Dünyayı Yusuf’un gözlerinden görmek: Hayali, annesine hayatı tercüme etmek

SULTAN GÜMÜŞ /ÖZEL HABER

Türkiye’de yaşayan ve okul çağında olup okula gidemeyen 400 bini aşkın Suriyeli çocuktan sadece biri olan Yusuf, altı kişilik bir ailenin üçüncü çocuğu. Suriye’de savaş başladıktan sonra Yusuf’un babası yaşadığı bir sağlık sorunuyla ilgili tedaviye erişmekte zorluk çekiyor, ilaçlarını almak üzere memleketlerine yakın başka bir şehre giderken kayıplara karışıp bir daha evine dönmüyor. Ailesiyle birlikte 2019 yılının Ağustos ayında Türkiye’ye gelen 10 yaşındaki Yusuf, şu anda annesi Skout, kız kardeşleri Hammad (8), Asmaa (7), Amal (2) ve ağabeyi Osama (15) ile birlikte hayat mücadelesi veriyor. Anne Skout henüz iki yaşındaki Amal’a bakması gerektiği için çalışmıyor, aile sosyal yardım programlarıyla ve Osama’nın okuldan sonra çalıştığı pazarda kazandıklarıyla geçiniyor. Türkiye’deki en savunmasız durumda olan mülteci çocukların örgün ve yaygın eğitim programlarına erişimini sağlayan Okula Kayıt İçin Destek (OKD) programı aracılığıyla eğitim hayatına başlayan Yusuf ise Suriye’de ve Türkiye’de yaşadıkları tüm zorlu süreçleri annesine anlatabilmek için tercüman olmak istiyor. “Yusuf’un hayalini gerçekleştirip tercüman olduğu, dünyada olup biteni bana anlattığı günleri hayal ediyorum. Aynı zamanda da hayatta anlamı bulsun istiyorum. İnsanlara aktarabilmek için hayatı da tercüme etsin. Ve fark etsin hayattaki anlamı o yaratacak” diyen anne Skout’un bu sözleri birçok şeyi anlatıyor aslında.

BİR ŞEYLER HEP EKSİK KALIYOR…

Ailesinin ekonomik durumu ve yaşanan çatışma nedeniyle Suriye’de hiç okula gidemeyen Yusuf, Türkiye’de kimlik kartı aldıktan sonra, UNICEF destekli Hızlandırılmış Eğitim Programına (HEP) kaydoluyor. Ardından, çalışkan bir öğrenci olan Yusuf, 5. sınıf denklik belgesini alıyor; ailesi Yusuf’u örgün eğitim için okula kaydettirmeye çalıştığında, okul Yusuf’u kabul etmiyor. Dil engeli yüzünden küçük çocuğu okula kaydettirmek için ne yapılabileceğini tam olarak bilmeyen anne Skout, durumu şöyle anlatıyor: “Dilini konuşmadığın bir yerde yaşadığın zaman, her şey külfet oluyor; iletişim kuramıyorsun, hayata gerçek anlamda karışamıyorsun, bir şeyler hep eksik kalıyor. ASAM’ın ofisine girdiğim anı hiç unutmayacağım. Bana seçeneklerimi, Yusuf’un eğitimine devam etmesi için en iyi seçeneğinin ne olduğunu açıkladılar; hatta Yusuf’u okula göndermek için nasıl maddi yardım alabileceğimizi bile söylediler.”

HAYATTAKİ ANLAMI O YARATACAK

Skout, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yusuf her zaman der ki, ‘Eğitimime devam edeceğim ki tercüman olabileyim. Böylece anneme olup biteni anlatabilirim…’ Belki de temel ihtiyaçlarını karşılamak için birden fazla dil bilmen gerekmez, fakat içinde yaşadığın topluma dahil ve toplumun bir parçası olduğunu hissetmek için iletişim çok önemli. Etrafında neler olup bittiğini kavrayabilmek için en azından oranın dilini konuşman gerek. Ben, çocuklarımın eğitim görmesini ve insanlarla iletişim kurmasını istiyorum. Yusuf’un hayalini gerçekleştirip tercüman olduğu, dünyada olup biteni bana anlattığı günleri hayal ediyorum. Aynı zamanda da hayatta anlamı bulsun istiyorum. İnsanlara aktarabilmek için hayatı da tercüme etsin. Ve fark etsin hayattaki anlamı o yaratacak.”

400 BİN SURİYELİ ÇOCUKTAN BİRİ

Yusuf, Türkiye’de yaşayan ve okul çağında olup okula gitmeyen 400 bini aşkın Suriyeli çocuktan biri. Bu durum, çocukları ayrımcılık, şiddet ve istismar karşısında daha savunmasız hâle getiriyor.

Okula Kayıt İçin Destek (OKD) programı Türkiye’deki en savunmasız durumda olan mülteci çocukların örgün ve yaygın eğitim programlarına erişimini sağlıyor. Bu program kapsamında, erişim ekipleri 5 ila 17 yaşındaki çocukları da tespit ederek durumlarını değerlendiriyor, uzmanlara ve uygun bakım hizmetlerine sevklerini gerçekleştiriyor. OKD programı; UNICEF, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) ve ASAM ortaklığında, Avrupa Birliği’nin maddi desteğiyle yürütülmektedir.

Haber Merkezi