosyal medya hesabında “Ekim zamanı geldi, çiftçinin en çok mazot kullanacağı dönemde mazota her gün zam var. Mazota 3 günde 4,50 lira zam daha geldi. Gübreye, tohuma da mutlaka zam yapılır. Çiftçi yine pahalıya ekecek, tüketici pahalıya yiyecek” ifadelerini kullandı. Biz de konuyu TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hakan Çakıcı’ya götürdük ve artan girdi maliyetleriyle birlikte çiftçinin nasıl bir ekim yapacağı ya da yapabilecek mi? Diye sorduk. Dr. Çakıcı da “Maliyetler sürekli değişiyor, çiftçi önünü göremiyor. Tarlaya inip inmemek konusunda kararsız. Hatta ekonomik değeri olmayan ancak maliyeti sürekli artan kuru tarım arazilerindeki üretimden de vazgeçiyor” dedi.
ÇİFTÇİ İÇİN EKİM’LER DEĞİŞMİYOR
Yıllar geçse de çiftçiler için ekim ayının değişmediğine işaret eden Dr. Çakıcı: “Yine ekim ayı geldi ve değişen bir şey yok. Çünkü maalesef geçen sene ekim ayında yaşadıklarımız 2022’nin ekiminde de aynen yaşanıyor. Çiftçiyi destekleyecek, ekime yönlendirecek bir açıklama, bir eylem yok. Bütün dünyada yaşanan bir enerji krizi var, biz de ülke olarak bu krizden etkileniyoruz. Ayrıca döviz ile ilgili sıkıntılarımız olduğu için bu çiftçinin üzerine girdi maliyeti olarak yansıyor. Çiftçi şu anda toprağını hazırlama aşamasında. Toprağı sürecek, sabanını, gübresini atacak. Toprağını işlemek için de traktörünü kullanacak. Bütün bunlar artı maliyet olarak çiftçinin üzerine binecek. Bunun yanında çiftçi maliyetlerinin ne olacağını şu anda kestiremiyor, önünü göremiyor. Günün sonunda maliyetin ne olacağını bilmiyor. Bunu hesaplamak teknik olarak zor. Mesela bir buğdayın maliyetinin hasada kadar ne olacağını öngörmemiz ve bir maliyet hesabı yapmamız mümkün değil” ifadelerine yer verdi.
DESTEKLER YETERLİ DEĞİL!
Çiftçiye verilen desteklerin yetersizliğine dikkat çeken Dr. Çakıcı, “Biz temel girdilerin üretimin başlangıcında çiftçiye sübvanse edilerek, bu şekilde bir destek verilmesini istiyoruz. Yani bir sene sonra prim olarak ödenen desteklerin yeterli olmadığını düşünüyoruz. Bütün üretim kollarında olduğu gibi tarımda da bir kar-zarar hesabı yapıyorsunuz ve ona göre tarlanızı ekeceksiniz ama çiftçi böyle bir öngörüde bulunarak işe başlamıyor. Burada çiftçi çoğunlukla mağdur oluyor. Çünkü tüketiciye giden ürünün fiyatını baskılamak için fiyatlar genelde düşük tutuluyor” dedi.
ÇİFTÇİ KURU ÜRETİMDEN VAZGEÇİYOR
Artan maliyetlerle çiftçinin baş edemediğini dile getiren Dr. Çakıcı, çiftçilerin özellikle kuru arazilerde üretim yapmaktan vazgeçmeye başladığını söyledi. Dr. Çakıcı, “Çiftçi tarımı babadan gördüğü için devam ettiriyor ama çoğu ekonomik olmayan yerde de tarlasını boşta bırakabiliyor. 3-4 milyon hektar çoğunlukla sulanmayan buğday, arpa gibi ürünlerin ekildiği tarım alanları var. Çiftçi buraları ekmiyor. Çünkü buralarda ekim artık ekonomik olmuyor. Yani çiftçi kuru alanı da sulu alanı da traktörle sürüyor. Mazot maliyeti aynı oluyor ama kuru tarım arazisinden 200 kg buğday alıyor, sulu araziden diyelim ki 700-800 kg ürün alabiliyor. Temel maliyetler hemen hemen aynı. Durum böyle olunca çiftçi gelir elde etmediği için kuru araziyi ekmiyor. Bizim bu şekilde otomatikman bir ürün kaybımız oluyor. Ya da girdi kullanımını azaltıyor. Bu da ürünün verimi ve kalitesini düşürüyor. Günlük çözümler yapıldığı için maalesef bir şey değişmiyor. Her sene aynı şeyleri konuşuyoruz” diye konuştu.